Kategoriler
Ana Sayfa Paris Otel Tavsiyeleri

10 Sıra Dışı ve Ekonomik Paris Otel Tavsiyesi

[sg_popup id=13213]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Paris’te kendinize kalacak güzel, ekonomik ve ilginç bir otel arıyorsanız 10 Sıra Dışı ve Ekonomik Paris Otel Tavsiyesi yazımız tam size göre. Sıra Dışı ve Ekonomik Paris Otel Tavsiyesi yazımızda elimizden geldiğince Paris’in uygun fiyatlı, ilginç otellerini bir araya getirmeye çalıştık. Listeyi hazırlarken mümkün olabildiğince Paris’in merkezindeki otelleri seçtik ki Paris’te harcayacağınız kıymetli vaktinizi labirent gibi metro istasyonlarında hangi renkli metroya binecektik diye harcamayın. Tabii ki Paris öyle ufak şehirler gibi de değil. Bu nedenle her yere yakın bir Paris otel tavsiyesi vermek de kolay değil. Eyfel Kulesi’ne yakın olan otel Notre Dame Katedrali’ne yakın olmayabiliyor. Yani Paris’in meşhur “her yeri metro ile bağlamışlar ya” dedirten metrosunu mutlaka kullanacaksınızdır 🙂 Bu arada ekonomik Paris otel tavsiyesi dediğimiz için söyleyelim uygun fiyat herkesin bütçesine göre farklılık gösterebilir. Kimileri için hosteldir uygun fiyatlı otel, kimileri için ise üç yıldız ve altındaki otellerdir uygun fiyatlı. Bu yüzden bu Paris Otel Tavsiyesi yazımızda farklı bütçelere göre otelleri anlatmaya çalışacağız. Otel sıralamasını da en uygun fiyatlı otelden başlayacak şekilde yaptık ki kolaylık olsun. Tabii çoğunun bir ortak noktası var; o da genellikle odaların ufak olması 🙂 Paris otel tavsiyesi yazımıza başlamadan önce otellerin fiyatlarını niye yazmadığımızı da paylaşalım. Otellerin fiyatları yok promosyondu, yok son bir oda kaldı diye gününe göre yarı yarıya fark edebiliyor, yazacağımız fiyat da pek anlamlı olmayabiliyor.




Son bir not daha eğer yazılarımızı beğeniyorsanız ve destek olmak isterseniz rezervasyonlarınızı yazımızdaki booking.com linklerinden yapmayı unutmayın ki biz de daha çok yazı yazabilelim 🙂 Şimdiden keyifli bir Paris tatili dileriz. Gözünüzü korkutmak gibi olmasın ama Paris’te kötü bir otel seçimi yaparsanız başınıza gelecekleri de buradan okuyabilirsiniz; tecrübeyle sabittir.


1. Eşi benzeri pek olmayan Paris otel tavsiyesi arayanlar için Hotel de Nesle:

Sıradaki Paris oteli rutin otel konseptinin biraz uzağında. Öyle uzağındaki bu Paris oteli sanki tüm dünyayı gezmiş, gittiği her ülkeden hatıralar almış, aldığı eşyaları atmaya bir türlü kıyamamış, bol kedisi olan, kedilerinin her an kırılacak gibi duran eşyaların arasından sürtünerek geçtiği bir ev sahibinin evi gibi. 

Paris-otel-tavsiye

Fincanlar, tabaklar, tablolar, kurutulmuş çiçekler ile çıfıt çarşısı gibi 🙂 

Hotel de Nesle’nin odaları da kendisi gibi farklı. Hiçbiri diğerinin aynısı değil. Ama hepsi biraz derbeder, hepsi biraz bohem. Bazı odalar antik Mısır, bazıları Notre Dame’ın Kamburu, bazıları Afrika’da safari temalı. 

Paris otel tavsiye

Odalarda aradığınız şatafat olmayabilir ama odaların dekorlarının ilginç olduğu kesin.  

Lokasyonunu da anlatalım. Bu Paris otelinini tavsiye etme nedenlerimizden birisi de konumu. Seine Nehri’nin sol kıyısında, Notre Dame ve Louvre Müzesi’ne yaklaşık 500 metre uzakta. Otelin eksileri yok mu, var tabii… Odalarda televizyon yok ki kimileri için bu olumlu bile olabilir 🙂 Çoğunun olmasa da bazılarının banyoları ve tuvaletleri ortak 🙂 Klima mı? Vantilatör ne güne duruyor, hele pencereleri açıp temiz hava almak varken… Paris otel tavsiyemizi beğendiyseniz rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz. Bu arada rezervasyon yaparken dikkat edin bazı odalar ortak banyolu… 




2. Yaşını göstermeyen Paris otel tavsiyesi Hotel de la Paix Montparnasse:

130 yıllık bu Paris oteli uygun fiyatları ile Paris’in güzel ve gizli otellerinden birisi. 130 yıllık dediysek klasik tarzda …

Kategoriler
Amsterdam Alışveriş Tavsiyeleri Ana Sayfa Öne çıkanlar Paris Alışveriş Tavsiyeleri Roma Alışveriş Tavsiyeleri

8 Adımda Tax Free Nasıl Alınır?

[sg_popup id=13013]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]
Euroları harcayıp alışveriş yaptınız ve sıra geldi biraz tasarruf etmeye. Alışveriş yapılırken de tasarruf edilir miymiş demeyin. Zaten artık markalar ürünlerini her ülkedeki mağazalarında aynı fiyat ile satıyor, ha oradan almışım ha buradan da demeyin. En azından biz demiyoruz, bugüne kadar da bu sayede fena tasarruf etmedik 🙂 Fena derken bu sayede yaklaşık %20 indirim elde edebiliyorsunuz. Bunun için de en kolay yol aslında tax free yani vergisiz alışveriş. Sadece aklınıza havaalanındaki “duty free”ler gelmesin bunun için. Roma sokaklarında dolaşıp bavullar dolusu yaptığınız alışverişin de vergi iadesini alabilirsiniz. Zaten bu konuda deneyimli olanlar tax free için hangi formu dolduracaklarını, tax free hesaplamasını, tax free oranlarını, ne kadarlık alışveriş yaparlarsa tasarruf edeceklerini, tax free tutarının nasıl geri alınacağını çok iyi öğrenmiş, işin uzmanı olmuştur. Eğer siz “İtalya’dan aldım canım bunu…”, “Fransa’da bir butikten, buralarda bulamazsın…” demiyorsanız belki sizin işinize yarayabilir yazdıklarımız 🙂 Tax free nasıl alınır, tax free alışveriş nasıl yapılır adım adım anlatmaya çalışalım.

Tax free nasil alinir

Bu arada üstüne basarak hemen söyleyelim; çok sevmiyoruz blogumuzda böyle “tax free, duty free” gibi yabancı kelimeleri kullanmayı ama en kolay anlaşılır yolu bu. Ne de olsa kimse havaalanına gittiğinde gümrüksüz mağazadan vergisiz bir parfüm alayım demiyordur 🙂

Ama once tax free hakkında biraz bilgi verelim, tax free nedir, tax free oranları nelerdir, tax free nereden geri alınır, hangi ürünlerde tax free vardır, tax free neleri kapsar diye merak edenler için. Ohoo biz bunları zaten biliyoruz diyorsanız siz bir sonraki bölüme geçebilirsiniz 🙂




Tax free nedir?

Yabancı bir ülkeye tatile gittiniz ve alışveriş yaptınız. Bu yaptığınız alışverişteki vergi o ülkede yaşamadığınız için size yol, su, elektrik olarak dönmese de olur, o parayla kendime bir şeyler alırım diyorsanız işte buna tax free diyorlar. Anlayacağınız “fiş almazsak n’olur” durumunun resmi hali. Ama tabi ki böyle bir şey demiyoruz ne de olsa bir alışveriş bir fiş, fişini de al Mustafaliy (çocukken adamın adını böyle sanıyordum ya) kamu spotları ile büyümüş bir nesiliz biz 🙂

Ama yanlış anlaşılma olmasın tax free alışverişte önce vergiyi ödemeniz gerekiyor, ancak sonra geri alabiliyorsunuz.

Tax free oranları nelerdir?

Tax free aslında aldığınız ürüne göre değişiyor. Vergisi az olan ürünlerde doğal olarak daha düşük oranda vergi iadesi alıyorsunuz. Ülkeler arasında da vergi oranları değişiyor.

Böyle olunca tax free ile şu kadar tasarruf ediyorsunuz demek o kadar kolay değil. Örneğin İtalya’da gıdada %10, sebze – meyvede %4, diğer ürünlerde ise %22 vergi var. Almanya’da ise standart vergi oranı %19, gıda ve kitaplardaki vergi oranı %7.

Tax free nereden geri alınır?

Tax free’nin genellikle havaalanlarından geri alındığı düşünülse de şehir merkezlerinden ve bazı alışveriş merkezlerinden de alınabiliyor. Aslında doğruyu söylemek gerekirse biz de böyle olduğunu bilmiyorduk. Ta ki Berlin’de KADEWE alışveriş merkezinde bir mağazadan ellerimiz poşetler ile çıkıp da karşımızda tax free masasını görene kadar.

Siz de gittiğiniz şehirde, havaalanı dışında nerelerden tax free başvurusu yapılabiliyor öğrenmek isterseniz buradan kontrol edebilirsiniz.

Tax free neleri kapsar?

Seyahat eden kişinin bavulunda taşıyabileceği neredeyse her şeyi kapsıyor. Elektronikten gıdaya, aksesuardan kıyafete birçok üründe indirim kazanabiliyorsunuz. Mesela iWatch alacaksanız tax free …

Kategoriler
Ana Sayfa Roma Yeme-İçme Tavsiyeleri

En İyi 10 Roma Pizzacısı

[sg_popup id=13376]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Roma’ya kadar gitmişken en güzel Roma pizzacılarında Roma’nın en lezzetli pizzalarını yemeden dönmek olmaz. Sonra buralara geri döndüğünüzde arkadaşlarınıza ne anlatacaksınız, nasıl diyecekseniz ki biz Roma’da şöyle güzel pizza yemiştik, margaritaları böyle güzeldi, işin sırrı malzemede canım, hamur dediğin şöyle hafif kıtır kıtır ve ince olmalı, kenarları da azcık yanmış olmalı diye 🙂 Eğer bunları arkadaşlarınız sıkılıncaya kadar her pizza sofrasında söylemek istiyorsanız Roma pizzacı tavsiyeleri yazımızı mutlaka okumalısınız. Yok eğer sürekli söyleyip arkadaşlarınızı kaçırmak istemiyorsanız da yazımızı okuyabilirsiniz: işte karşınızda en iyi 10 Roma pizzacısı!

Ama hemen öncesinde Margarita pizzasının adının niye Margarita olduğuyla ilgili kült bir bilgiyle başlayalım. 1889 yılında Kraliçe Margarita Napoli’deki Pizzeria Brandi’yi ziyarete gelmiş. O günkü pizzacı İtalyan bayrağının üç rengini simgeleyen domates, mozzarella ve fesleğenden kraliçeye özel pizza yapmış ve sonrasında da bu pizza pek meşhur olup Margarita adını almış. Bugün için yemek tarifimizi de verdiğimize göre en iyi Roma pizzacıları yazımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz.




1. Roma’nın bizce en güzel pizzacısı Pizzeria Baffetto:

Roma’ya gittiğimizde içeri girmek için kapısında kedi gibi beklediğimiz, içeri girdiğimizde bizdeki kebapçılar gibi duvarları burada yemek yiyen İtalyan futbolcuların fotoğrafları ile dolu (yanlış hatırlamıyorsak bir tanesinde Maldini ve Baffetto yan yanalardı) bir yerdi Pizzeria Baffetto. Burası mütevazi duruşunun altında o kadar lezzetli pizzalar barındırıyor ki kendisine özel bir sayfa ayırdık. Pizzeria Baffetto ile ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Roma pizza 1

Pizzeria Baffetto’daki soframız





2. Trastevere’de karnınız acıkırsa Pizzeria da Ivo:

Roma’da eğlence hayatının merkezi Trastevere’ye gider, karnınız acıkır ve canınız Roma’nın en güzel pizzalarından birini isterse doğruca gideceğiniz yer Pizzeria da Ivo olmalı. Kaldırımın üzerine atılmış plastik sandalyelere eşlik eden en az onlar kadar basit masalara, içeride fırından çıkıp tavan boyunca ilerleyen garip görünümlü havalandırma borusuna, duvarlardaki anlam vermek için zaman harcanması gereken öylesine yerleştirilmiş gibi duran sporcu fotoğraflarına bakmazsanız pizzaları pek bir lezzetli gelecektir. “Ne?! Onunla o gider miymiş! ” demeyenlerdenseniz de buradaki farklı pizza kombinasyonlarını deneyebilirsiniz. Fiyatlar da alıştığımız eve paket servis yapan pizzacılar ile karşılaştırıldığında bile pek yüksek değil. Tabi ufak bir pizzacı olduğu için kalabalık olmadan gitmek iyi olur, önceden söyleyelim (Via di S. Francesco a Ripa, 158).


3. Ne kadar dağınık o kadar lezzetli pizzalar yapan Pizzeria da Ricci:

Kuvvetle muhtemel Roma’nın en eski pizzacısı burası. Yemek yerken selfie’lerin çekilmediği, güzel bir pizza fotoğrafı eşliğinde check-in’lerin yapılmadığı, hatta Roma sokaklarında daha turistlerin bile olmadığı zamanlardan beri bu pizzacı varmış. Taa 1888 yılında açılmış Pizzeria da Ricci. Ricci’nin pizzaları, zincir pizzacılarda alıştığımız sanki bir üretim hattından çıkmış gibi görünen, üstünde birbirlerine uzaklıkları aynı, simetrik yerleştirilmiş malzemelerin olduğu pizzalara hiç benzemiyor. Pizza hamurunun köşelerinin hafiften yandığı, üstündeki peynirin ayarının kaçıp önce eriyip sonra kabarıp tüm pizzayı ele geçirdiği, mantarların pizzanın bir yerinde çok diğer tarafında hiç olmaması için özenle ama rastgele dağıtıldığı, salamların koca koca doğranıp tüm pizzaya ağırlığını koyduğu bir yer. Önce garipsiyor olsanız da sonra anlıyorsunuz ki pizza ne kadar dağınıksa o kadar lezzetli 🙂 Hamuru da Roma’da alıştığımız incecik, tabağın dışına taşan pizzalara benzemiyor. Daha küçük ama daha kalın hamura, yani …

Kategoriler
Ana Sayfa Roma Otel Tavsiyeleri

En Güzel ve Şık 10 Roma Otel Tavsiyesi

[sg_popup id=12945]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Yaşlı ama dinç sokaklarında dolaşırken, kendinizi tarih kitaplarının sayfalarının arasında gezinir gibi hissedeceğiniz alımlı Roma’ya gidiyor ve Roma seyahatinizin hak edeceği, zarif otellerde kalmak istiyorsanız bu yazımızı mutlaka okumalısınız. Roma otel tavsiyeleri yazımızda Roma’nın en güzel otellerini, Roma’da kalabileceğiniz en şık, en moda, en havalı otelleri bir araya getirdik. Böylece gündüzleri Roma’nın harikulade eserleri arasında zamanda seyahat eder gibi dolaştıktan sonra akşamları da Roma’nın en güzel otellerinde kalabilirsiniz. Ama önceden söyleyelim, buradaki oteller birazcık masraflı. Roma’daki diğer otel seçeneklerini de görmek isterseniz buraya bir göz atmanızı öneririz. Ama yok biz zaten Roma’nın en güzel otellerinde kalmak için kesenin ağzını biraz daha açmaya gönüllüyüz diyorsanız hadi o zaman en muhteşeminden başlayalım. Anlatmaya başlamadan önce bir de not. Otelleri en pahalıdan en ucuz otele doğru dizdik, bütçenize göre de değerlendirebilesiniz diye. Ama tabi ki fiyatlarda oda tipine, doluluğa ve tarihe göre değişiklik olabiliyor 🙂 Sözü daha fazla uzatmadan Roma otel tavsiyelerimize başlayalım.

Son bir şey daha, eğer Roma otel tavsiyelerimizi beğenirseniz, rezervasyonlarınızı sayfamızdaki linklerden yaparsanız seviniriz. Desteğiniz ile biz de yazılarımıza devam edebiliriz. Şimdiden teşekkürler.




1. SANKİ BOTANİK BAHÇESİ DİYECEĞİNİZ HOTEL DE RUSSIE:

Roma’da en sevdiğimiz meydanlardan biri olan Piazza del Popolo’nun hemen yanı başında, 19. yüzyıl sarayının ve görkemli bahçelerinin otele dönüştürüldüğü Hotel de Russie dünyanın en güzel yerlerinde 10 oteli olan şaşaalı Rocco Forte zincirinin bir parçası. Gösterişli alışveriş caddesi Via Condotti’ye, Roma’ya gidilip de görmeden dönülmeyecek İspanyol Merdivenleri’ne birkaç dakika uzaklıktaki Hotel de Russie’nin konumu ve konforlu odaları dışında en güzel yanı, otelin yamacındaki devasa bahçeleri. Palmiyelerin altında, yemyeşil çimler arasında, klasik heykellerin yanı başında Le Jardin de Russie’deki masanızda iki Michelin yıldızlı Chef Fulvio Pierangelini’nin hazırladığı yemekleri tatmak, Roma seyahatinizi daha da unutulmaz kılacaktır. Rezervasyonlarınızı buradan yapabilirsiniz.

Roma otel tavsiyeleri Hotel De Russie

Hotel de Russie’nin yemyeşil bahçeleri


2. İÇİ DE DIŞI DA ŞATAFATLI WESTIN EXCELSIOR:

Westin Excelsior otelinin en önemli avantajlarından birisi konumu. Üzerinde bulunduğu Via Veneto caddesi önceleri papaların ve kralların yaşadığı, sonra İtalyan sosyetesinin paparazziler ile kovalamaca oynadığı, kısaca tarihin her anında meşhurlara evsahipliği yapan bir yer. Hatta La Dolce Vita filmi de bu caddede çekilmiş. Westin Excelsior otelinde kalacak olursanız yürüyerek birkaç dakikada uzaklıktaki Palazzo Barberini’ye, İspanyol Merdivenleri’ne ve Piaza del Popolo’ya ulaşabilirsiniz.

Roma otel tavsiyeleri Westin Excelsior

Via Veneto üzerindeki Westin Excelsior oteli

1906 yılından bu yana kapısından nice ünlülerin girdiği Westin Excelsior otelinin içi de en az dışarısı kadar şatafatlı. Kristal avizeler, varaklı aynalar, şık berjer koltuklar lobide Roma’yı gezip gelen otel misafirlerini, dinlenmeleri için bekliyor. Eğer siz de Westin Excelsior’da kalmak isterseniz rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.

Roma otel tavsiye Westin Excelsior




3. TOM CRUISE’UN TERCİHİ İSPANYOL MERDİVENLERİ MANZARALI HASSLER ROMA OTELİ:

Şehrin klasiklerinden ve Roma’nın en güzel otellerinden birinde kalmak istiyorsanız Hassler Roma sizin için doğru bir tavsiye olacaktır. Meşhurların sevdiği dünyadaki yedi otelden biri olarak gösterilen Hassler Roma’da Grace Kelly balayını geçirmiş, Tom Cruise ve Katie Holmes, Leonardo diCaprio gibi ünlüler Roma seyahatlerinde tercih etmiş. Siz de herkesin merdivenlerin ilk basamağından büyük bir hayranlıkla seyrettiği İspanyol Merdivenleri’ne biz yukarıdan otelin Michelin yıldızlı restoranında yemek yerken bakacağız diyorsanız mutlaka Hassler …

Kategoriler
Ana Sayfa Roma Gezilecek Yer Tavsiyeleri

Roma Görülecek Yerler: En Etkileyici, En Ürkütücü ve En Gizli 8 Yer

[sg_popup id=12911]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Roma görülecek yerler: Roma’ya seyahate edecekseniz ve herkesin gittiği, bütün rehberlerde bulabileceğiniz, turistlerin hıncahınç doldurduğu, meşhur yerler dışında gizli kalmış yerleri merak ediyorsanız Roma görülecek yerler listemizdeki çok fazla bilinmeyen dokuz yeri önerebiliriz. Roma gezi rehberlerinde pek de ön plana çıkmayı başaramamış, bütün ilgiyi üzerlerinde toplayan Roma Forumu’nun, Pantheon’un gölgesinde kalmış, belki Roma’da değil de dünyanın daha az ünlü başka bir şehrinde olsalardı fark edilecek gizli yerler buralar. Bazıları karanlık ve ürkütücü, bazıları ise içindeki eserlerinden gözlerinizi alamayacağınız kadar etkileyici yerler… Bazıları gezi rehberlerine uyup gitseniz sadece üstünde dolaşacağınız, bazıları ise gündüz gidip bütün şovları kaçıracağınız yerler… Hadi o zaman Roma’nın yeraltına inelim ve Roma turlarında pek şans tanınmayan Roma’da görülecek gizli yerleri anlatalım.




1. KURU KAFADAN KORKMUYORSANIZ ROMA’DA GÖRÜLECEK İLK YER KAPUÇİN MAHZEN MEZARLARI:

Burayı okumasaydınız Roma’nın sokaklarında gezerken belki Kapuçin Mahzen Mezarları’nın önünden geçecek ve hiç fark etmeyecektiniz bile içeride neler olduğunu. Roma’nın en ürkütücü yerlerinden birisi Kapuçin Mahzen Mezarları. Biz de Roma’da böyle bir yerin varlığını öğrenince Roma turumuzda küçük bir değişiklik yaptık ve burayı da ekledik Roma’da görülmesi gereken yerler listemize.

Nasıl korku tünelleri lunaparklarda atlı karınca ile pamuk şekercinin arasında sessizce müşterilerini bekliyorsa, Kapuçin Mezarları da Roma’daki tatlı hayatın içinde saklı bir şekilde varlığını sürdürüyor. Roma’nın gizli kalmış yerlerinden Kapuçin Mezarları’nı bulabilmek için Via Veneto’da, Piazza Barberini’den isimlerinden de anlaşılacağı üzere dolce vita hayatın temsilcisi Cafe de Paris ve Gran Caffe Roma’ya doğru binaların numaralarını takip ederek yürümemiz gerekiyor. Mahzen mezarlarına yakışır bir şekilde kapısındaki latince mezarlık anlamındaki Coemeterium tabelası farkında olmadan önünden geçen herkesi sessizce selamlıyor.
Turuncu tuğla duvarın yanından içeri girdiğimizde, Kapuçin Mahzen Mezarları’nda kapıda oturan, çalıştığı yerin ürkütücülüğünü suratında en ufak bir mimikle bile yansıtmayan ve hatta sizinle çat pat Türkçe konuşan İtalyan kadın görevliye, cüzi bağışımızı yaptıktan sonra artık geriye dönüş yok. İçeri ilk girdiğimizde, yan yana dizili, üç yanı duvar ile çevrili mezar odalarına bakan upuzun ve dar bir koridorda, mağaza vitrinlerine bakar gibi gezen insanları görüyoruz. İlk toplu mezar odasını önünde durduğumuzda ise arkadaşlarımız ile birlikte bunun ne kadar gerçek olduğunu sorguluyoruz. Çünkü mezarlıkları, garip ama huzurlu bir sessizlik ile ilişkilendiriyorsanız burası çok farklı ama bir o kadar daha gerçekçi mezarlık. Kapuçin Mahzen Mezarları’nda tüm cenazeler toprak ve beton ile gizlenmeden, mermer ve özel dikilmiş çiçekler ile süslenmeden şeffaf bir şekilde karşınızda duruyor. Koridor ile mezar odalarını ayıran gözle görünmeyen gizli bir sınır çizgisi ise bizim ve onların boyutlar arasında sıçramasını engellemeye çalışan kara delik gibi önümüzde uzuyor.

Roma gezilecek yerler

İçerisi “korkmam n’olcak canım yaaa” diyen bizleri epey ürkütmüştü 🙂

İçeride fotoğraf çekmek yasak ama burayı da belgelememiz lazım. Son odanın tavanında uzanan iskeletleşmiş mezarın önünde, makinemizi gizlice çıkardığımızda nükleer tesisin fotoğraflarını çekmeye çalışan ajan gibi hissediyoruz kendimizi. Bu sırada tam arkamızda gürültü ile kapanan pencere, karanlıkta seyredilen gerilim filminde aynada beliren katilden daha fazla korku yaratıyor hepimizde ve sıçrıyoruz. Sonrasında da fotoğraf makinemizi usulca kaldırma gereği hissediyoruz (giriş, bağış; adres, Via Veneto 27).




2. TAVANI KAPLAYAN MUHTEŞEM RESME BAKARKEN BOYNUNUZUN TUTULACAĞI BARBERİNİ MÜZESİ:

Yeterince …

Kategoriler
Amsterdam Otel Tavsiyeleri Ana Sayfa

Amsterdam Otel Tavsiye: Amsterdam’ın En Güzel 5+ Oteli

[sg_popup id=13278]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]
Eğer Amsterdam’a gittiğinizde bütün gün şehri gezecek, geceleri de dışarı çıkacak, bol bol eğlenecekseniz, yorgunluğunuzu atmak için konforlu Amsterdam otel tavsiye listesine ihtiyacınız var demektir. Kalacağınız otelin sıkı sıkıya yatağın içine geçirilmiş yorganları olmalı, sabah kalktığınızda hangisinden alsam diyeceğiniz bir kahvaltısı olmalı diyorsanız Amsterdam otel tavsiyelerimiz işinize yarayabilir. Böylece ertesi Amsterdam gününe daha da güzel başlayabilirsiniz. Hem eğer bütçeniz çok da kısıtlı değilse, Amsterdam’da kalacağınız otelin sizi birazcık şımartması, azcık şatafatlı olması da tatilinizi daha stresten uzak bir hale bile getirebilir. Nasıl bir otel istediğinizi bildiğinize göre sıra geldi o oteli bulmaya. En kestirme yol, kalalım yıldızı bol bir otelde demek olabilir ama yıldız sayısının kimi zamanlar çok da bir şey ifade etmediğini bilenlere ve üstüne Amsterdam’da yirmiden fazla beş yıldızlı otel olduğu düşünüldüğünde bu yöntem pek doğru olmayabilir. Biz de bir keresinde yıldız sayısına ve otelin de dünyaca ünlü bir zincir olmasına güvenip otel seçmiştik de kahvaltıda karnımızı zor doyurmuş, wi-fi şifresini bir türlü öğrenememiş, 80lerden bu yana değişmemiş odalarda kaldığımızda her zaman markanın çok da önemli olmadığını zor yoldan öğrenmiştik. Sizlerin de başınıza böylesi şeyler gelmesin, Amsterdam’a gittiğinizde gerçekten güzel bir otelde kalabilin diye en şatafatlı, en göz alıcı Amsterdam otellerinden bir liste hazırladık. İşte en konforlu, en rahat ettirecek 6 Amsterdam oteli.. Hadi o zaman Amsterdam otel tavsiyelerimize yine soru-cevap şeklinde başlayalım 🙂




1. MICHELIN YILDIZLARI İLE MEŞHUR AMSTERDAM OTEL TAVSİYESİ HOTEL OKURA:

Amsterdam’da havalı bir otelde kalmak istiyor ama çok fazla euro yansısın istemiyorsanız kredi kartı ekstrenize Hotel Okura’yı deneyebilirsiniz. 300 odalı bu lüks Amsterdam oteli adeta Michelin yıldızları ile aydınlanan bir gökyüzü gibi. Oteldeki restoranların zor kazanılan Michelin yıldızları, otelin beş yıldızından daha bile kıymetli aslında. Öyle ki modern tasarımlı Hotel Okura iki Michelin yıldızlı Ciel Bleu ve bir Michelin yıldızlı Yamazato’yu aynı anda bünyesinde barındırıyor.

Amsterdam otel tavsiye Hotel Okura 1

Bu kadar Michelin yıldızına sahip, böyle konforlu odalar sunuyor olmasına rağmen nasıl oluyor da bu Amsterdam otelinin fiyatları uygun kalabiliyor diyorsanız, tek kelime ile cevap verebiliriz; konum. Otelin konumu Amsterdam şehir merkezinin biraz uzağında. Ama merak etmeyin o kadar da uzak değil. On dakikalık uzaklıktaki duraktan bineceğiniz tramvay ile sadece 10 dakikada Dam Meydanı’na ulaşabiliyorsunuz. Üstelik tramvaylar da neredeyse her beş dakikada bir kalkıyor.

Amsterdam otel tavsiye Hotel Okura 3

Her gece ayrı bir restoranında ziyafet çekeceğiniz bu Amsterdam otelinin gecelik oda fiyatları ise 180 $’dan başlıyor. Bu arada bir de tasarruf önerisi paylaşalım, otelin daha ekonomik ama lezzetli restoranı Serre’de Ciel Bleu’da yemeklerinizi uygun fiyatla yiyebilirsiniz. Oteli inceleyip oda rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.




2. MÜKEMMEL AMSTEL MANZARASI ARAYANLAR İÇİN HOTEL DE L’EUROPE:

Amstel Nehri’nin kenarında lüks bir terasta önünüzden tekneler geçerken bir akşam yemeği hayal ediyorsanız ama şehrin tarihi merkezine de yakın olsun diyorsanız Hitchcock filmlerine de set olmuş De l’Europe Amsterdam’ı tercih edebilirsiniz.

Amsterdam otel tavsiye Hotel De Leurope 1

Bu beş yıldızlı Amsterdam oteli, Amstel manzaralı balkonları, konforlu odaları ve bol mermerli banyoları ile sizi şımartmak için elinden geleni yapıyor. Ayrıca Hotel De l’Europe Amsterdam, meşhur seyahat dergisi Conde Nast Traveler tarafından 2013 yılında Amsterdam’daki en yüksek puanlı otel seçilmiş.

Amsterdam otel tavsiye Hotel De Leurope 2

Buranın konumu da dört dörtlük. Amsterdam’da …

Kategoriler
Amsterdam Otel Tavsiyeleri Ana Sayfa

En Güzel Amsterdam Kanal Evleri

[sg_popup id=13280]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]
Kanalları ile meşhur Amsterdam’a seyahat edecekseniz ve bütçeniz döndüğünüzde “yiyip içtiğin senin olsun, gezip gördüklerini anlat” diyecek arkadaşlarınıza “Amsterdam’da şöyle güzel butik otelde kaldık, böyle güzel kanal evinde yemyeşil manzaraya uyandık” dedirtecek kadar esnek ise size bazı otel tavsiyelerimiz var. Eğer her gittiğiniz ülkede ve hatta her gittiğiniz şehirde karşınıza çıkan bildik zincir otellerin birinde kalmak istemiyorsanız, Harikalar Diyarı’ndaki Alice’i lobideki koltuklarda otururken görseniz şaşırmayacağınız bir tasarım otelde kalmak size ilginç geliyorsa veya eskiden Amsterdamlı zengin bir tüccara ait tarihi kanal evinde az sayıda odadan birinde uyanmak Amsterdam sokaklarında gezmek kadar mutlu edecekse sizi, Amsterdam butik otel tavsiyeleri yazımız tam size göre. Bu yazıda neler bulacaksanız onu da söyleyelim hemen; Amsterdam kanal evleri, Amsterdam butik otelleri, Amsterdam tasarım otelleri ve biraz daha fazlası. Bazı oteller aynı anda iki gruba bile girebiliyor.

Yazıyı nasıl hazırladığımıza gelince; otel arama sitelerinden seyahat önerisi sitelerine, yabancı gazetelerin seyahat yazılarından yabancı seyahat dergilerine onlarca yazıyı okuduk ve hepsinde ortak olarak tavsiye edilen otelleri çıkardık. Sonra da en ucuzdan en pahalıya doğru gruplayıp sırası ile yazıya döktük. Böylece seyahatiniz için ayırdığınız bütçe limitine göre Amsterdam’da kalacağınız otelinizi seçebilirsiniz.




Umarız yazımız aradığınız Amsterdam kanal evi, butik oteli veya tasarım otelini bulmanıza yardımcı olur. Size sağlayabileceğimiz bir başka kolaylık da, beğendiğiniz otel için rezervasyonunuzu yazımızdaki linkler üzerinden yapabilirsiniz.

Bu arada söyleyelim, eğer bütçenizi fazla zorlamak istemiyorsanız ve daha uygun fiyatlı Amsterdam otelleri, daha doğrusu hostelleri arıyorsanız sizi direkt ilgili sayfamızaalabiliriz 🙂


1. AMSTERDAM KANAL EVLERİNİ MERAK EDİYORUZ AMA BÜTÇEMİZ ÇOK YOK DİYENLER İÇİN HOTEL ESTHEREA:

Amsterdam’ın kanal kıyısındaki 17. yüzyıldan kalma tarihi tüccar evlerinde kalayım, ortalıkta bol bol arkası yüksek berjer koltuklar olsun, her yer bir zamanlar nefes alabildiğini bildiğim ahşaptan olsun, duvarları çiçeklerle kaplı kağıtlar ile sarılmış olsun, odaları hem baharın ilk sabahı kadar aydınlık ve renkli hem de sonbaharın son günü kadar klasik ama hala sıcak olsun diyorsanız size bir önerimiz var. Ekonomik Amsterdam oteli Hotel Estheréa tam böyle bir yer.

Amsterdam kanal evi Estherea 1

Bu ucuz Amsterdam kanal evinin konumu da otelin kendisi kadar güzel. Dam Meydanı’na sadece 7 dakikada yürüyerek gidebiliyorsunuz. Sadece Dam Meydanı’na da değil üstelik, neredeyse Amsterdam’ın merkezinde görülmesi gereken her yere 10-20 dakikada yürüyerek gidebiliyorsunuz. Otelin konumuna fiyatı da eklendiğinde “Bu işte bir iş mi var” şüpheciliğiyle yaklaşmanıza gerek kalmayacak profesyonellikte hizmet sunuluyor.

Amsterdam kanal evi Estherea 2

Fiyatlar sadece 168 $’dan başlıyor ki Amsterdam’daki diğer oteller ile karşılaştırıldığında düşük bile sayılabilir. Eğer siz bu kanal otelini beğendiyseniz ve yer kaldıysa rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.




2. AMSTERDAM’IN EN ÇOK TAVSİYE EDİLEN KANAL EVLERİNDEN BİRİNDE KALMAK İSTEYENLER İÇİN THE TOREN:

Uzun süre çalıştınız ve tatile çıkmışken de Amsterdam’ın en lüks otellerinden birinde kalmak istiyorsunuz. Bir yandan da sonraki ay posta kutunuzda bulacağınız kredi kartı ekstresi ile ilgili de haklı bir endişe içindesiniz. Daha gitmeden uçak biletiydi, vizesiydi epey harcadınız zaten. O zaman size bir tavsiyede bulunabiliriz. Amsterdam’ın en çok tavsiye edilen otellerinden The Toren’de kalmaya ne dersiniz? Expedia, Amsterdam’da üç otel tavsiye ediyor, bunlardan birisi de The Toren.

Amsterdam kanal evi Toren 1

Hollanda’nın altın çağı olan 1618 yılında inşa edilen …

Kategoriler
Ana Sayfa Floransa Ulaşım Tavsiyeleri Roma Ulaşım Tavsiyeleri Venedik Ulaşım Tavsiyeleri

İtalya’da Ekonomik Tren Seyahati Nasıl Yapılır?

[sg_popup id=13376]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]

Ciao, demek Roma’ya gidiyorsunuz ve buna rağmen dünyanın en güzel şehirlerinden de olsa Roma tek başına sizi kesmeyecek ha. Yok yok ne kadar Roma güzel olursa olsun, taaa İtalya’ya kadar gitmişken başka şehirleri de görmemek olmazdı. Tamam tamam kabul ediyoruz, Roma’dan başka FLoransa’ya, Venedik’e, Milano’ya, Napoli’ye de gidilmeli mutlaka. Hem zaten Roma’dan tren ile başka şehirlere gidecekseniz bundan da tasarruf etmenin yolları var. Öncelikle söyleyelim biz İtalya için Cinque Terre, Cenova gibi yerlere de tren ile gittiğimiz için hepsinin yaklaşık olarak benzer olduğunu gördük. O yüzden örnek ile anlatmaya çalışacağız ve örnek olarak da Roma Venedik trenlerini seçtik. Hepsi birbirine benziyor ama özünde. Sözü fazla uzatmayalım bulduğumuz yöntemleri tek tek anlatalım.




Roma’dan Venedik’e gitmenin en ucuz yöntemi tabii ki tren. Ama tren dediysek bu tek başına yeterli bir cevap değil. Çünkü hem trenden trene, hem de tren biletinizi nasıl aldığınıza göre fiyatlar değişiyor. Bu yazıyı yazarken Roma Venedik tren seferlerinin normal fiyatları 80 Euro’ya kadar çıkıyordu. Pek de ucuz değilmiş der gibisiniz. Doğru söylüyorsunuz. Ama en güzel kısmına daha değinmedik, o da Roma Venedik tren biletlerini 9 Euro’ya kadar düşürebileceğiniz gerçeği. Önce normal yöntemi anlatalım ki onu yapmadığınızdan emin olun, sonra da bilet fiyatından nasıl tasarruf edeceğinizi anlatacağız.

Daha önce dediğimiz gibi Roma’dan Venedik’e nasıl gidilir sorusunun cevabı, tren olmalı çünkü en kolay ve uygun fiyatlı ulaşım yöntemi bu. Roma’dan Venedik’e tren ile gidiş yaklaşık 3 saat 45 dakika sürüyor ve ücretler çok yakın günlere almanız durumunda 80 Euro’ya kadar çıkıyor. Bilet alacağınız firmanın adı TrenItalia, bir tür İtalya’nın TCDD’si olur kendisi. Trenin ismi ise FRECCIARGENTO, yani hızlı tren. TrenItalia sitesinden bilet alırken, istasyon seçimininde başlangıç noktası olarak Roma Termini istasyonunu, varış noktası olarak da Venezia S. Lucia istasyonunu seçmeniz gerekiyor. Venedik veya Venice diye ararsanız bulamazsanız, önceden söyleyelim.

Dedik ya bu normal yöntem, ama Roma Venedik ulaşımı için bu yöntemi seçmemelisiniz. Bu yüzden sakın okumayı burada bitirmeyin, bileti almadan önce aşağıdakileri de okumanızı tavsiye ederiz. Çünkü en uygun fiyata ulaşmanın bazı yöntemleri var :).

1. Find Best Price kutusunu işaretlemek:

Çok kolaymış gibi görünüyor ama bazen gözden kaçabiliyor. TrenItalia bilet fiyatlarına bakarken mutlaka aşağıdaki “find best price” kutucuğunu işaretlemelisiniz. Böylece hem gitmek istediğiniz günkü hem de ona yakın günlerdeki en uygun fiyatları aynı anda ekranın üstünde görebiliyorsunuz. Böylece gideceğinizi günü bir gün ileri veya geri alıp bilet fiyatlarında %50’ye yakın kar edebilirsiniz.

2. Klasik yöntem bileti önceden almak:

Basına yaptıkları duyurularda İtalya çapındaki tren seferlerinde MINI isimli bir promosyonları olduğunu ve fiyatların 9 €’ya kadar düştüğünü söylüyorlardı. Doğru da söylüyorlarmış :), bu yazıyı yazarken Roma Venedik tren bileti fiyatlarının 9 €’ya kadar düştüğünü gözlerimizle gördük. Hızlı trenlerde de 80 €’dan 29 €’ya düşmüştü fiyatlar önceden alımlarda.





3. Aynı güne gidiş dönüş tren bileti almak:

Eğer geri dönüş uçağınız Roma’dan kalkıyorsa, sadece birkaç gününüz varsa ve buralara kadar gelmişken Venedik’i görmemek olmaz diyorsanız bu ulaşım yöntemi tam size göre. Aynı gün gidip – akşama geri dönerseniz tren fiyatları yine çok ucuz oluyor. Seçilecek güne …

Kategoriler
Ana Sayfa Louvre Müzesi Tavsiyeleri

Louvre Müzesi Giriş Ücreti & Cam Piramit

[sg_popup id=12864]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]

Cam Piramit & 666

Kim demiş piramitler sadece Mısır’da var diye… Kim demiş piramitler sadece taştan, Nil Nehri’nin kenarında olur diye. Basbayağı Paris’in orta yerinde hem de camdan ve çelikten olabiliyormuş. Hangi piramitlerden mi bahsediyoruz, Paris Louvre Müzesi’nin girişinde bizi karşılayan dört tane camdan piramitten tabii ki…. Yılda dokuz milyon turist kapıya dayanınca ki kimi saatler 15 bin ziyaretçiye kadar varıyormuş, ve bu kapı da dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi ünvanını Louvre Müzesi ile paylaşmakta zorlanınca klasik mimari ile tezat, gelecekten gelmiş gibi duran bu piramit Louvre Müzesi’nin geniş avlusunda peyda olmuş. Louvre Müzesi’nin cam piramidi o kadar ses getirmiş ki Mısır’daki piramitlere benzer efsaneler bile üretilmeye başlanmış. Yok efendim Louvre Müzesi cam piramidinde 666 tane cam parça varmış da, Mitterrand açıkça mimardan 666 tane cam parçası olmasını talep etmiş de… Hatta Dan Brown’un Da Vinci Şifresi kitabında da böyle olduğu dile getirilmiş de, peh peh peh… Tüm bunlar üzerine Louvre Müzesi’ndeki bu eserin mimarının iddiaları yalanlayıp, sanılanın aksine altı yüz yetmiş üç cam parça olduğunu açıklaması gerekmiş. Ama unutmadan söyleyelim ilk açılışında dağıtılan broşürde altı yüz altmış altı cam olduğu iki kez geçiyormuş. Aslında en temizi gidip saymak gibi görünüyor J.




Louvre Müzesi’ne Giriş Kuyruğu & Aslanlı Kapı

Geçebilecek Aslına bakacak olursanız yoğun bir günde Louvre Müzesi’ne gitmeye kalkarsanız cam piramidin etrafında uzayan, müze kadar meşhur Louvre Müzesi’ne giriş kuyruğunda oyalanırken rahat rahat kaç cam parça olduğunu sayabilirsiniz. Hatta kontrol için bir kez daha saymaya yetecek vaktiniz bile olabilir.

Bu sıraya girmemenin en iyi yolu, aslında bu sıraya girmemek… Doğru yazdık, gerçekten Louvre Müzesi’ne kalabalık bir günde gidiyorsak en göz önünde olan, gördüğünüzde sanki Louvre Müzesi’nin tek bir girişi olduğunuzu düşünmenizi sağlayan, sizi ışığa giden kelebekler gibi kendisine çeken bu kapıdan uzak durmak en iyisi…

Çünkü aslında Louvre Müzesi’nin genel turistik görüşün aksine beş farklı kapısı var. Piramit dışındaki bu kapılar; Via the Passage Richelieu, Via the Carousel du Louvre, Via the Cour Carree, Porte des Lions, görece daha az yoğun.




Arc de Triomphe du Carrousel & San Marco’nun Atları

Çoğu turistin bilmediği, dolayısıyla Louvre Müzesi’ni gezerken lazım olacak saatlerinizi cam piramitin önündeki kalabalıkla harcamamanızı sağlayacak Aslanlı Kapı (Porte des Lions), Louvre Müzesi’nin geniş avlusunda cam piramitteki giriş kapısına sırtınızı döndüğünüzde tam karşınıza gelen zafer takının (Arc de Triomphe du Carrousel) size göre sol tarafındaki binada kalıyor.

Bu arada adı geçen takı, Şanzelize Caddesi’ndeki Paris’in meşhur Zafer Takı’ı (Arc de Triomphe de l’Étoile) ile karıştırmayın. Her ne kadar ikisi de aynı zamanlarda yapılmış olsa da aralarında ciddi bir büyüklük farkı söz konusu. Diğeri bu kadar mütevazi değil anlayacağınız… Arc de Triomphe du Carrousel, 1806-1808 tarihleri arasında Napolyon’un zaferlerini kutlamak için yapılmış. Takın arkasında bugün yer alan Tuileries Bahçesi’nin daha önceleri yerinde olan imparatorluk ikametgahı Tuileries Sarayı’nın kapısı imiş aslında…

Louvre Müzesi’nin avlusundaki takın üstünde bugün duran atlar aslında Napolyon’un Venedik’ten aldığı, ki zamanında Sultanahmet Meydanı’ndalarmış, daha sonra tekrar San Marco Meydanı’na dönen, San Marco’nun Atları imiş…




Kategoriler
Ana Sayfa Venedik Gezilecek Yerler Tavsiyeleri

Venedik’e Yakın Gezilecek Yerler: Murano – Burano adaları

[sg_popup id=13246]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]
Venedik’te geçirdiğimiz birkaç günden sonra, sıra geldi ayrılmadan önce Venedik’te görülmesi gereken son yere; Venedik’in adalarına… Venedik ile karşılaştırıldıklarında Venedik’in ada değil de sanki ana karada kocaman bir şehir gibi durmasını sağlayan (teşekkürler görelilik) ondan da küçük Murano, Burano, San Giorgio Maggiore, San Michele, Torcello ve Lido adaları için turunuzun sonunda mutlaka zaman ayırmalısınız. Hatta biraz daha ileri gidip bizim favorilerimiz Burano & Murano adalarına uğramazsanız Venedik ziyaretiniz yarım kalmış bile sayılabilir diyerek sizi biraz daha teşvik edebiliriz.


1. Murano

Venedik’in kuzeyindeki Murano adası cam işlemeciliğindeki ünü ile diğer adalardan belirgin bir şekilde farklılaşıyor. Hatta Venedik’te gezerken gördüğünüz birçok vitrini süsleyen küçük cam heykellerin sebebi de yine burası. Gerçi içlerinden çoğu Çin malı ama zaten bunu işçiliklerinden anlayabiliyorsunuz.

Murano-Burano-Adalari

Adayı anlatmaya geçmeden önce Venedik’ten Murano adasına nasıl gidilir sorusunun cevabını verelim. Öncelikle söylemekte fayda var; tasarruf etmek, az zamanda çok yer gezmek istiyorsanız veya kimselere bağlı kalmak istemiyorsanız en iyisi toplu taşımayı seçmek ki biz öyle yapmıştık, toplu taşıma dediysem vaporettolardan bahsediyoruz. Ayrıca San Marco Meydanı’na yakın iskelelerde Venedik adaları için turlar da düzenleniyor ama ücretleri vaporettolara göre daha yüksek ve başkalarına bağımlı kaldığınızdan dilediğiniz gibi gezemiyorsunuz. O yüzden tavsiyemiz vaporetto…

ACTV’nin DM, LN ve 41, 42 nolu vaporetto hatları ile (geceleri ise N) Venedik’in birçok iskelesinden Murano’ya gidebilirsiniz. Uzun süre beklemenize gerek kalmadan hatırlatalım her ne kadar çok turistik olsa da Dükalar Sarayı’nın önündeki iskelelerden adalara vaporetto kalkmıyor. San Marco Meydanı’na en yakın istasyon ise Arsenale’e doğru giderken (San Marco Meydanı’ndan doğuya doğru 500-600 metre yürümeniz gerekiyor) karşınıza çıkacak S. Zaccaria Piazza San Marco iskelesi. Bu arada istasyonun adında Piazza San Marco geçmesine aldanmayın meydana yakın üç istasyonun adında da San Marco adı geçiyor.

Murano-Burano-Adalari

Bir not daha S. Zaccaria iskelesinde aslında yan yana iki iskele var ve iki iskelede de farklı hatlar duruyor. O yüzden doğru iskeleyi seçmek önemli. İskelelerdeki bilgilendirme ekranlarına bakmak boşuna beklememek için faydalı olacaktır. Eğer Venedik’ten Burano ve Lido adalarına da gitmeyi planlıyorsanız en iyisi LN hattı böylece kafayı fazla karıştırmadan önce Murano’da iner biraz gezer sonra aynı iskeleden LN’ye biner Murano’dan Burano’ya geçersiniz. Burano’dan da Lido’ya yine LN hattı ile gidebilir ve oradan da aynı hat ile Lido’dan Venedik’e ulaşabilirsiniz. Kısacası Venedik > Murano > Burano > Lido > Venedik en verimli rota olacaktır.

Ekonomik olması için tercihinize göre 7 €’ya 60 dakika geçerli bileti alabileceğiniz gibi 12 saatlikten (18 €) 7 günlüğe (50 €) farklı seçeneklerde biletlerden birini de seçebilirsiniz. Venedik’te ulaşım için ilgili sayfada daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Murano’ya giderken, lagünün üzerindeki yansıması ile gözlerimizi alan ama bir yandan da Venedik’i silüete çeviren güneşin altında ilerlerken puslu görünümü ile Venedik’in keyfini de çıkarabiliriz.

Murano-Burano-Adalari

Vaporettomuzda adalarda yaşayan insanların keyfine ortak olduktan sonra ise Murano’ya ulaşıyoruz. Siz de eğer LN hattı ile geldiyseniz Murano’ya ulaştığınızda öncelikle iskelenin hemen yakınındaki cam atölyelerinden birinden içeri camdan nasıl bu kadar güzel eserler yaratabildiklerini canlı olarak görebilmek için sızabilirsiniz.

Murano-Burano-Adalari

Cam atölyesinde o kırılgan cam parçasının, dışarıdan bakıldığında güneş kadar sıcak görünen fırında akışkan hale gelmesini, iki elle tutulan bir piponun önünde balon gibi …