Paris’te güzel otel bulmak samanlıkta iğne aramak gibi. Paris kadar turistik bir yerde güzel otel olmadığından değil tam tersine çok otel olduğundan. Dünyanın en çok turist çeken şehirleri sıralamasında Paris, 2013 yılında yaklaşık 14 milyon kişiyi ağırlayarak üçüncü olmuş. E tabii bunun doğal sonucu olarak da şehirdeki otel sayısı binleri geçmiş. Bir şehirde bu kadar çok otel olunca da hangi otel otel, hangi otel güzel, hangi otelde kalınır karar vermesi zor oluyor. Hem ekonomik hem de en güzel Paris otel tavsiyelerini toplamaya çalıştığımız yazımızda reklam yapmadıklarına inandığımız yabancı seyahat dergilerini okuduk, yabancı gazetelerin Paris rehberlerini karıştırdık. Ve işte sonunda elimizden geldiğince Paris’in en güzel otelleri listesine ulaştık, en çok tavsiye edilen Paris otellerine aynı zamanda 🙂 En güzel dediysek sakın aklınıza en pahalı ve en havalı Paris otelleri gelmesin. Ekonomik olanlara odaklandık. Herkesin ekonomik bulacağı tutar değişeceğinden, farklı bütçelere göre farklı Paris otel tavsiyeleri çıkardık. Bunları da gecelik iki kişilik oda fiyatlarına göre grupladık. Evet artık, Paris otellerini fiyatlara göre başlıklara bölebiliriz. Böylece siz de kendi bütçenize göre en güzel Paris otelini belki buradan bulabilirsiniz. Bir gece ve iki kişi için 100 $’ın altındaki Paris’in en güzel otelleri ile başlayalım…
[widgets_on_pages id=4]
Bir de söyleyelim niye bu kadar otel var… Sadece birkaç otelle kısıtlı kalırsa herkese göre bir seçenek çıkmaz diye düşündük. Ama sonrasında yazdı aldı başını gitti. Yüzlerce otel okuduk, gerçekten… Sonra da ancak bu kadar düşürebildik 🙂
Bu arada yanlış Paris otelini seçince neler olabileceğini merak ediyorsanız, bu tarafa alalım sizi, kaldığınız yerden devam edersiniz daha sonra. Küçük de bir ipucu verelim Paris’te başımıza gelenler ile ilgili; otel odasının kapının arkasına aksiyon filmlerinde gördüğümüz gibi sandalye dayamıştık, gece odaya gizli gizli tanımadığımız kimse giremesin diye 🙂
Paris’te kalacağınız oteli ararken, sizin için bir şarkı da seçtik. Bir yandan Frank Sinatra’dan I Love Paris şarkısını dinleyin bir yandan da En İyi & En Uygun Paris Otelleri yazımızı okuyun böylece 🙂
[tube]2d8wztHhCrQ[/tube]
En iyi Paris otelleri (100 $’dan daha ucuz)
HOTEL ARVOR SAINT GEORGES: Doğrusunu söylemek gerekirse 100 $ ve daha ucuz güzel bir Paris oteli bulmak biraz zor. Malum şehre olan talep biraz yüksek :). Olsun, eğer şansınız yerindeyse bu bütçe de yetebilir. Normalde daha üst sınıfta olan yani bizim sınıflandırmamıza göre 200 $’dan uygun oteller kısmında kendine yer bulan Hotel Arvor Saint Georges’ta 100 $’a yakın bir tutara oda bulabilirsiniz. Öncelikle söyleyelim Hotel Arvor Saint Georges bir çok yerde övülmüş, bizim de bu şekilde haberimiz oldu. Ressamlar Tepesi, Moulin Rouge ve Sacre Coeur Bazilikası’na çok yakın. Metro durağına daha da yakın. Odaları da zevkli döşenmiş. Daha ne olsun dedirtiyor 🙂 Güncel fiyatlara buradan bakabilirsiniz.
PLUG INN BOUTIQUE HOSTEL: Öncelikle söyleyelim adında butik geçtiğine bakmayın, burası hotel bile değil hostel. Sonra aman biz yanlış anladık, tuvaletler niçin ortak, odamda niçin hiç tanımadığım birileri kalıyor demeyin. Odalar da banyolar da çok küçük, yataklar da pek yumuşak sayılmazmış. En önemli detayı unutmayalım, iki katlı ranzalar ile aranızın iyi olması lazım burada kalmak için. Konumuna gelince ise, Montmarte bölgesinde olması sayesinde Sacré-Cœur Bazilikası’na çok yakın ama Paris’in diğer yerleri için mutlaka metroya binmeniz gerekiyor. Plug Inn Boutique Hostel’in en büyük artısı iki kişilik yaklaşık 60 $’a yakın oda fiyatları. Tabii odada sizden başkaları ile birlikte kalmak şartı ile :). Otel karşılaştırma sitelerinde olmadığından değerlendirme puanını ekleyemedik. Paris’te kafamı sokacak bir yerler lazım sadece diyorsanız düşünülebilir :).
Bu arada Paris’te başka önerilen hosteller de var. Bunlardan bir tanesi Oops! Hostel. Diğeri de St. Christopher’s Inn ki burası bir tür hostel zinciri, Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde hostelleri var. Ama rezervasyon yapmadan önce yorumları iyice okumakta fayda var.
En iyi Paris otelleri (200 $’dan daha ucuz)
HOTEL CRAYON: Eğer otel odalarının klasik ortamından sıkıldıysanız, Hotel Crayon Paris seyahatinizde doğru bir seçim olabilir. Bu arada tam da bunu yazarken son derece klasik bir otel odasında kalıyorum, The Ritz Carlton Almata’da. Etrafa şöyle bir bakınca her yer ahşap ve krem rengi dolu, rengarenk bir yer hiç fena olmazdı J. Neyse konumuza geri dönelim. Odalar rengarenk. Öyle ki bazı odaları otelin tasarımcısının kızı boyamış. Sadece renkler değil, aksesuarlar da özel; geometrik aynalar, duvarlardaki eskizler, akordiyon gibi açılan lambalar. Yürüyerek Louvre Müzesi’ne on dakika, Notre Dame Katedrali’ne ve Orsay Müzesi’ne 20 dakika, metro ile Eyfel Kulesi’ne yarım saat uzaklıktaki konumu da, bu oteli Paris’in en uygun otellerinden birisi yapıyor. Paris şartlarına göre fiyatları da uygun görünüyor. Güncel fiyatlar için tıklayın.
ONE BY THE FIVE HOTEL: Dünyanın en farklı otellerinden biri olarak gösterilen One by The Five Hotel, Paris’te sıradışı bir yer arıyorsanız değerlendirilebilir. Odaların tavanlarında yıldızlar gibi parlayan ışık efektleri, banyoda duş başlığındaki LED ışıklar, L’occitane banyo malzemeleri gibi bir çok detay var bu güzel Paris otelinde. Üstelik fiyatı da Paris standartlarına göre çok çok düşük görünüyor. Orsay Müzesi, Louvre Müzesi ve Notre Dame Katedrali de yaklaşık yürüyerek 30 dakika uzaklıkta. Ama zaten hemen beş dakika uzaklıkta metro istasyonu var. Güncel fiyatları buradan öğrenebilirsiniz.
SEVEN HOTEL: Hazır sayılırdan başlamışken Seven Hotel ile devam edelim. Bu Paris oteli normalde kalmaya alışık olduğunuz otellere pek benzemiyor. Klasik otellerde kalmaktan sıkıldıysanız veya Paris tatiliniz şehrin kendisi gibi romantik olsun istiyorsanız Seven Hotel aradığınız seçenek olabilir. Odaların isimleri belki nasıl bir otel olduğu ile ilgili size fikir de verebilir; “Yıldızlara Yakın”, “Mutlak Havadalık” ve “Tasarımcı”… Bu tasarım otelinde kalmak için kredi kartınızdan yüzlerce euro çektirmeniz gerekmiyor üstelik. Yeri de güzel… Latin Quarter’daki Seven Hotel’den Jardin des Plantes ve Pantheon’a 10 dakikada, Notre Dame Katedrali’ne, Orsay ve Louvre müzelerine yaklaşık yarım saatte yürüyerek gidebilirsiniz. Biz en iyisi daha fazla anlatmayalım oteli, fotoğraflarına bakarsanız zaten ne demek istediğimizi çok daha iyi anlarsınız J. Bu ilginç ve güzel Paris otelinin fotoğraflarına ve sizin gitmek istediğiniz tarihler için fiyatlara buradan ulaşabilirsiniz.
HÔTEL DE LA PAIX MONTPARNASSE: 130 yıllık bu Paris oteli uygun fiyatları ile CNN ve Budget Travel gibi yerlerde çıkmış ve Paris’in gizli otellerinden biri olarak gösterilmiş. 130 yıllık dediysek, eski pardon daha kibar olalım, klasik tarzda bir yer olarak düşünmeyin 🙂 Tam tersine rengarenk aksesuarların serpiştirildiği sıcacık odalara sahip bir otel. Paris’in bu kadar içinde olmasına rağmen kırsalda küçük bir evin misafir odası gibi duruyor Hotel de la Paix’in odaları J. Hatta dediklerine göre bu odalardaki eşyaların bir çoğunu, Fransa’nın kasabalarına gittikleri zamanlarda almış, otelin sahipleri. Konumu da iyi sayılabilir, Lüksemburg Bahçesi’ne birkaç yüz metre uzakta. Notre Dame Katedrali ve Orsay Müzesi’ne ise yürüyerek yarım saatte ulaşılabiliyor. Bunların hiçbirini beğenmezseniz hemen yanındaki metro istasyonu sayesinde her yere ulaşabilirsiniz. Tüm bunların üstüne fiyatların uygunluğu düşünüldüğünde bir şansı hak ediyor gibi. Güncel fiyatları da buradan görebilirsiniz. Bu otelde kalırsanız hemen yakındaki Le Dome’da yemek yemeği de düşünebilirseniz. 
HOTEL DES ARTS: Paris’in görülmesi gereken yerlerinden Sacre Cour Bazilikası ve Moulin Rouge’a yürüyerek beş dakika uzaklıktaki Hotel des Arts adından da anlaşılacağı üzere, sanatçıları ile ünlü Montmarte bölgesinde. Ressamlar Tepesi de olarak adlandırılan bölgeye yakın olması Eyfel manzaralı odalara da sahip olduğunun işareti. Tabii o kadar şanslı değilseniz odanızdan, bol bol kiremit çatı da görebilirsiniz. Daracık bir sokak üzerindeki her odası birbirinden farklı bu Paris otelinin içinde, Montmarte sanatçılarının eserlerinden oluşan minik bir galeri mevcut.
HOTEL THERESE: Sizin için Louvre Müzesi’ne beş dakikada yürüyerek ulaşmak önemli ise ve hatta Orsay Müzesi’ne bile yürüyerek gitmek isteriz diyorsanız, Hotel Therese doğru bir seçim olabilir. Otelin sadece 40 odalı olması fiyatların da kimi zamanlar 400 $’a kadar yükselmesine neden olsa da şanslıysanız 200 $’ın altında yer bulabilirsiniz. Uygun fiyatlı bir zamana denk gelirseniz zincir otellerde görmeye alışkın olmadığınız, sanki misafirliğe geldiğiniz bir ev gibi döşenmiş lobisi ile huzurlu bir ortam sunan Hotel Therese’yi Paris’teki oteliniz olarak seçebilirsiniz. Bu güzel otel birçok yerde Paris’te kalınması gereken otellerden birisi olarak gösterilmiş. Aslında bir cümle alıntı yaparsak kısaca özetlemiş oluruz otelin kişiliğini, “Jean-Louis Deniot’in, Paris modernizmini kendine has yaratıcılıkla yorumladığı bu otelin fiyatları, Rubelli ve Pierre Frey kumaşları ile oluşturduğu ihtişamlı etki ile çelişiyor.” Gerçi yazıda geçenlerin hiçbirini tanımıyoruz ama önemli kişilermiş gibi göründüler bir anda gözümüze 🙂 Beğendiyseniz buradan rezervasyon yapabilirsiniz.
BLC DESIGN HOTEL: Önceden söyleyelim bembeyaz odalar ile aranız iyi değil afakanlar basıyorsa ya da odamız küçük olmasın diyorsanız BLC Design Hotel size göre değil. Ama 127 $’a kadar düşen fiyatı ile karşılaştırıldığında, beyaz sevmeyenler bile bu otelde kalmak isteyebilir 🙂 Seine Nehri’nin sağ kıyısında olan BLC Design Hotel’in etrafında yürüyüş mesafesinde gezecek çok fazla yer yok. Ama biraz yürümeye razıysanız 20 dakika uzaklıktaki Île Saint-Louis (Paris’in en güzel dondurmacısının olduğu Seine Nehri üzerindeki sımsıcak ve minicik ada) ve 30 dakika uzaklıktaki Notre Dame Katedrali fazlası ile yeter. Güncel fiyatlara buradan ulaşabilirsiniz.
HOTEL MAYET: Hotel Mayet ismi ile birçok Paris otelleri tavsiyesinde karşılaştık. Onu da listeye eklemesek olmazdı 🙂 Üstelik sezona göre 150 $’a kadar düşebiliyor fiyatları. Lokasyon olarak da Eyfel Kulesi ve Orsay Müzesi’nin tam ortasında kalıyor ve ikisine de yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Rodin Müzesi ve Askeri Müze daha bile yakınlar. Paris otel fiyatlarının genelde ne kadar yüksek olduğu düşünüldüğünde rengarenk odaları, yepyeni banyoları ile iyi bir fırsat olabilir. Güncel bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
HOTEL DU QUAI VOLTAIRE: Birkaç dergide Paris’in en iyi manzaralı oteli diye önerilen Hotel du Quai Voltaire’de dediklerine göre Pissarro resimlerini yapmış, Baudelaire, Oscar Wilde, Wagner ve Sibelius zamanında kalmış. Paris’in en güzel manzaralı oteli kısmına gelince, gerçekten Seine Nehri’nin hemen kıyısındaki Hotel du Quai Voltaire ile rekabet edecek bütçemize uygun fazla otel olmayacağı kesin. Bir de bunun üstüne Louvre Müzesi ile karşılıklı olduklarını düşünürsek, üstüne Orsay Müzesi’nin de hemen yanı başınızda olduğunu söylersek otelin biraz eski; klasik mi desek yoksa, mobilyalarını görmezden gelebilirsiniz. Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerlerini otelin etrafına inşa etmişler sanki. Çünkü Notre Dame Katedrali’ne de Hotel du Quai Voltaire’den yürüyerek gidebilirsiniz. Seine Nehri’nin kıyısında ve hemen yakınında iskele olması metro yerine toplu taşıma olarak hop on hop off tekneleri seçmenizi bile sağlayabilir. Son bir not daha aman dikkat 33 odanın beş odası Seine Nehri’ni görmüyor, düşük bir ihtimal ama mutlaka rezervasyon yaparken gerekli uyarıları yapın 🙂
HOTEL DE NESLE: Sıradaki Paris oteli rutin otel konseptinin biraz uzağında. O kadar uzağındaki ki Timeout ve The Guardian’da, Paris’te güzel ve ucuz otel diye tavsiye ediliyor olmasına rağmen bir türlü yazıp yazmamaya emin olamadık. Ama en iyisi kararı siz verin. Yoksa otel yerine Paris’te hostel diye mi anlatsak acaba. Neyse neyse, hele bir anlatmaya başlayalım. Hotel de Nesle’nin odalarında kaliteli otel buklet setleri yok ama; hani şu otelden çıkarken “hatıra” diye alınan şampuanlar ve saç kremlerinden bahsediyoruz, etraf bol bol kurutulmuş çiçek dolu. Her odası ayrı dekore edilmiş Hotel de Nesle’nin. Ama ortak yanları biraz derbeder, biraz bohem olmaları. 1960lardaki çiçek çocukların oteli gibi duruyor. Unutmadan lokasyonu da iyi diyelim, Seine Nehri’nin sol kıyısında, Notre Dame ve Louvre Müzesi’ne yaklaşık 500 metre uzakta. Eksileri yok mu, var tabii… Odalarda televizyon yok, çoğunun olmasa da bazılarının banyoları ve tuvaletleri ortak 🙂 Klima mı? Vantilatör ne güne duruyor veya pencereleri açıp temiz hava almak varken… Bize göre diyorsanız burası rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.
HOTEL LANGLOIS: Blog için bu kadar Paris otel tavsiyesi okuduk, adına bu kadar rastladığımız otel olmadı. Hotel Langlois şöyleymiş de, Hotel Langlois böyleymiş de… 1870 yılında bir banka olarak hizmet vermiş Hotel Langlois. Otel de bu mirası elinden geldiğince korumaya çalışmış. Odalarında 19. yüzyıl mobilyalarını, art deco heykelleri ve yağlı boyaları övünerek sunuyormuş. Nişantaşı’ndaki binalardan alıştığımız, merdivenleri yürüyerek çıkan yaşlı bir amcadan daha yavaş demir parmaklıklar arasındaki eski asansörü bile korumuş. Tüm bunlar bir yana, bu Paris otelini en sıcak kılan özellik ise odalarındaki şöminesi. Hollywood’da bile yerini almış Hotel Langlois, The Truth About Charlie filminin seti olmuş. Bu arada filmin IMDB puanı pek parlak değil, ona göre değerlendirmeyelim lütfen 🙂 Az daha yerini söylemeyi unutuyorduk. Seine Nehri’nin sağ kıyısında Louvre Müzesi (yürüyerek 25 dakika) ve Ressamlar Tepesi (yürüyerek 20 dakika) arasında kalıyor. Hemen yakınında metro istasyonu var. Bir de Paris’in ünlü ve kocaman Galeries Lafayette mağazasına 5 dakika uzaklıkta. Uygunsa sizin için güncel fiyatlara buradan ulaşabilirsiniz.
HOTEL ARVOR SAINT GEORGES: Hotel Arvor Saint Georges, otelden ziyade, aslında kalmaya geldiğiniz Parisli arkadaşlarınız evi gibi. Odalar minimalist bir zevkle döşenmiş. Öyle çok kalabalık değil odadaki mobilyalar. Sanki IKEA’dan döşenmiş zengin bir öğrenci evi gibi duruyor. Hoşunuza gittiyse rezervasyon yaparken yenilenmiş odalardan istemeyi unutmayın. Öyle otellerin çok fazla olmadığı South Pigalle bölgesinde. Ressamlar Tepesi, Moulin Rouge ve Sacre Coeur Bazilikası’na çok yakın ve de bir metro durağı var çevrede. Güncel fiyatları buradan kontrol edebilirsiniz.
MAMA SHELTER: Paris’in çok gündemde olan otellerinden biri de Mama Shelter. İç tasarımı Philippe Starck tarafından yapılan otel bazı eksilerine rağmen Paris otelleri arasında kendine önemli bir yer edinmiş gibi görünüyor. Otelin kendisi ile kapışacak düzeyde havalı ve yer bulması zor barı ve restoranı ile, Batman ve Robin maskeleri şeklindeki lambaları ile, siyaha boyanmış ve üstüne şiirler yazılmış duvarları ile uzak ara en farklı Paris otellerinden Mama Shelter. Sunduğu tarza rağmen (Philippe Starck sağolsun) fiyatlar görece ucuz kalmış. Yaklaşık $ 150’a kadar düşüyor fiyatlar, otelin çok dolu olmadığı günlerde gidiyorsanız. Yakınlarda Paris’in diğer bölgelerine göre çok çok az sayıda otel var. Doğru yere mi gidiyorum bile diyebilirsiniz, otele varmaya çalışırken, sizden başka etrafta ellerinde bavulla gezen turist pek görmediğinizde. Bir de eğer tatilde uyumadan önce bir şeyler okumaya çalışayım diyenlerdenseniz burası pek size göre değil. Odalar köstebeklere yakışacak düzeyde karanlık. E ne de olsa havalı olmak için biraz da karanlık olmak gerekiyor 🙂 Havalıymış burası diyorsanız rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.
HOTEL O BY ELEGANCIA: Milla Jovovich’i hafızalarımıza kazıyan Beşinci Element filminin setiymiş gibi duran bu Paris oteli kendinizi 23. yüzyılda hissetmenize neden olabilir. Otel sanki fosforun içine düşmüş gibi. Bütün odalar fosforlu sarı, fosforlu mavi, fosforlu eflatun… Paris’ten döndüğünüzde sadece Eyfel Kulesi’nin değil kaldığınız otel odasının da resmini çekmek istiyorsanız burayı deneyebilirsiniz. Hem yeri de güzel sayılır, Louvre Müzesi’nin 200 metre arkasında, Seine Nehri’ne de 500 metre uzaklıkta yaklaşık. Orsay Müzesi de nehrin karşı kıyısında zaten. Burayı seçerseniz metroya çok bağlı kalmayabilirsiniz anlayacağınız. Eğer bu otel bize göre olabilir diyorsanız güncel fiyatları buradan kontrol edebilirsiniz.
HÔTEL DES GRANDS HOMMES: Pantheon’un hemen karşısındaki Hôtel des Grands Hommes, 31 odası ile, çok yüksek bütçe ayırmayan Paris ziyaretçilerine güzel bir alternatif olabilir. Bu neoklasik otel Lüksemburg Bahçeleri ve pazar yerine de çok yakın. Notre Dame Katedrali’ne 15 dakikada, Louvre Müzesi ve Orsay Müzesi’ne ise yarım saatte yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca otel her ne kadar üç yıldızlı olsa da çok daha kaliteli ve konforlu gibi görünüyor. Bilenler bilir, yıldızlar Avrupa’da özellikle Paris’te Türkiye’deki gibi dağıtılmıyor. Bizim Paris’te kaldığımız iki yıldızlı otele, muhtemelen bir yıldızı bile çok görürdünüz mesela. Güncel fiyatları buradan kontrol edebilirsiniz.
HOTEL DE L’UNIVERSITE: Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerlerine birkaç dakikalık yürüme mesafesindeki Hotel De L’Universite, Paris standartlarına göre düşük fiyatı ile ilginizi çekebilir. Seine Nehri’nin sol kıyısındaki bu Paris otelinden Louvre Müzesi, Orsay Müzesi, Notre Dame Katedrali’ne 15 dakikada yürüyerek ulaşabilirsiniz mesela. Ayrıca Hotel De L’Universite’ın fotoğraflarından anlaşıldığına göre odaları ve mobilyaları da yakın zamanda yenilenmiş. Fiyatı da bu özellikler dikkate alındığında düşük bile sayılabilir. Beğendiyseniz eğer buradan rezervasyon yapabilirsiniz.
[widgets_on_pages id=4]
HOTEL FABRIC: Sonunda bulduk. Herhalde yüzden fazla oteli tek tek incelemişizdir bu dönemde ve sanırım fiyat, konfor ve konum itibari ile değerlendirildiğinde Paris’in en iyi otellerden birisi Hotel Fabric. 33 odalı butik sayılabilecek küçük bir otel Hotel Fabric. Odalar alev turuncusu, orman yeşili, camgöbeği, patlıcan rengi gibi algınızı harekete geçirecek perdeler, yatak örtüleri ve yastıklar ile dolu. Odalar da banyolar da yepyeni. Bulunduğu mahalle de son dönemlerde midesine düşkün Parislilerin uğrak yerlerindenmiş. Notre Dame Katedrali’ne yarım saat, Louvre Müzesi ve Orsay Müzesi’ne ise 40 dakikalık yürüme mesafesinde. “40 dakika yürümek miii?” diyorsanız merak etmeyin yaklaşık 100 metre uzaklıkta metro istasyonu var 🙂 Umarız siz de beğenirsiniz. Buradan güncel fiyatları kontrol edebilirsiniz.
En iyi Paris otelleri (300 $’dan daha ucuz)
HÔTEL SAINT-LOUIS EN L’ISLE: Önce söyleyelim bu otelin olduğu mahalle, yani Île Saint-Louis, yine yani Saint-Louis Adası, bizim Paris’te gördüğümüz en güzel yerdi. Evet doğru duydunuz burası gerçekten bir ada. Seine Nehri’nin tam ortasında Notre Dame Katedrali’nin hemen karşısında bir ada burası. Ada olduğuna bakmayın, sadece bir iki dakikalık yürüme mesafesinde Notre Dame Katedrali’ne. Hatta öyle bir ada ki bu kadar gürültülü, bu kadar kalabalık, bu kadar turistik bir şehirde, hem de o şehrin tam merkezinde nasıl böyle bir yer kalabilmiş diye çok merak ettirmişti bize. Neyse yeter anlattığımız otelin yerini otelin kendisine geçelim. Otelin odaları, taş zemini, krem rengi abajurları, kahverengi ağırlıklı yatak örtüleri, kendine has banyo dizaynı ile Paris’te gün boyu yorulduktan sonra dinlenmenizi sağlayacak bir konfora sahip. Bu arada bu Paris otelinde kalmaya karar verirseniz rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz. Ayrıca burada kalırsanız akşamları otelinize aylak aylak dönerken aynı minik adadaki Paris’in en güzel dondurmacısı Berthillon’da sıraya girip dondurmanın tadını her gün çıkarabilirsiniz.
HOTEL VERNEUIL: Çok merkezi bir otelde kalayım, en önemli turistik yerlerin hemen yakınında olayım, sıcak atmosferi olan odaları olsun, odalar konforlu olsun, cebimde çok olmasa da yeterince param var, kaç kere tatile gidiyorum ki diyorsanız Hotel Verneuil’i deneyebilirsiniz. Otelin odaları küçük olsa da en büyük artısı lokasyonu. Paris’in en önemli turistik merkezleri Louvre Müzesi, Orsay Müzesi, Notre Dame Katedrali’ne yaklaşık 15 dakikalık yürüme mesafesinde bu uygun Paris oteli. Seine Nehri boyunca yol alan hop on – hop off teknelerin iskelesine de çok yakın, böylece Eyfel Kulesi’ne de çok kolay ulaşabilirsiniz. Güncel fiyatları buradan kontrol edebilirsiniz.
HOTEL ORIGINAL PARIS: Tim Burton’ın Alice in Wonderland filminden esinlenen, biraz uçuk kaçık modacı Stella Cadente’nin tasarımı olan Hotel Original Paris’te sıra. İskambil kağıtlarından ödünç alınmış maça, karo, sinek, kupalarla dolu perdeleri, deniz anası gibi led aydınlatmalar ile işgal edilmiş bembeyaz odaları, odanın içindeki küveti, dama tahtası gibi siyah beyaz renkli duvarlı banyoları ile uçuk kaçık modacının ünvanının hakkını verdiğini söyleyebiliriz 🙂 Konum açısından değerlendirdiğimizde ise Picasso Müzesi’ne 10 dakika, Notre Dame Katedrali’ne ise 25 dakika uzaklıkta. Louvre Müzesi ve Orsay Müzesi, Eyfel Kulesi için ise metroya binmek faydalı olacaktır ki otele yakın bir istasyon var 🙂 Planladığınız tarihler için fiyatlara veya en azından otelin ilginç fotoğraflarına buradan bir göz atabilirsiniz.
HOTEL BRITANNIQUE: Üç yıldızlı ama yer bulması neredeyse imkansız 39 odalı bu güzel Paris butik otelinde. Hotel Britannique Paris’in tam kalbi sayılabilecek Île de la Cite adasının hemen yakınında. Paris’ten bahsederken bu ada meselesi biraz garibinize gittiyse şöyle anlatalım Notre Dame Katedrali’nin hemen yanı başında otel. Modern mimarisi ile dikkat çeken Pompidou Merkezi ve Louvre Müzesi’ne de doğal olarak çok yakın. Güncel fiyatları buradan kontrol edip rezervasyonunuzu yapabilirsiniz.
HOTEL RESIDENCE HENRI IV: Eğer Paris’te 19. yüzyıl Fransız aile evinde kalmak istiyorsanız, sadece 13 odası olan butik otel Hotel Residence Henri IV uygun bir tercih olabilir. Yatağın yanında, tavandan yerlere uzanan perdeleri, antika masaları ile akşamları otelinize döndüğünüzde güzel bir uyku çekebilirsiniz. Latin Quarter bölgesindeki otel Paris’in merkezinde olmakla birlikte (Notre Dame’a 10 dakikalık yürüme mesafesinde mesela) turist kalabalıklarından da bir o kadar uzakta. Maalesef yer bulmak biraz zor olabiliyor. Yine de rezervasyon için şansınızı burada deneyebilirsiniz.
HOTEL THOUMIEUX: Michelin yıldızlı bir şefin olduğu bir otelde kalmak istiyorsunuz ama bir türlü uygun fiyatlısını bulamıyor musunuz? Hotel Thoumieux işte size bu fırsatı sunuyor. Kariyerine Élysée Sarayı’nda başlayan Jean-François Piège, Les Ambassadeurs gibi pahalı restoranlardan sonra, Paris’in bu güzel oteline gelmeye karar vermiş. Aradığınız şansı sonunda yakalamış olabilirsiniz ve belki enfes yemeklerin tadına da bakabilirsiniz. Odalara gelince ise seyahatte ihtiyaç duyabileceğiniz teknolojik cihazları; iPad, Illy espresso makinesi gibi, hemen yatağınızın yanı başında. Bu arada gerçekten arıyor musunuz bunları seyahat giderken? Aslında Paris’in tadını çıkarmak daha zevkli olsa gerek. Neyse biz devam edelim 🙂 Yatağınızın yanı başı diyoruz çünkü odalar bir çok Paris otelinde olduğu gibi burada da küçük 🙂 Odanın kendisi ise desenli duvar kağıtları, geometrik şekilli halıları, çiçekli perdeleri ve leopar motivli yatak örtüleri ile algılarınızın dinlenmesine hiç fırsat vermeyecektir. Konumuna gelince, Seine Nehri’nin iki sokak arkasında, yani beş dakika uzaklığında. Eyfel Kulesi’ne yürüyerek 15 dakikada uzaklıkta… Eyfel’e daha yakın bir otel bulmak oldukça zor zaten. Çünkü Eyfel Kulesi’nin önündeki kocaman parkı geçmek bile sırf on dakika alıyor. Orsay Müzesi ise 15 dakika uzaklıkta. Son bir not daha… Bu kadar yakınken Jean-François Piège’in restoranında yemeklerin tadına bakmak isterseniz de söyleyelim set menü için en az 99 €’yu gözden çıkarmalısınız. Güncel fiyatları buradan kontrol edebilirsiniz.
HOTEL DU PANTHEON: Latin Quarter’daki Hotel du Pantheon, Paris’in en güzel butik otellerinden. Renkli mi renkli duvar kağıtları ile, yatakların üzerine uzanmış “Paris’te dolaşmasan da olur, azcık uyusan n’olur” diye sizi bekleyen yastıkları ile her odanın dekorasyonu da kendine özgü. Paris’in güzel otellerinden Hotel du Pantheon’da rezervasyon yapmayı veya daha detaylı incelemeyi düşünürseniz güncel bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
300 $’ın azcık üstünde en iyi Paris otelleri:
HOTEL 123 SEBASTOPOL : Hotel 123 Sebastopol’u, Trip Advisor’da çok yüksek puan almasına rağmen çok içimize sinmediğimizden paylaşıp paylaşmamaktan emin değildik J Ancak en son Conde Nast Traveller dergisinde de Paris’teki uygun fiyatlı ve tarz sahibi oteller yazısında görünce vardır bir hikmeti dedik. Kabul ediyoruz biraz pahalı. Ama olsun belki buraya kadar okuyanlar olmuştur yazımızı sizin gibi… Hatta hala okuduğunuza göre iyi ki eklemişiz 🙂 Otelin konseptinden olsa gerek bu kadar meşhur olması diyerek konuya giriyoruz artık. Hotel 123 Sebastopol, Sebastopol Bulvarı üzerinde dört yıldızlı 63 odalı bir otel. Olur da rezervasyon yaparsanız dışarıdan baktığınızda çok şaşıracağınız, burası mıymış diyeceğiniz sıradan bir görünüşü var. Ama otelin içi lobiden başlayarak film endüstrisine adanmış gibi. Örneğin resepsiyon siyah beyaz Amerikan klasik filmlerinde görmeye alıştığımız sinemaların girişleri gibi. Resepsiyon boyunca geçip giden kırmızı halıda yürürken üstünüze başınıza bir çeki düzen verme ihtiyacı bile duyabilirsiniz. Odaların ise altta kalır bir tarafı yok. Banyoların lavaboları bile kamera taşımasında kullanılan kutular şeklinde. Konumu için ise bu kadar iyimser olmayacağız ama kötü değil yine de. Seine Nehri’nin sağ kıyısında kalan Louvre Müzesi ve Notre Dame Katedrali yürüyerek yirmi dakika uzaklıkta. Son fiyatlara buradan ulaşabilirsiniz. Bir saniye ayrılmayın bir not daha… Beş dakika yürüme mesafesinde Experimental Cocktail Club varmış ki kendisi TimeOut tarafından Paris’in en iyi kokteyl barı olarak seçilmiş.
Bizim gibi otellerin yerlerini haritada görsem daha iyi olurdu diyorsanız sizi de unutmadık Paris’in önemli turistik yerleri ile birlikte haritaya konumlarını yerleştirdik. Böylece nereye ne kadar yakın çok daha rahat anlayabilirsiniz :).
Sarı noktalar Eyfel Kulesi, Notre Dame Katedrali, Louvre Müzesi gibi turistik yerleri gösteriyor. Tercih ettiğiniz bir lokasyon varsa, oradaki simgelere tıklayıp size en uygun otelin ismini fiyatına göre bulabilirsiniz.
Yaklaşık bir ayda hazırlayabildiğimiz Paris otelleri sayfamızı umarız beğenmişsinizdir. Paris otelleri yazımızı sevdiyseniz daha fazla yeni yer için facebook/saventravel sayfamızı da beğenin.
Paris ile ilgili diğer ipuçlarına ve Paris’te gezilecek yerler ile ilgili diğer yazılarımıza da Paris ana sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Paris’te şimdiden iyi eğlenceler…