New York Gezilecek Yerler:
New York gezilecek yerler nereler merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Bu yazıda New York seyahatimizde deneyimlediğimiz hali ile New York gezilecek yerler hakkında bilgi vereceğiz. New York gezilecek yerler yazımızda New York’ta mutlaka gezilmesi gereken 10 yeri, buralara uygun fiyatlar ile nasıl girebileceğinizi ve New York gezilecek yerlere gittiğinizde nereleri görmeniz gerektiğini anlatacağız. New York gezilecek yerler yazısında New York’un sembolleri Times Square ve Özgürlük Heykeli’den manzaraları ile meşhur Rockefeller Center ve Empire State Building’e New York’un en önemli yerlerinden bahsedeceğiz. New York gezilecek yerler rehberinde şehrin ortasında nasıl bu kadar yemyeşil bir park olur diyeceğiniz Central Park da var, bol bol alışveriş yapacağınız Fifth Avenue da. Tabii The Met, American Museum of Natural History, Guggenheim müzeleri de New York gezilecek yerler listesinin olmazsa olmazları. Onları da unutmadık.
New York gezilecek yerler top 10 listesine geçmeden kendi New York seyahatimiz ile ilgili de kısaca bilgi verelim. Yaklaşık bir haftalık bir tatil için gitmiştik biz New York’a. Bir haftada altını üstüne getirmeye çalışmış, gezilmesi gereken yerlerin birçoğunu görmek için uğraşmış, Broadway şovu seyretmiş, New York’un bir sürü meşhur yerinde yemek yemiştik. Tabii tüm bu esnada fotoğraflardan da anlayacağınız üzere eşimin altı aylık hamile olduğunu da söyleyeyim. Yine de fena gezmemiştik doğrusu.
Kısa bir girişten sonra artık geçebiliriz New York gezilecek yerler top 10 listemize. Çok sayıda kendi çektiğimiz fotoğraf ile işte top 10 New York gezilecek yerler…
1. New York Gezilecek Yerler: New York’un Kalbini Görmek İsteyenler için Times Square
New York’ta hava kararmaya başladı mı gezilecek bir yer akıllara gelmeli öncelikle, Times Square. Gecenin karanlığını aydınlatan reklam panolarının ışıkları ile capcanlı bir yere dönüşen Times Square’e gittiğinizde önce etrafa bir şeyler bulması kaygısı olmadan bir bakıp bu efsanevi meydanın keyfini çıkartın. Meydanda dikkatinizi çekecek olan etrafta dolaşan çift katlı turist otobüsleri, Amerika’nın olmazsa olmazı McDonald’s’ın altın kemeri, Broadway’deki oyunların kocaman afişleri, yeni çıkan filmlerin dev panolardaki görselleri, dünya lansmanı yapılan yeni markaların reklamları, Disney mağazasının kocaman logosu, Coca-Cola Pepsi gibi dünya markalarının reklamlarını şöyle bir içinize sindirdikten sonra kendinize gelmeniz biraz vakit alabilir. Dikkatinizi bir iki saniyeliğine bile olsa yakalamaya çalışan bu kadar çok görselin olduğu dünyada başka bir yer var mıdır bilmiyoruz.
Times Square, hayal ettiğimizden çok daha canlı bir yermiş.
Times Square’in şöyle bir keyfini çıkardıktan sonra manzaraya bakarken şimdi vereceğimiz Times Square ile ilgili bilgileri de değerlendirebilirsiniz. Öncelikle söyleyelim buradaki reklam panolarının ortalama büyüklüğü 187 m2 imiş, yani birçok evden daha büyük. İçlerinden en büyüğü olan American Eagle Outfitters mağazasının reklam panosunun boyutu 1.400 metrekareye kadar geliyormuş. Bu arada söyleyelim isterseniz buradaki panolardan birinde kendi mesajınızı da yayınlatabilirsiniz. New York’ta milyonların önünde evlenme teklif etmek için güzel bir fikir; torunlarınıza kesin anlatılır…
New York’tan ve Amsterdam’dan aldığımız berelerle Times Square hatırası.
Times Square’in en bilinen reklam panoları ise New York Times binasının meşhur Tickertape dönen yazısı ve Times Square No: 1 binasındaki dikey konumlanan büyük reklam panosu. Bu reklam panosunun bu kadar meşhur olmasının sebebi ise her yılbaşı geri sayımında bu binanın üstündeki kristal topun aşağı inişinin canlı olarak gösterilmesi. Her yıl bir milyar kişi yılbaşı akşamı canlı yayınlanan şovda bu gösteriyi ve tabii ki etrafındaki reklamları seyrediyormuş. Burada reklam vermek için firmaların çok yüksek tutarları da gözden çıkarması gerekiyormuş elbette. Yılda 100 milyon yayanın geçtiği Times Square’deki büyük reklamların bir yıllık fiyatı 1-5 milyon dolar arasında değişiyor. Bu arada söyleyelim o binanın içi boş. Reklam vermek o kadar karlı ki binayı kimseye kiraya vermiyorlar.
Times Square’e gündüz gidecek olursanız mutlaka fırsat yaratıp ışıkları görmek için gece de gidin.
Times Square ismi ile ilgili de ilginç bir bilgi verelim. Meydan Times Square adını, meşhur gazete The New York Times’ın 1900lerin başında buraya taşınması ve New York Times Tower binasına ışıklı reklamlar vermesi ile almış.
New York gezilecek yerler listesinin en tepelerinde yer alan Times Square hakkında bu kadar bilgi aldık, peki buraya gelmişken neler yapmak gerekir diyebilirsiniz. En azından biz fotoğraf çekmekten yorulduktan sonra öyle demiştik Times Square’de. Çocuklarla gittiyseniz veya döndüğünüzde sizi bekleyen çocuklar varsa Disney Store’a gidebilirsiniz. Çocuklar olmasa da kendiniz için Hershey’s Chocolate World’e veya M&M’s World’e gidip çikolataya doyabilirsiniz. Sephora, MAC, Kiko’dan kozmetik alışverişinizi yapabilirsiniz. Americana Tickets’tan siz oralardayken olacak olan bir spor müsabakalarını veya konserleri öğrenip bilet alabilirsiniz. Tabii ki GAP, American Eagle, Levi’s gibi meşhur Amerika markalarından alışveriş yapabilirsiniz veya Lids’ten bir beyzbol şapkası alabilirsiniz.
Alışveriş yapmak için devasa Disney Store’a da uğramalısınız.
Ayrıca Broadway müzikali izlemek isterseniz Times Square’de yapmanız gereken bir şey var. Broadway müzikallerinin %40-50 indirimli biletlerini satan kırmızı merdivenlerin altındaki TKTS’den o gün için olan müzikallere bilet alabilirsiniz. İlgilendiyseniz daha fazla bilgi için Broadway müzikalleri ile ilgili yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
2. New York Gezilecek Yerler: Mükemmel New York Manzarası için Empire State Building
New York’un ikonlaşmış yapılarından birisi olan Empire State Building lobisinden tutun, kendi art deco tasarımına kadar New York gezilecek yerlerinden en özellerinden birisidir. 1931 yılında tamamlanan Empire State, 443 metre uzunluğu ile 1970’lerin başına kadar dünyanın en yüksek binası olma özelliğini taşımış. Hatta Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılması ile New York’un en yüksek gökdeleni ünvanını üzücü bir şekilde geri almış. One World Trade Center’ın yapımı tamamlanana kadar da New York’un en yüksek binası özelliğini korumuş. Bu arada 443 metre gözünüzde canlanmadıysa 40 katlı bir binanın yaklaşık 120 metre yüksekliğinde olduğunu söyleyelim.
Karşımızda görünce neredeyse 100 yıl önce yapıldığına inanamadık.
Eğer yüksek gözünüzü korkutuyorsa en fazla çıkacağım yükseklik düştüğümde bana zarar vermeyecek yüksekliktir düsturunu savunuyorsanız bile Empire State binasının lobisine bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Duvarlarında Dünyanın 7 Harikası’nın sergilendiği, tavanında gezegenlerin dolaştığı, ince uzun koridorun sonundaki mermerin üzerine yapılan binanın kendi rölyefinin olduğu lobisi tek başına görmeye değer.
Yukarı çıkmasanız bile Empire State Building’in lobisi görmeye değer.
Tabii adrenalin benim göbek adım yükseklik korkusu neymiş diyenlerdenseniz de New York’ta gezilecek yerlerin başında gelen Empire State Building’in gözlem terasına kesinlikle çıkmalısınız. Binanın gözlem terası o kadar meşhur ki yapıldığı yıllarda bir türlü kiralanamayan ofislerin maliyetini, terasını görmek için yukarı çıkan yıllık 3.5 milyon kişi kapatmış.
Brooklyn Köprüsü’nden One World Trade Center’a kadar panoramik New York manzarası önünüzde.
New York’ta gezilecek yerlerin en önemlilerinden olan Empire State binası ile ilgili başka ilginç bilgiler de paylaşalım yeri gelmişken. Bina sadece yüksekliği ile değil aynı zamanda yapım hızı ile de zamanının çok ilerisindeymiş. Her hafta yaklaşık dört kat yukarı çıkılıyormuş. Binanın üzerindeki kulenin de ilginç bir hikayesi varmış. Yaklaşık 46 metrelik kulenin yapılmasının sebebi iskeleye demir atan gemiler gibi gökyüzündeki zeplinleri binaya bağlamak içinmiş. Binada ayrıca bir de maraton yapılıyormuş. 86 katı 10 dakika gibi bir sürede koşucular çıkıyormuş. Yarış o kadar meşhurmuş bunlardan bir tanesine hatta havayolları firması sponsor olmuş.
Bu kadar yüksek bina olunca tabii kazalar da oluyormuş. 1945 yılının sisli bir New York gününde bir uçak kocaman Empire State’i fark edemeyip binaya çarpmış. Hatta çarpan uçak bir savaş uçağı imiş. Binanın 78. katına çarpan uçak, yedi duvarın içinden geçmiş ve onlarca katın boşalan yakıt ile yanmasına neden olmuş. Çarpmanın etkisi ile binanın asansörlerinden birisi 80 kat düşmüş ama asansörün içindeki kişi inanılmaz bir şekilde kurtulmayı başarmış.
Empire State Building’in manzarası baş döndürücü güzellikte.
New York gezilecek yerler listesinin önemli duraklarından biri olan Empire State Building’in zirvesine çıkmanın maliyetini ve nasıl tasarruf edebileceğinizi de söyleyelim. Binanın en üstüne yani 102. kata çıkmak için ödemeniz gereken tutar yaklaşık $60. Bu fiyatın içine hem 102. kat hem de 86. kata çıkmak dahil. Ama bizim size tavsiyemiz 102. kata çıkmak için boşuna fazla para vermemeniz olacaktır çünkü bu kat camlarla kapalı bir alan. Onun yerine New York’un en güzel manzarasını sunan 86. kata neredeyse yarı fiyatına çıkmak çok daha avantajlı. Bu arada söyleyelim New York Pass alırsanız Empire State’in 86. katı dahil New York gezilecek yerler listesindeki yerlerin bir çoğuna ücretsiz gidebiliyorsunuz.
Hemen önündeki 22 katlı üçgen şekilli Flatron binası bile küçücük kalıyor.
Bu arada bizim seyahatimizde de New York’ta gezilecek yerler listemizde yer alan Empire State Building’in terasına nasıl çıktığımızı sizinle paylaşalım. Ama bu sefer yazarak değil de video ile yapalım bunu. İşte hızlandırılıp 2 dakikaya sığdırılmış Empire State’in gözlem terasına çıkış videomuz.
Hızlandırılmış çekim olmasına ve sıra olmamasına rağmen terasa çıkmak dakikalar sürüyor.
Gözlem kulesine çıkınca gökdelenlerin ışığının gecenin karanlığı ile oluşturduğu muazzam tezatı görünce bu fotoğraftaki gibi bir his yaşamıştık.
Dünyanın belki de en hareketli şehrinde gökdelenlerin terasında bile parti yapıyorlar ve müziğin sesi Empire State’e kadar geliyordu.
3. New York Gezilecek Yerler: New York’un En Sembolik Yerini Görmek için Özgürlük Heykeli
Özgürlük Anıtı, New York gezilecek yerlerin sadece en başında gelmiyor aynı zamanda 1886 yılından beri New York’un ve hatta Amerika’nın en önemli sembollerinden birisi. Buranın bu kadar meşhur olmasının sebebi ise 1950li yıllara kadar Atlantik’in karşısından gelen milyonlarca göçmenin Amerika’ya vardıklarında uzaktan ilk burayı görüyor olmalarıymış. Fransızların Amerikalılara hediyesi olan Özgürlük Heykeli’ni Fransız bir heykeltraş kendi ülkesinde bulamadığı özgürlüğün simgesi olarak yapmış.
Yıllar önce gelen göçmenler gemilerinin iskelesinde gökdelenlerin silüeti dışında bu manzarayı görüyormuş.
Özgürlük Heykeli’nin adındaki özgürlük kelimesinin arkasında önemli tarihsel olaylar da varmış. Özgürlük Heykeli, köleliği kaldırmaya çalışan Kuzeyliler ile köleliğin devam etmesini savunan Güneyliler arasında yaşanan Amerikan İç Savaşı’nın sonucu yapılmış. Kuzeylilerin kazanması ile Amerika’da köleler özgürleşmiş ve Fransızlar da bunu kutlamak için Özgürlük Heykeli’ni yapmışlar. Özgürlük Heykeli’nin bileklerini görebilirseniz eğer hemen ayağının yanında kopan zincirleri fark edebilirsiniz. New York gezilecek yerler listesindeki yerlerden biri olan Özgürlük Heykeli’nin niçin yeşil renkli olduğunu da söyleyelim. Aslında heykel bakırdan yapılmış ama zamanla bakır rengi pas yüzünden yeşile dönmüş.
Özgürlük Heykeli’nin taşıdığı anlamı öğrenince iyi ki New York’ta gezilecek yerler listemize eklemişiz diyoruz.
Siz de New York gezilecek yerler listenize eklediyseniz Özgürlük Heykeli’ni ulaşım bilgilerini de verelim. New York’tan Özgürlük Anıtı’na gidebilmenin bir yolu var. O da Battery Park’taki iskeleden kalkan Statue Cruise vapurlarına binmek. Ama önceden söyleyelim Battery Park’ın hemen yanında Staten Island Ferry diye kocaman bir iskele var. Bizim gibi parkın içinden vapur mu kalkar kesin iskeleden kalkıyordur diye varsayıp Staten Island Ferry iskelesinin içine girmeyin. Gerçekten minik bir yeşil alandan ibaret olan Battery Park’ın içinden kalkıyor vapur.
Staten Island Ferry’yi kimin kurduğunu da söyleyelim bu arada. Eğer Amerikan zenginlerinin tarihine ilgi duyuyorsanız adını duymuş olabilirsiniz. Amerika’daki demiryollarını inşa eden meşhur Cornelius Vanderbilt’in gençlik girişimiymiş Staten Island Ferry.
Gittiğimizde vapurun büyük feribot iskelesinden değil de yandaki parktan kalkıyor olmasını kabul edememiştik ve inatla iskelenin etrafında dört dönmüştük bulacağız diye.
Feribot biletlerini isterseniz Staten Island Ferry iskelesinin yanındaki Battery Park’tan veya online olarak önceden alabilirsiniz. Bizim size tavsiyemiz online bilet almanız olacaktır ama Özgürlük Heykeli online biletlerini alırken dikkatli olmakta fayda var. Resmi feribot biletleri sadece bir yerden satılıyor olmasına rağmen biraz arama yaptığınızda karşınıza birçok farklı web sitesi çıkıyor. Ama onların hepsi aracı aslında ve üstüne komisyon ekleyebiliyorlar. Biletleri almanız gereken yer Statue Cruises web sitesi.
Özgürlük Heykeli’ne nasıl gidilir sorusunun cevabı olan Statue Cruises teknesi.
Eğer biletlerinizi online almazsanız uzunca bir sıraya girmeniz gerekiyor çünkü New York gezilecek yerlerden olan Özgürlük Heykeli’ne talep çok. Biz saat kaçta gideceğimizi planlayamadığımızdan Özgürlük Heykeli’ne online bilet alamamıştık ve sırada yaklaşık 25-30 dakika harcamıştık. Bu arada hatırlatalım online bilet almış olsanız bile güvenlik nedeni ile vapura girerken de sıraya giriliyor o yüzden zamanlamayı iyi ayarlamanız lazım.
Havaalanı güvenlik kontrolü gibi çantalarınız cihazlardan geçiriliyor.
Bir hatırlatma daha yapalım, biraz serin bir günde gidiyorsanız hava buz gibi, soğuk bir günde gidiyorsanız ise hava buzzzzzz gibi oluyor iskelede ve vapurda. O yüzden berenizi eldivenlerinizi almayı unutmayın. Yoksa bizim gibi hemen yandaki işportacıdan hatıra New York bereleri almanız gerekebilir. Çok fazla seçenek olmadığından kız – erkek fark etmez diyerek ikimiz de pembe bere takmıştık. İçimizden biri kış günü t-shirt ile gezebilme potansiyeline sahip olmasına rağmen. Bu arada tabii ki bu kadar üşümeniz gerekmiyor içeride de oturabilirsiniz ama o zaman mükemmel bir Manhattan manzarasını kaçırmış olursunuz. Çünkü Wall Street’in gökdelenleri ve One World Trade Center’ı görebilmek için New York’un güzel yerlerinden birisi Statue Cruise vapurlarının terası.
Özgürlük Heykeli’ne giderken gözünüzü Lower Manhattan semtinden alamıyorsunuz.
Özgürlük Heykeli’ne ulaşımı çözdüğünüze göre giriş biletlerini de çözmüşsünüz demektir. Çünkü Özgürlük Heykeli’ne giden feribot biletlerine Özgürlük Heykeli’nin olduğu ada, heykelin kaidesine çıkış, müze ve hemen yandaki Ellis Adası’na giriş dahil. Ellis Adası demişken orası ile ilgili de bilgi verelim. Özgürlük Heykeli’nin olduğu minik adanın yanında başka minik bir ada daha var orası Ellis Adası işte. Bizim çok fazla vaktimiz olmadığı için adaya gidememiştik ama Battery Park’tan kalkan ve Özgürlük Heykeli’ne giden vapurlar orada da duruyorlar. Ellis Adası Amerika’ya gelen göçmenlerin uzun yolculuklarının sonunda tıklım tıklım gemilerin güvertelerinden indikleri zaman ilk karaya çıktığı yermiş. Göçmen kabul merkezi olarak kullanılan Ellis Adası’dan Amerika’ya göç eden 12 milyon kişi geçmiş. Bu insanlar bugünkü Amerikalıların yarısının köklerini oluşturuyormuş. Dilerseniz Ellis Adası’nı da New York gezilecek yerler sıralamanıza ekleyebilirsiniz.
New York gezilecek yerler listemiz çok dolu olduğundan Ellis Adası’nı uzaktan görmekle yetinmiştik.
Ellis Adası’nı gezerseniz gelen bir sonraki vapura geri binebilirsiniz. Veya hiç orada inmeyip sonraki durak olan Özgürlük Heykeli’ne direkt gidebilirsiniz. Özgürlük Heykeli aslında minik bir adacıktaki ulusal parkın içinde. Burada bir şeyler atıştırabileceğiniz küçük bir kafe ve bol bol hatıra eşyası alabileceğiniz hediyelik eşya dükkanı bulunuyor. Hediyenizi alıp içinizi ısıtacak kahvelerinizi içtikten sonra bizim gibi siz de fonda Manhattan’ın olduğu fotoğraflar çekebilirsiniz.
Elindeki kamera modeline güvenip fotoğraf makinemizi vermiştik bir turiste ki bu sayede güzel bir New York anımız oldu.
Tabii buraya gelmişken yapılacak şeylerden birisi de heykelin tacına veya kaidesine çıkmak. Ama ikisi için de önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Kaideye çıkmak için birkaç gün, taca çıkmak için ise aylar öncesinden rezervasyon şart. Yani Özgürlük Heykeli’nin tacına çıkmayı planlıyorsanız New York uçak biletinizi alır almaz Özgürlük Heykeli biletlerinizi de almanızı tavsiye ederiz. Gittiğinizde belki dikkatinizi çekebilir en üstteki meşalede de bir seyir terası var ama oraya güvenlik nedeni ile çıkılamıyor.
Bereden dolayı saçlarımız yapışmış ama olsun Özgürlük Heykeli ile fotoğrafımız da oldu.
4. New York Gezilecek Yerler: Hem Alışveriş Hem de Manzara için Rockefeller Center
New York gezilecek yerler listemizdeki Rockefeller Center, her ne kadar tek bir maddeden ibaretmiş gibi görünse de aslında kendi içinde bir sürü gezilecek yer barındırıyor. Rockefeller Center denilen yer sadece bir binadan ibaret değil. Neredeyse 20 binalık bir kompleks burası hatta bu anlamda dünyanın en değerli alanlarından birisini oluşturuyor. New York gezilecek yerler listenize alırsanız bir gidişte birçok yeri görebilirsiniz. Top of the Rock gözlem terası, Today Show stüdyosu, Radio City Music Hall, NBC stüdyoları, alışveriş merkezi ve bir buz pateni pisti (yazın bir kafe görevi görüyor bu alan) burada yer alıyor. Hepsini tek tek anlatmaya çalışalım ama öncelik Top of the Rock gözlem terasında.
Empire State Building’in terasına çıkmazsanız eğer Top of the Rock’ın terasını kaçırmamalısınız.
260 metre yükseklikten New York manzarası görmek için New York gezilecek yerler listenize eklemeniz gereken yer olan Top of the Rock ile ilgili de bilgi verelim. New York’un en meşhur gözlem teraslarından biri burası. Buranın en büyük avantajı ise Empire State binasına göre, gözlem için farklı terasları var. Tamamen cam, açık hava, cam bile olmayan açık hava gibi seçenekler olması fotoğraf çekmek için güzel bir yer haline getiriyor burayı. Daha da güzel New York manzara isterseniz gün batımında gitmenizi de tavsiye ederiz. Bileti online alırsanız saat kaçta güneşin battığını da belirtiyor. Gözlem terasına gidecekseniz bilet fiyatları yaklaşık 40 dolar civarında ama güneş batışı saatleri talep yüksek olduğundan biraz daha pahalı.
Biz Empire State Building’den yana şansımızı kullandığımızdan aşağıdan bakmakla yetinmiştik.
Bu arada nasıl tasarruf edeceğinizi de söyleyelim; CityPass, New York Pass, NYC Explorer Pass alırsanız Top of The Rock’a ücretsiz girebiliyorsunuz. Bu kartlar sayesinde tabii Empire State Building’in terasına da ücretsiz çıkabilirsiniz. Eğer Top of the Rock’a çıkacaksanız akıllı telefon uygulamalarını indirmenizi de tavsiye ederiz. Gözlem terasına çıkınca göreceğiniz yerler ile ilgili uygulama bilgi veriyor ve binaların üstüne akıllı telefonunuzu tuttuğunuzda hangisinin ne olduğunu söylüyor.
New York’ta kalacak bir otel arıyorsanız New York otelleri yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Rockefeller Center’da ikinci gidebileceğiniz yer ise alışveriş merkezi. Burada FAO Schwarz, Nintendo, Gamestop, Lego gibi oyuncakçılardan Michael Kors gibi moda mağazalarına, New York’un baseball kulübü Yankee mağazasından takvimleri ile meşhur New York itfaiyesinin hediyelik eşya mağazasına kadar alışveriş için birçok ilginç yeri bir arada bulabilirsiniz. Alışveriş merkezi demişken de aklınıza kapalı bir alan gelmesin. Mağazalar genellikle gökdelenlerin altında ve mağazalara caddeden direkt giriş oluyor. Biz de Rockefeller Center’da açık havada gezerken karşımızda Lego mağazasını görmüş çocuklara bir sürü hediye almıştık. Öyle ki alışverişten sonra kaldığımız otele geri dönüp oyuncakları bırakmamız gerekmişti güne devam edebilmek için. İyi ki yakında kalıyorduk da bir koşu otele dönebilmiştik.
New York gezilecek yerler arasında yer alan Rockefeller Center’da yapabileceğiniz çeşitli etkinlikler de var. Radio City Music Hall’u gezebilir veya dünyaca ünlü sanatçıların konserlerine gidebilirsiniz. Daha eşsiz bir şey yapıp Amerikan televizyonlarına çıkmak istiyorsanız neredeyse 60 yıldır Amerika’nın en çok seyredilen şovlarından olan Today Show TV programına gidebilirsiniz. Today Show sabah 7-11 arasında canlı olarak çekiliyor ve Rockefeller Center’a gidip izleyenler yayında görünebiliyorlar. Bunun için önceden form doldurmanız ve programdan önce Rockefeller Center’a gitmeniz gerekiyor. Programın bazı kısımları içeride bazıları dışarıda çekiliyor, şansınız yaver giderse sizin bulunduğunuz yerden çekim yapabilirler ve Amerika’ya gitmişken televizyona da çıkmış olursunuz.
Radio City’nin programına bakmanızı tavsiye ederiz, siz oradayken kaçırmak istemeyeceğiniz bir konser olabilir.
Televizyon dünyası beni sardı derseniz Rockefeller Center’da NBC Studios turu da yapabilirsiniz. Stüdyo turunda TV yapımcılığı hakkında bilgi sahibi olabilir, gerçek stüdyoları gezebilir ve hatta kendi şovunuzun çekimini bile yapabilirsiniz. 30 Rock komedi dizisini hatırlayanlar için ek bir de bilgi verelim. O dizide geçen 30 Rock aslında NBC stüdyosunun bulunduğu 30 Rockefeller Plaza’nın kısaltması imiş. Dizi de zaten bir kanalın stüdyosunda geçiyordu.
The Tonight Show provalarına veya şovuna önceden başvurursanız ücretsiz bilet kazanabilirsiniz.
Rockefeller Center’a gittiğinizde karnınız acıkırsa Rock Center Cafe’de bir şeyler atıştırmanızı tavsiye ederiz. Meşhur buz pistinin tam yanındaki Rock Center Cafe’ye oturursanız patenle kayanları seyredip yemeğinizi yiyebilir, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
New York gezinizde dinlenmek için güzel bir yer buz pateni pistinin hemen yanındaki kafe.
Yeri gelmişken John D. Rockefeller hakkında da ilginç birkaç bilgi verelim. Zamanının ve hatta dünyanın en zengin insanı imiş John D. Rockefeller. Bugünkü dünyanın en zenginleri sayılan beş kişinin bile toplamından daha fazla serveti varmış. Şirketi de Amerika petrolünün %90’ını elinde tutuyormuş. O kadar büyükmüş ki şirket tekel ilan edildiğinden parçalara ayrılmış. Parçalara ayrılmış halini de söylersek ne kadar devasa olduğu daha iyi anlaşılabilir. BP, Chevron, Exxon-Mobile ve daha fazlası bu şirketin dağılması ile oluşmuş. Bu merkezi de ünlü John D. Rockefeller’ın oğlu John D. Rockefeller Jr. yapmış.
5. New York Gezilecek Yerler: Alışveriş Yapmak için Fifth Avenue
Rockefeller Center’dan çıkıp da bir sonraki New York gezilecek yerler durağı Central Park’a giderken geçebileceğiniz Fifth Avenue, alışveriş tutkunları için mutlaka gidilmesi gereken bir yer. Burada dünyanın en ünlü mağazaları bulunuyor. Cartier, Tiffany & Co, Van Cleef & Arpels gibi lüks mağazalar da var Zara, H&M gibi mağazalar da. Fifth Avenue’da Apple, Microsoft gibi teknoloji mağazalarının yanı sıra Gap, Abercrombie & Fitch gibi kıyafet mağazalarına, NBA Store, Nike, Reebok gibi spor mağazalarından Amerikan Girl Place, Lego gibi oyuncak mağazalarına kadar onlarca farklı mağazayı bulabilirsiniz.
Zegna’dan Zara’ya birçok markayı Fifth Avenue’da bulabilirsiniz.
New York’a gitmişken Apple Store’a uğramamak olmaz tabii.
Hemen yakınındaki Microsoft mağazasında da en son teknolojiyi görebilirsiniz.
NBA takımlarının formalarını almak için NBA mağazasına da uğrayabilirsiniz.
Fazla vaktimiz yok mağaza mağaza gezmeyelim tek bir yere gidip gönlümüzce alışveriş yapalım diyorsanız da bulvarın en meşhur mağazası olan içinde bir sürü çeşit kıyafet, ayakkabı bulabileceğiniz çok katlı mağaza Saks Fifth Avenue’ya da gidebilirsiniz.
Alışveriş yapmak isterseniz Saks Fifth Avenue’yı da New York gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Bizim Fifth Avenue’da en çok dikkatimizi çeken mağaza ise Amerikan Girl Place olmuştu. Alacakaranlık kuşağındaymışsınız izlenimi veren bu oyuncak mağazasında gerçeğe çok yakın bebekler satılıyor. Anneler babalar, teyzeler amcalar, büyükanneler büyükbabalar çocuklarına buradan oyuncak almak için adeta birbirleri ile yarışıyordu. Oyuncakları çocuklar mı daha çok istiyordu yoksa aileleri mi onlara buradan daha çok oyuncak almak istiyordu emin değiliz. Herkes oyuncakların yanında o oyuncağa kıyafetler, takılar, aksesuarlar, spor malzemeleri alıyordu. Hatta bebeklere aldıkları kıyafetlerin aynılarını çocuklarına da alıyorlardı. Etraf oyuncak bebekler ile aynı giyinmiş çocuklar ile doluydu.
New York’ta bizi en fazla şaşırtan mağaza burası olmuştu.
O kadar çok çeşit var ki kendinizin aynısı bir bebek alabilirsiniz bu mağazadan.
Aldığınız bebeğin kıyafetlerinin aynısını çocuğunuza da alabiliyorsunuz.
Bu bulvarın niçin bu kadar meşhur olduğunu da yazalım. 1800’lerin başında İç Savaş bittikten sonra New York’un kaymak tabakası buraya çok güzel evler daha doğrusu malikaneler yaptırmış. Zamanla buradaki zenginler New York’un daha kuzey kesimlerine gittikçe binalar yıkılmaya başlamış ve günümüze bu malikanelerden çok azı kalabilmiş. Kalmayı başaranlardan birisi de Cartier’in binası olmuş. Aslında Cartier de binayı başkasından satın almış. Söylenene göre zengin New Yorklu evi Cartier’e mükemmel bir inci kolye karşılığında satmış.
Örneğin bu Cornelius Vanderbilt’in Fifth Avenue’daki eviymiş (fotoğraf: library.cornell.edu).
New York gezilecek yerler listenizdeki tek katedral Fifth Avenue’daki St. Patrick olabilir.
6. New York Gezilecek Yerler: Trump’ı Daha İyi Tanımak için Trump Tower:
Fifth Avenue’nun belki de en göz alıcı binası Trump Tower’ı yazmadan New York gezilecek yerler listesinin bitmesi düşünülemez. Fifth Avenue’ya kadar gelmişken mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisi burası. Alt katların alışveriş merkezi olduğu bu bina adeta Trump’ın iç dünyasını yansıtıyor. Binanın içi bir külçe altın kadar sarı. Bir de içerisi parlak aynalar ile dolu olduğundan binanın içine girince kendinizi bir hazine dairesine girmiş gibi hissediyorsunuz. Beş katlı alışveriş merkezini dolaştıkça aslında bol bol yürüyen merdiven dışında çok da fazla mağaza olmadığını fark ediyorsunuz etrafta. Her yerde göreceğiniz lisanlı Trump ürünlerinin vitrinleri hariç. Trump markalı çocuk kıyafetlerinden Trump bifteklerine, Trump dondurmacısından Trump Bar’a kadar Trump Tower’ın içi kendi markası ile dolu.
Altın külçesi gibi ihtişamlı, görkemli ama bir o kadar da ilginç bir yerdi Trump Tower’ın içi.
Tabii ki merak edenler için 100 metrekarelik bir yatak odalı evin fiyatını da söyleyelim yeri gelmişken. Böyle bir evin fiyatı yaklaşık 2 milyon $’ın üzerinde. Manzarası daha iyi olsun, bir odası daha olsun derseniz de fiyat bir anda 10 milyon $’ın üzerine çıkıyor.
Starbucks dışında içeride her şey Trump; Trump Cafe, Trump Ice Cream, Trump Bar, Trump Grill, Trump Store.
7. New York Gezilecek Yerler: Modern Hayatın Orta Yerinde Yeşile Doymak için Central Park
New York’u gezdikçe güneşin öğle saatleri dışında giremediği gökdelenlerin arasındaki sokaklarda yürümekten, metro istasyonlarının bakırımsı rengini görmekten, Starbucks sırasına girmekten, caddelerdeki siren seslerinden bir süre sonra sıkılabiliyorsunuz. En azından bize öyle olmuştu. Gezi listemizde bu tür durumlar için sakladığımız New York gezilecek yerlerden bir sonrakine gitmek için doğru vakit gelmişti. Siz de Central Park’ı böyle bir ana saklayıp tam ihtiyacınız olduğunda kendinizi Central Park’a atabilirsiniz. Öyle birkaç ağacın, küçük su birikintilerinden bozma havuzların, çocuklar için yan yana dizilmiş birkaç oyuncağın bir araya geldiği bir yer değil burası. Central Park, 1858 yılında 300 dönümden daha büyük arazinin düzleştirilmesi, bataklıkların kurutulması, yüz binlerce ağacın dikilmesi ile yapılmış. Şu anda dünyanın en değerli arazilerinden biri olarak görülen Central Park ki 500 milyar dolardan bahsediliyor o zamanlar ticari binalar için kullanışlı olmayan bir arazi olarak görülmüş.
Gökdelenlerin etrafını sardığı ama bir türlü ele geçiremediği bir yer Central Park.
Şehrin tam merkezindeki Central Park at arabası ile gezenler, bisikletle yanınızdan hızlıca geçenler, kaykay yapanlar, patenle kayan, havaya aldırış etmeden şort atlet koşanlar, köpüklerden kocaman balonlar yapanlar, çimenlerin üzerinde piknik örtülerine uzananlar, kayıkların küreklerini çekenler ile dolu bir yer. Biz Central Park’a gittiğimizde büyüklüğü karşında sersemlemiştik. Etraftaki haritalardan burada neler yapılabileceğini anlamaya çalışmış ama en sonunda umutsuz bir çaba içine girdiğimizi anlayıp etrafımızdaki New Yorklu olduklarını en çok düşündüğümüz insanların peşine takılmıştık. Çünkü şöyle bir hata yapmıştık; Central Park’ı New York gezilecek yerler arasındaki tek bir madde gibi görmüş, gittiğimizde nasılsa yapacak bir şeyler buluruz demiştik. Gerçi kötü de olmadı, her yaştan paten yapanları seyrettik, etrafı gökdelenlerle çevrili onlarca futbol sahası büyüklüğündeki yeşil alanlarda dinlenme fırsatı bulduk anlayacağınız biraz programdan çıkıp doğaçlama yaptık.
Central Park’ta fayton ile gezmek isterseniz yaklaşık 100 $’ı gözden çıkarmanız gerekiyor.
Birkaç kişilik grupların sergilediği 5-10 dakikalık sokak gösterileri yüzlerce kişinin ilgisini çekebiliyor.
Central Park’ı dediğimiz gibi sadece New York gezilecek yerlerden biri olarak düşünmemelisiniz. Central Park’a gitmeden önce neler yapmak istediğinizi planlamanız gerekir. Böylece ineceğiniz metro durağı için Central Park’ta yapmak istediğiniz etkinliğe en yakın olan istasyonunu seçebilirsiniz.
Central Park’ta yapılabilecek etkinlikler hakkında da bilgi verelim. Eşsiz Central Park ve New York manzarası seyretmek için minyatür bir 19. yüzyıl şatosu olan Belvedere Castle’a çıkabilirsiniz. Yoko Ono tarafından düzenlenen John Lennon’un anıtını görmek isterseniz Strawberry Fields’a gidebilirsiniz. Evleri bu alana baktığı için suikast sonrasında Yoko Ono Central Park’ın göz yaşı biçimindeki bu tarafını restore ettirmiş. Sadece John Lennon için değil Central Park’ta Shakespeare’a da adanmış bir bahçe var. Oyunlarında yer alan bitkilerden oluşan Shakespeare Garden’da ahşap banklarda oturup İngiliz köy hayatını birkaç dakikalığına yaşayabilirsiniz. Gezilecek çok yer varmış bütün bunları nasıl göreceğiz derseniz parkın güney tarafında, Fifth Avenue’dan at arabasına binebilirsiniz.
New York’un en ilginç, ekonomik ve konforlu otellerini öğrenmek için New York otel rehberimizi de okuyun.
Kıvrımlı labirentler arasında gezinip çeşmeler ve heykeller arasında yürüyüş yapmak isterseniz gitmeniz gereken yer ise Conservatory Garden. Burada İtalyan, İngiliz ve Fransız temalı üç ayrı bahçe bulunuyor. Yine ağaçların arasında bu sefer dereler boyunca yürümek ve belki de ender kuş türlerinden birini gözlemleme fırsatı yakalamak isterseniz kuşların göç yolu üzerindeki The Ramble’a uğrayabilirsiniz. Güzel birkaç fotoğraf çekelim yeter derseniz de Bethesda Terrace’tan Central Park anılarınızı sonsuzlaştırabilirsiniz. Fotoğraf sevdanız varsa ikonlaşmış Bow Bridge’e de gitmelisiniz.
New York gezilecek yerler yazımız neredeyse Central Park gezilecek yerler yazısına döndü ama daha bitmedi etkinlikler. Model tekne yarışlarını seyretmek isterseniz Conservatory Garden’ın önünden geçebilirsiniz. Göl kenarında yorgunluğunuzu atmak isterseniz Loeb Boathouse’da kayıklara binenleri seyrederek yemek yiyebilirsiniz. Daha acıkmadık diyorsanız yine Loeb Boathouse’dan bir kayık kiralayıp The Lake’de romantik bir tur yapabilirsiniz. Çocuklarla birlikte gidiyorsanız kızıl pandaları ve kutup ayılarını görmek için içinde 150’den fazla hayvan çeşidini barındıran Central Park Zoo’ya gidebilirsiniz. Bu arada söyleyelim çocuklarla yapılacakları ayrı bir yazıda belirttik, çocuklarla New York’a gidiyorsanız okumanızı tavsiye ederiz.
Gölde kendi kayığınızla turlamanın maliyeti yaklaşık 15 $.
Eğer yazın gidiyorsanız Delacorte Theather’da ücretsiz Shakespeare in the Park oyununu veya SummerStage konserlerini seyredebilirsiniz. Eğer şansınız yaver gider de konser günlerine denk gelirseniz Great Lawn’daki çim alanda New York Philharmonic veya Metropolitan Opera’nın da keyfini ücretsiz çıkartabilirsiniz. Kışın gidiyorsanız da Donald Trump’ın Wollman Rink’inde buz pateni yapabilirsiniz. Buz pateni yerine normal patense tercihiniz paten kayanların şovlarını seyretmek için The Mall’da bir yürüyüş yapabilirsiniz. Bunların hiçbirini yapmayacağız sadece oturup yeşil parkın tadını çıkartacağız derseniz de Sheep Meadow’a çimlerin üzerine dinlenebilirsiniz.
Bizce Central Park’ta yapılacak en güzel şey çimlerin üzerinde oturmak ve birazcık da kestirmek.
Bu kadar yazdıktan sonra kendi New York gezilecek yerler sıralamamızda hak ettiği değeri vermediğimizi anlayıp tekrar Central Park’a gidesimiz geldi itiraf edelim. Bu arada söyleyelim tüm bunları nasıl aklımıza tutacağız derseniz diye Central Park’ın haritasının bağlantısını da paylaşıyoruz. Böylece çıktısını alıp önceden üzerinde gideceğiniz yerleri işaretleyebilirsiniz. Dilerseniz Central Park uygulamasını da indirip akıllı telefonunuzdan gitmeniz gereken yerleri belirleyebilirsiniz.
Uygulamalarını indirirseniz elinizin altında parkın bir haritası olur, yoksa park çok büyük, dilediğiniz gibi gezemeyebilirsiniz.
8. New York Gezilecek Yerler: Eşsiz Bir Koleksiyon için American Museum of Natural History
New York gezilecek yerler listesi hazırlıyorsanız ve müze de gezelim diyorsanız American Museum of Natural History’i listenize mutlaka eklemeniz gerekiyor. Bizim New York seyahatimizde en çok sevdiğimiz yerlerden birisiydi American Museum of Natural History. Bu müze öyle eşyaların yan yana sergilendiği, yüzlerce yıllık tarihi yansıtan eserlerin cam vitrinler içinde alıkonulduğu bir yer değil. 3 boyutlu güneş sistemi modellerini gördüğümüz, Amerikan yerlilerinin metrelerce yükseklikteki totemlerinin arasında yürüdüğümüz, tavandan sarkan onlarca metre uzunluğundaki balinaların altından geçtiğimiz, her an saldıracakmış gibi duran Tyrannosaurus Rex’in önünde fotoğraf çektirdiğimiz, 1400 yaşındaki ağacın halkalarını saymaya çalıştığımız bir müzeydi burası.
Müzenin T-Rex ve diğer dinozorlara ayrılan bölümü ne kadar korkunç olduklarını hayal etmenizi sağlıyor.
Müzenin tek kötü yanı ise bir tam gün gezmekle bitmeyecek kadar çok sayıda parçayı barındırıyor olmasıydı. Beş katlı müzeyi hızlı hızlı gezmeye çalışmamıza rağmen birçok şeyi görememiştik maalesef. Aynısı sizin de başınıza gelmesin diye müzede neler bulabileceğinizi kısaca anlatmaya çalışalım. Siz de New York gezilecek yerler sıralamanıza alırsanız bu müzeyi gittiğinizde en çok seveceklerinizi önceliklendirip görebilirsiniz böylece.
Müzenin bizce mutlaka gezilmesi gereken yerlerinden birincisi dinozor fosilleri bölümü. Bu bölümde Tyrannosaurus Rex, Allosaurus gibi dinozor fosillerini, mamutları, dinozorların bir metreye varan gerçek ayak izlerini görebilirsiniz. Birkaç salona yayılmış olan dinozor bölümü müzenin dördüncü katında yer alıyor ama bulmak için mutlaka müzenin haritasına bakmanızı tavsiye ederiz.
Elde taşımaktan yorulduğumuz montlar çantaya asılmış, blog için fotoğraf çekerken ben.
Müzenin bir başka gezilecek yeri ise birinci kattaki biyoçeşitlilik salonu (Hall of Biodiversity). Burada Sibirya kaplanından pandalara tehlike altındaki hayvan türlerini çok gerçekçi bir şekilde karşınızda görebilirsiniz. Göreceğiniz hayvanların nasıl böyle yapıldığını merak ederseniz diye onunla ilgili de bilgi verelim. Göreceğiniz türler, hayvanların içleri doldurularak yapılmıyormuş. Oluşturulan modeller gerçek deri, dişler ve kemikler ile birleştiriliyormuş. Biyoçeşitlilik salonunda bizim en çok beğendiğimiz şeylerden birisi ufak bir yağmur ormanları kesiti oluşturdukları yerdi. Diğeri de üç buçuk milyar yıllık evrimi gösteren bilim insanları, sanatçılar ve film yapımcılarının oluşturduğu hayat yelpazesi (Spectrum of Life) bölümüydü.
Hayvanların yaşadığı doğa modern hayatın içinde ancak bu kadar güzel tasvir edilebilir.
Dünyanın farklı yerlerindeki hayvanların New York’ta tam karşınızda olması bu müzeyi daha güzel yapıyor.
Diorama deniliyormuş bu doğal hayat sahnelerine.
Biyoçeşitlilik salonu dışında da hayvan türlerini görebileceğiniz salonları var müzenin. Bu salonlarda yüze yakın diorama bulunuyor. Hayvanlar ve yaşadıkları yerlerin üç boyutlu olarak gösterildiği bu bölümlerde ağaçlardan sarkan maymunları, göç eden Afrika fillerini, su birikintisinden ürkekçe su içen zebraları görebilirsiniz.
Afrika’dan Asya’ya dünyanın çeşitli yerlerinden hayvanları buradaki sahnelerde görebilirsiniz.
Okyanus Hayatı Salonu (The Milstein Family Hall of Ocean Life) da müzenin en meşhur yerlerinden birisi. Burada resiflerden bir kesitten kutuplardaki morslara kadar birçok canlı türü müze ziyaretçilerini bekliyor.
30 metre uzunluğundaki bir balina havada yüzüyormuş gibi görünüyor.
Ayrıca dünyanın farklı bölgelerindeki kültürleri anlatan salonlar da müzenin görülmeye değer yerlerinden. Burada Meksika, Afrika, Asya, Kızılderili, Pasifik ülkeleri, Güney Amerika kültürlerine ait eşyaları bulabilirsiniz. Bu bölümün en güzel yanı ise eşyaları ayrı ayrı vitrinler içinde izole sergilemek yerine dioramalar ile gündelik hayatta göstermiş olmaları. Böylece Hindistan’daki bir köyde Hindu düğününden Doğu Sibirya’daki tedavi törenine kültürlerin gerçek yansımalarını birkaç metrekarelik bölümlerde karşınınızda görebilirsiniz. Eğer burayı beğenirseniz birinci kattaki büyük galerinin (Grand Gallery) tavanındaki yaklaşık 20 metrelik kanoyu da görmenizi tavsiye ederiz.
İki metrekare içine farklı kültürlerden kesitleri sığdırmayı başarmışlar.
Kabilelerin ruhsal güce sahip olduğuna inandıkları ve onları simgeleyen totemleri de müzede sergileniyor.
Müzenin en ilginç yerlerinden birisi ise Rose Center for Earth and Space bölümü. American Museum of Natural History’e giderseniz ayrı bir binada diye burayı hor görüp atlamamanızı öneririz. Aslında bizim de dikkatimizden kaçabilirdi bu bölüm. Ama ana kapısındaki uzun sıraya girmemek için müzenin arka girişine gitmiştik. Düşündüğümüz gibi hiç sıra yoktu bu tarafta. Bu sayede müzeye bu taraftan girip bu bölümü de gezme şansı bulmuştuk. Bu arada söyleyelim eğer kapıda uzun bir sıra ile karşılaşırsanız siz de 81. Street’teki girişten müzeye girebilirsiniz, neredeyse kimse olmuyor o taraftaki girişte.
Hamile birisi için güzel bir iltifat olsa da aslında aydaki ağırlığımızmış bu.
Konumuza geri dönelim yani müzenin uzay bölümüne. Müzenin bu bölümünde içini yürüyerek gezebileceğiniz devasa boyutlardaki bir kürenin içinde ölçeklendirilmiş bir evren bulunuyor. Görmenizi tavsiye ederiz. Burada görmeniz gereken bir başka yer ise Hayden Planetarium’undaki uzay tiyatrosu. Bu gösteride koltuklarda oturup kafanızı hafif yukarıya kaldırarak tepenizdeki uzay tiyatrosunda astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’ın anlatımı ile yıldız kümeleri, nebula ve galaksileri izleyebilirsiniz. Kürenin alt tarafındaki Hayden Big Bang Theater’a giderseniz de bu sefer Liam Neeson’ın anlatımı ile evrenin büyük patlama ile nasıl oluştuğunu seyredebilirsiniz. Eğer bu gösterileri seyretmek isterseniz girişte müze biletinizi alırken söylemeyi unutmayın.
Biletlerden bahsetmişken bu müzeye girişte nasıl tasarruf edebileceğinizi de anlatalım. Kapıda yazan fiyatlara rağmen American Museum of Natural History’in girişi bağışa bağlı. Yani gişelerde her ne kadar tavsiye fiyatlar olsa da ne kadar bağış yapacağınız size kalmış. Müze bu özelliği ile hem de güzelliği ile New York gezilecek yerler arasında en beğeneceğiniz yerlerden birisi olacaktır.
9. New York Gezilecek Yerler: Sanat ve Daha Fazlası için Metropolitan Museum of Art
Metropolitan Museum of Art nam-ı diğer The Met kendi New York gezilecek yerler listemizden aklımızda en çok kalan yerlerden biriydi. The Met, daha önceki müze gezilerimizden görmeye alıştığımız sadece bol bol resim, heykel barındıran bir yer değildi. İçeride tabii ki Rembrandt tabloları, Van Gogh eserleri vardı ama burayı bizim için asıl farklılaştıran içerideki farklı kültürlere ait sanat eserleri idi. Daha önce hiçbir müzede görme şansımızın olmadığı eserleri The Met’te görme fırsatı yakalamıştık. Mesela hemen yanı başımızda Papua Yeni Gine’den getirilen vücut maskelerini daha önce hiçbir yerde görmemiştik. Tamam Louvre Müzesi’nde bir piramitin içini görmüştük ama daha önce hiç Roma imparatorunun yaptırdığı tapınağı bir müzenin içinde görmemiştik.
Kısaca burası eğer resim ve heykeli tanıdık sanat eserleri kabul edersek, hiç de tanıdık bir müze değil. Bu nedenle mutlaka New York gezilecek yerler arasına almanız gerektiğini söyleyebiliriz. Bu kadar methettiğimize göre siz de New York gezilecek yerler listenize almışsınızdır diye düşünüyoruz, öyleyse içeride neler bulacağınızı da biraz anlatmaya çalışalım ki gezerken The Met’te görülmesi gereken eserlerden hiçbiri kaçmasın. Bu arada önceden uyaralım The Met’te o kadar çok görülecek şey var ki bizi de gezmek anlamında zorlamıştı doğrusu. Galeriler arasında dinlenerek The Met gezimizi tamamlayabilmiştik.
The Met’te mutlaka görmeniz gereken yerlerden bizce birincisi Rockefeller Ailesi’nin Yeni Gine’de sanat eseri peşindeki seyahatleri esnasında hayatını kaybeden oğulları adına yaptırdıkları Michael C. Rockefeller Kanadı. Buradaki Afrika, Okyanusya ve Amerika Kıtası bölümünde sergilenen eserleri oralara gitmediyseniz muhtemelen daha önce başka bir yerde görmemişsinizdir. Milattan önce üç bin yılından günümüze kadar olan eserleri gördükçe bu kıtalardaki kültürlerin ne kadar farklı olduğunu yakından anlayacaksınız. Burada hiç alışık olmadığımız Mikronezya, Polinezya, Melanezya gibi yerlerden totemler, masklar gibi sıradışı parçalar bulunuyor.
Müzenin en ilginç yeri bizce adlarını bile duymadığımız ülkelerin kültürlerini yansıtan bölümdü.
Sadece birinin fotoğrafını koyduk ama bütün masklar çok ilginçti.
The Met’in görülmeye değer bir başka yeri de Ortaçağ sanatı kısmı. Burada Roma’nın yıkılışından Rönesans’a kadar olan süredeki eserler sergileniyor. Bu eserlerin olduğu alandaki belki de en ilginç eser ise İspanya’dan getirilen dev koro paravanı.
Bu devasa paravanı İspanya’dan getirmişler.
Bizce müzenin en etkileyici yerlerinden bir diğeri ise silah ve zırh koleksiyonu. Burada savaşa gidiyormuşçasına zırhlarını giymiş, mızraklarını almış, kendileri gibi zırhlı atlarının üzerine binmiş şövalyeleri yan yana görebilirsiniz. Yine aynı bölümde samuray zırhlarından Avrupa ve Osmanlı silahlarına birçok farklı eşyayı görebilirsiniz.
Müzede atlarının sırtında omuzları dik savaşa gidiyormuş gibi duran şövalyeler ile karşılaşmak ilginç bir deneyim…
New York gezilecek yerler içindeki The Met ile ilgili anlatacaklarımız bitmedi. Müzenin en güzel yerleri daha yeni başlıyor bile diyebiliriz hatta. Anlayacağımız bundan sonra anlatacaklarımız bile The Met’i New York gezilecek yerler arasına sokmaya yeter bizce.
The Met’te görmeniz gereken bir diğer yer ise Dendur Tapınağı. New York’un orta yerinde çöllerde geziniyor gibi hissetmenize neden olacak, Mısır’dan New York’a taşınan koca tapınak Amerikalılara Mısırlıların hediyesi imiş. Roma İmparatoru Agustus Mısır’ın hakimiyetine sahip olduğu sırada yapılmış bu tapınak. Mısırlılar da Nil yükseldiği zaman tarihi eserlerini korumak için yardım ettiklerinden dolayı Amerikalılara jest olarak vermiş.
New York’ta bir müzede Roma imparatorunun Mısır’da yaptırdığı bir tapınağa girebilmek ilginç bir deneyim.
Mısır sanatı bölümü tapınak dışında sizi bekleyen ürkütücü eşyalar ile de dolu.
Müze hala bitmedi, sırada Avrupa’dan gelen dekoratif sanat eşyaları var. Venedik’teki bir saraydan getirilen yatak odası, bir zamanlar İsviçre’de bir malikanede yer alan oturma odası, Fransa’nın Güneş Kralı olarak da bilinen XIV. Louis’in eşyaları gibi çok farklı sanat eserleri bu bölümde yer alıyor. Hala müzede görmeniz gereken yerler bitmedi. Bu anlattıklarımız müzenin sadece bir katı idi. Müzenin diğer katlarında da görülecek çok şey var. New York gezilecek yerler listesine girmeyi çok hak eden bir yer kısaca.
Dedik ya burası öyle sadece sanat eserlerini yan yana göreceğiniz bir müze değil diye. İkinci katta Asya sanatları bölümünde tapınaklardan getirilen eşyalar ile binlerce tarihi sanat eseri var görülmesi gereken. Ayrıca Çin’den gelen ünlü 27 ustanın yaptığı Ming tarzı Balık Ağları’nın Efendisi Souzhou’nun Bahçesi’nin bir benzeri de burada yer alıyor.
Yine ikinci katta bir başka görülecek yer Amerika Kanadı. Burada Amerikalı sanatçıların heykelleri ve resimlerinin yanı sıra farklı çağlardan evlerin odaları sergileniyor. Amerika’ya ilk gelen Hollandalıların New York’taki evlerinden George Washington’ın doğumgünü partisinin yapıldığı tarihi malikanelerden getirilen odaya kadar farklı bölümler yer alıyor. Müzede Arabistan, Türkiye, İran, Orta ve Güney Asya’dan da eserler bulunuyor. Burada İstanbul’dan, Şam’dan, Tebriz’den, Bağdat’tan, Semerkant’tan getirilen binlerce parça eseri görüp bölgenin kültürel farklılıklarını ve benzediklerini görebilirsiniz.
Müzenin bazı bölümleri kraliyet ailesine ait bir sarayda geziyormuşsunuz hissi yaratıyor.
Müzedeki halıların sergilendiği bölümü de kaçırmamanızı tavsiye ederiz.
Ve tabii ki müzede bol bol Avrupa’dan resim ve heykel de bulunuyor ki bu müze bu konuda da özel bir yere sahip. Rembrandt, Van Gogh, Van Dyck, Botticelli gibi sanatçıların eserlerinden oluşan 3.000 parçalık bir koleksiyon var müze. Sözün özü New York gezilecek yerler listenize mutlaka almanız gereken bir yer The Met.
Buhran zamanı New York’unda maddi açıdan zorlanan insanların eğlence için gittiği Bowery’nin resmi.
Müzeye girişte nasıl tasarruf edeceğinizi söyleyelim New York gezilecek yerlerden bir sonrakine geçmeden. The Met’e giriş bundan birkaç yıl öncesine kadar bağış ile yapılıyordu. Yani dilerseniz çok uygun fiyata müzeye girebiliyordunuz ama gelirlerinin düşük olması nedeni ile bu uygulamayı maalesef kaldırdılar. Bu yüzden artık girişler ücretli. Ama müzeye hala ücretsiz girmenin bir yolu var. The New York Pass, CityPASS gibi kartlardan aldıysanız müzeye giriş için bilet almanıza gerek yok.
10. New York Gezilecek Yerler: Sadece Mimarisi için Bile Görmeye Değer Guggenheim Müzesi
New York gezilecek yerler planınıza eklemeniz gereken Guggenheim Müzesi’nin içine girdiğinizde burayı daha önce bir yerde gördüm diyebilirsiniz. Çünkü müze birçok filme mekan olmuş bir yer. Bu da aslında boşuna değil. 1943’te yapımı başlanan müzenin maliyeti o zamanların parası ile bile üç milyon dolar tutmuş. Bu arada söyleyelim Bilbao’daki meşhur Guggenheim Müzesi ile bu müze aynı vakfa bağlı ki o müze de mimarisi ile bir başyapıt. Hatta Venedik’teki tarihi binadaki ve Abu Dabi’deki yenilikçi binadaki müzeler de bu Guggenheim Müzesi ile aynı. Kısacası Guggenheim Müzesi demek sadece içindeki eserler ile değil mimarisi ile de görülmesi gereken bir yer demek.
Otel rezervasyonunuzu yaptırmadıysanız henüz New York otel tavsiyelerimizi de okuyun.
Peki New York gezilecek yerler arasındaki Guggenheim’da neler var? Müze, ünlü iş insanı Solomon R. Guggenheim’ın kendi koleksiyonundaki Wassily Kandinsky gibi sanatçıların nesnel olmayan resimleri ile kurulmuş. Sonra da Manet, Van Gogh, Picasso gibi ünlü sanatçıların resimleri ve ayrıca fotoğraflar eklenmiş koleksiyona.
Bu arada müze ile ilgili faydalı olacağını düşündüğümüz birkaç bilgi de verelim. Eserlerin yakınında dolaşan sanat hakkında konuşalım rozeti taşıyan kişiler görebilirsiniz, eğer sorunuz varsa durdurup onlara eserler ile ilgili sorular sorabilirsiniz. Müzeyi gezmenin en zevkli yolu ise asansör ile en üst kata çıkıp döne döne aşağıya inerken eserleri görmek.
Müzeye girmenin en uygun yöntemini de söyleyelim. Cumartesi günü akşam 5’ten sonra giderseniz istediğiniz ücreti vererek müzeye girebiliyorsunuz. Ayrıca New York CityPASS, New York Pass kartınız varsa da ücretsiz girebilirsiniz.
New York Rehberindeki Diğer Yazılarımızı da Okumayı Unutmayın:
Umarız New York gezilecek yerler yazımızı beğenmişsinizdir. Öyleyse size göre New York ile ilgili başka yazılarımız da var. Çin Mahallesi’nde ne yenir, New York’un en güzel steakleri nerede, Broadway müzikaline nasıl en uygun fiyatlarla gidilir, New York’un ücretsiz gezilecek en güzel yerleri nereler, New York’ta nereden alışveriş yapılır, New York’ta uygun fiyatlarla hangi otellerde kalınır, karmaşık New York metrosunun altından nasıl kalkılır, New York’ta çocuklar ile nereler gezilir gibi New York seyahatinizde işinize yarayacak diğer yazılarımızı görmek için New York rehberimizi okumanızı tavsiye ederiz.
Bu yazımızı beğendiyseniz New York’ta diğer gezilecek yerler ve ekonomik gezme yolları için New York tavsiyelerimizi de okuyun.