Roma’da görülmesi gereken her yer ironik bir şekilde o kadar da görünür ve bilinir değil. Roma’nın görülecek yerlerinden çok bilinmeyenleri saklambaç oynayan bir ebe edası ile bulmanız gerekiyor. Önlerinden her sene, boyunlarında fotoğraf makinesi ile geçen, Roma’yı ziyaret eden altı milyon turiste karşı, kaya balığı gibi geliştirdikleri kamuflaj yeteneği ile hala bu köşeler mutlak olmasa da sakinliklerini koruyabiliyorlar. Roma’da geçirecek günleriniz sadece bir gün ile sınırlı değilse cenazelerin tabutlara konulup toprağın altına gizlenmediği tam tersine iskelet ve kuru kafaların toprağın üzerinde bekletildiği mezarlığı, devasa tavanın bir parçası olmasa en özel müzelerde saklanacak tablolara ev sahipliği yapan sarayı mutlaka Roma gezi listenize eklemelisiniz.
Kapuçin Mahzen Mezarları (Capuchin Crypt)
Nasıl korku tünelleri lunaparklarda atlı karınca ile pamuk şekercinin arasında sessizce müşterilerini bekliyorsa, Kapuçin Mezarları da Roma’daki tatlı hayatın içinde saklı bir şekilde varlığını sürdürmekte. Roma’nın gizli kalmış yerlerinden Kapuçin Mezarları’nı bulabilmek için Via Veneto’da, Piazza Barberini’den isimlerinden de anlaşılacağı üzere dolce vita hayatın temsilcisi Cafe de Paris ve Gran Caffe Roma’ya doğru binaların numaralarını takip ederek yürümeniz gerekiyor. Mahzen mezarlarına yakışır bir şekilde kapısındaki latince mezarlık anlamındaki Coemeterium tabelası farkında olmadan önünden geçen herkesi sessizce selamlıyor.
Turuncu tuğla duvarın yanından içeri girdiğinizde, Kapuçin Mahzen Mezarları’nda kapıda oturan, çalıştığı yerin ürkütücülüğünü suratında en ufak bir mimikle bile yansıtmayan ve hatta sizinle çat pat Türkçe konuşan İtalyan kadın görevliye, cüzi bağışınızı yaptıktan sonra artık geriye dönüş yok. İçeri ilk girdiğinizde, yan yana dizili, üç yanı duvar ile çevrili mezar odalarına bakan upuzun ve dar bir koridorda, mağaza vitrinlerine bakar gibi gezen insanları görüyorsunuz. İlk toplu mezar odasını gördüğünüzde ise arkadaşlarınız ile birlikte bunun ne kadar gerçek olduğunu sorguluyorsunuz. Çünkü mezarlıkları, garip ama huzurlu bir sessizlik ile ilişkilendiriyorsanız burası çok farklı ama bir o kadar daha gerçekçi mezarlık. Kapuçin Mahzen Mezarları’nda tüm cenazeler toprak ve beton ile gizlenmeden, mermer ve özel dikilmiş çiçekler ile süslenmeden şeffaf bir şekilde karşınızda duruyor. Koridor ile mezar odalarını ayıran gözle görünmeyen gizli bir sınır çizgisi ise sizin ve onların boyutlar arasında sıçramasını engellemeye çalışan kara delik gibi önünüzde uzuyor.
Tüm bunları düşünürken, son odanın tavanında uzanan iskelet halindeki mezarın önünde, biz nükleer tesisin fotoğraflarını gizlice çekmeye çalışan ajanın ruh halinde iken, tam arkamızda gürültü ile kapanan pencere, karanlıkta seyredilen gerilim filminde buzdolabının arkasından çıkan katilden daha fazla korku yarattı hepimizde. Sonrasında da fotoğraf makinemizi usulca kaldırma gereği hissettik.
[oqeygallery id=16]
Açık: Cuma – Çarşamba 09:00-12:00, 15:00-18:00
Giriş: Bağış
Palazzo Barberini
Roma’da Vatikan, Colosseum ve Roma Forumu’nu gezdikten, Aşk Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri’nin önünde fotoğraf çektirdikten sonra Roma’da görülmesi gereken yerler hala tamamlanmış sayılmaz. Roma’nın sokakları, kiliseleri ve çeşmeleri kadar saraylarının içleri de görülmeye değer eserler sunuyor. Via Veneto üzerindeki Palazzo Barberini de Roma’dan dönmeden görülmesi gereken, çok kişinin uğramadığı gizli kalmış bu yerlerden birisi.
Palazzo Barberini, ziyaretçilerine kendisi hakkında bazı mesajları daha onlar gelmeden sessizce iletiyor. Roma’yı gezen turistler, …