Kategoriler
saventravel.com

Roma’nın Gizli Köşeleri


Roma’da görülmesi gereken her yer ironik bir şekilde o kadar da görünür ve bilinir değil. Roma’nın görülecek yerlerinden çok bilinmeyenleri saklambaç oynayan bir ebe edası ile bulmanız gerekiyor. Önlerinden her sene, boyunlarında fotoğraf makinesi ile geçen, Roma’yı ziyaret eden altı milyon turiste karşı, kaya balığı gibi geliştirdikleri kamuflaj yeteneği ile hala bu köşeler mutlak olmasa da sakinliklerini koruyabiliyorlar. Roma’da geçirecek günleriniz sadece bir gün ile sınırlı değilse cenazelerin tabutlara konulup toprağın altına gizlenmediği tam tersine iskelet ve kuru kafaların toprağın üzerinde bekletildiği mezarlığı, devasa tavanın bir parçası olmasa en özel müzelerde saklanacak tablolara ev sahipliği yapan sarayı mutlaka Roma gezi listenize eklemelisiniz.


Kapuçin Mahzen Mezarları (Capuchin Crypt)

Nasıl korku tünelleri lunaparklarda atlı karınca ile pamuk şekercinin arasında sessizce müşterilerini bekliyorsa, Kapuçin Mezarları da Roma’daki tatlı hayatın içinde saklı bir şekilde varlığını sürdürmekte. Roma’nın gizli kalmış yerlerinden Kapuçin Mezarları’nı bulabilmek için Via Veneto’da, Piazza Barberini’den isimlerinden de anlaşılacağı üzere dolce vita hayatın temsilcisi  Cafe de Paris ve Gran Caffe Roma’ya doğru binaların numaralarını takip ederek yürümeniz gerekiyor. Mahzen mezarlarına yakışır bir şekilde kapısındaki latince mezarlık anlamındaki Coemeterium tabelası farkında olmadan önünden geçen herkesi sessizce selamlıyor.

Turuncu tuğla duvarın yanından içeri girdiğinizde, Kapuçin Mahzen Mezarları’nda kapıda oturan, çalıştığı yerin ürkütücülüğünü suratında en ufak bir mimikle bile yansıtmayan ve hatta sizinle çat pat Türkçe konuşan İtalyan kadın görevliye, cüzi bağışınızı yaptıktan sonra artık geriye dönüş yok. İçeri ilk girdiğinizde, yan yana dizili, üç yanı duvar ile çevrili mezar odalarına bakan upuzun ve dar bir koridorda, mağaza vitrinlerine bakar gibi gezen insanları görüyorsunuz. İlk toplu mezar odasını gördüğünüzde ise arkadaşlarınız ile birlikte bunun ne kadar gerçek olduğunu sorguluyorsunuz. Çünkü mezarlıkları, garip ama huzurlu bir sessizlik ile ilişkilendiriyorsanız burası çok farklı ama bir o kadar daha gerçekçi mezarlık. Kapuçin Mahzen Mezarları’nda tüm cenazeler toprak ve beton ile gizlenmeden, mermer ve özel dikilmiş çiçekler ile süslenmeden şeffaf bir şekilde karşınızda duruyor. Koridor ile mezar odalarını ayıran gözle görünmeyen gizli bir sınır çizgisi ise sizin ve onların boyutlar arasında sıçramasını engellemeye çalışan kara delik gibi önünüzde uzuyor.

Tüm bunları düşünürken, son odanın tavanında uzanan iskelet halindeki mezarın önünde, biz nükleer tesisin fotoğraflarını gizlice çekmeye çalışan ajanın ruh halinde iken, tam arkamızda gürültü ile kapanan pencere, karanlıkta seyredilen gerilim filminde buzdolabının arkasından çıkan katilden daha fazla korku yarattı hepimizde. Sonrasında da fotoğraf makinemizi usulca kaldırma gereği hissettik.

[oqeygallery id=16]


Açık: Cuma – Çarşamba 09:00-12:00, 15:00-18:00

Giriş: Bağış

Adres: Via Veneto 27, Roma
[google-map-v3 width=”400″ height=”350″ zoom=”12″ maptype=”roadmap” mapalign=”center” directionhint=”false” language=”default” poweredby=”false” maptypecontrol=”true” pancontrol=”true” zoomcontrol=”true” scalecontrol=”true” streetviewcontrol=”true” scrollwheelcontrol=”true” draggable=”true” tiltfourtyfive=”false” addmarkermashupbubble=”false” addmarkermashupbubble=”false” addmarkerlist=”41.904904,12.488236{}skull.png{}Capuchin Crypt” bubbleautopan=”true” showbike=”false” showtraffic=”false” showpanoramio=”false”]

Palazzo Barberini

Roma’da Vatikan, Colosseum ve Roma Forumu’nu gezdikten, Aşk Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri’nin önünde fotoğraf çektirdikten sonra Roma’da görülmesi gereken yerler hala tamamlanmış sayılmaz. Roma’nın sokakları, kiliseleri ve çeşmeleri kadar saraylarının içleri de görülmeye değer eserler sunuyor. Via Veneto üzerindeki Palazzo Barberini de Roma’dan dönmeden görülmesi gereken, çok kişinin uğramadığı gizli kalmış bu yerlerden birisi.

Palazzo Barberini, ziyaretçilerine kendisi hakkında bazı mesajları daha onlar gelmeden sessizce iletiyor. Roma’yı gezen turistler, …

Kategoriler
saventravel.com

Palazzo Barberini


Barberini Müzesi

Roma’da Vatikan, Colosseum ve Roma Forumu’nu gezdikten, Aşk Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri’nin önünde fotoğraf çektirdikten sonra Roma’da görülmesi gereken yerler hala tamamlanmış sayılmaz. Roma’nın sokakları, kiliseleri ve çeşmeleri kadar saraylarının içleri de görülmeye değer eserler sunuyor. Via Veneto üzerindeki Palazzo Barberini de Roma’dan dönmeden görülmesi gereken, çok kişinin uğramadığı gizli kalmış bu yerlerden birisi.

Palazzo Barberini, ziyaretçilerine kendisi hakkında bazı mesajları daha onlar gelmeden sessizce iletiyor. Roma’yı gezen turistler, Roma haritasını karıştırırken Barberini Meydanı’nı gördüklerinde, metroda giderken Barberini durağı tabelasını okuduklarında, Piazza Barberini‘de yürürken Bernini tarafından tasarlanan çeşmeler dikkatlerini çektiğinde Barberini Ailesi’nin ne kadar varlıklı olduğunu daha Palazzo Barberini’ye ulaşmadan anlıyorlar. Piazza Barberini’deki 17. yüzyılda Bernini tarafından yapılan Triton Çeşmesi ise, deniz kabuğundan sürekli yükselen suyu ile, ebedi hareketsiz yarı insan yarı balık heykelin her an canlanıp ziyaretçileri selamlayacağı beklentisi yaratıyor.

Barberini Sarayı’ndan içeriye girdiğinizde ise etkileyici Ulusal Antik Sanat Galerisi (National Gallery of Ancient Art of Barberini Palace) ile karşılaşıyorsunuz. Altmış yıl süren yenileme çalışmalarından sonra eklenen yeni odalar ile Roma’nın en büyük müzelerinden biri haline gelen Barberini Müzesi, farklı çağlardan, yerlerden ve tarzlardan eserlere, birbirleri ile buluşabilecekleri ortak bir nokta sunuyor. Bu kadar farklılığı barındırıyor olmasına rağmen eserleri Toskana, Romalılar, Veneto, Lombardiya, Napoliten, on dördüncü yüzyıl okulları, geç gotik, erken Rönesans, on sekizinci yüzyı başlarında Roma gibi isimlendirdiği odalarda sergilediği için bir o kadar da düzenli ve gezmesi kolay.  Ulusal Antik Sanat Galerisi’nin 34 odasında gezerken kendinizi zaman makinesinde İtalya’yı gezer gibi hissediyorsunuz.

Barberini Sarayı’nın, bu kadar görülmesi gereken yerlerden biri yapan özelliği ise The Triumph of Divine Providence olarak bilinen tavan işlemesi. Dünyanın sonunu görebileceğiniz izlenimini uyandıran, gökyüzünün masmavi olduğu bir günde, nasıl ufuk çizgisinin nerede bittiği, denizin nerede başladığı belli olmuyorsa Barberini Sarayı’nın barok tavanında da freskin nerede bittiği, tavandaki süslemelerin nerede başladığı anlaşılamıyor. Prestijli bir otelin lobisinden daha büyük ama o lobiye hiç yakışmayacak kadar az sayıda, sadece bir koltuğun olduğu Palazzo Barberini’nin kabul salonunda tavana bakmaktan boynunuz ağrıyor. Ve o zaman, o tek ama büyük koltuğun ne işe yaradığını anlıyorsunuz; uzanıp tavanı seyretmeye… Odanın tavanının üzerinde süzülüyor gibi duran figürler, sanki ziyaretçiler birer sanat eseriymiş gibi odada gezenleri izliyor. 21. yüzyılın üç boyutlu televizyonlarından daha üç boyutlu duran bu tavan, 17. yüzyıl illüzyonu ile boyut algınızla oynuyor. Bu gerçekten bomboş odanın, görevini çok iyi yapan güvenlik görevlisi ise, her çektirmediği fotoğraftan yüklü miktarda prim alırcasına, soğukkanlı bir şekilde gözlerini sizden ayırmadan, altı yılda tamamlanan barok tavanı bir salisede fotoğraf makinenizin deklanşörüne basarak kopyalamadığınızdan emin oluyor. Başka bir deyişle maalesef fotoğrafını çekemedik…

Roma’nın çok bilinmeyen yerlerinden birisi olan Barberini Sarayı’nın odalarının sade ama bir o kadar sanat dolu dekoru, gezenleri yüzyıllar öncesine götürüyor. Köy evlerindeki odaların duvarlarında asılı olan kilimler gibi rengarenk, ama yere paralel uzanan bu eserleri boynunuz sırtına değerken anlamaya çalıştığınızda sanki sanatçılarının tavana uzanırken çektikleri çileye ortak oluyorsunuz.

Sarayın sadece tavanı değil, dekorasyonu da olağandışı. Odalardan birisinde tek başına bekleyen heykelin sanki yalnızlığını gidermek için size seslenmesi gibi, koridorların duvarlarında yankılanan su sesini takip ettiğinizde bomboş odada …

Kategoriler
saventravel.com

Kapuçin Mahzen Mezarları


Kapuçin Mahzen Mezarları (Capuchin Crypt)

Nasıl korku tünelleri lunaparklarda atlı karınca ile pamuk şekercinin arasında sessizce müşterilerini bekliyorsa, Kapuçin Mezarları da Roma’daki tatlı hayatın içinde saklı bir şekilde varlığını sürdürmekte. Roma’nın gizli kalmış yerlerinden Kapuçin Mezarları’nı bulabilmek için Via Veneto’da, Piazza Barberini’den isimlerinden de anlaşılacağı üzere dolce vita hayatın temsilcisi  Cafe de Paris ve Gran Caffe Roma’ya doğru binaların numaralarını takip ederek yürümeniz gerekiyor. Mahzen mezarlarına yakışır bir şekilde kapısındaki latince mezarlık anlamındaki Coemeterium tabelası farkında olmadan önünden geçen herkesi sessizce selamlıyor.

Turuncu tuğla duvarın yanından içeri girdiğinizde, Kapuçin Mahzen Mezarları’nda kapıda oturan, çalıştığı yerin ürkütücülüğünü suratında en ufak bir mimikle bile yansıtmayan ve hatta sizinle çat pat Türkçe konuşan İtalyan kadın görevliye, cüzi bağışınızı yaptıktan sonra artık geriye dönüş yok. İçeri ilk girdiğinizde, yan yana dizili, üç yanı duvar ile çevrili mezar odalarına bakan upuzun ve dar bir koridorda, mağaza vitrinlerine bakar gibi gezen insanları görüyorsunuz. İlk toplu mezar odasını gördüğünüzde ise arkadaşlarınız ile birlikte bunun ne kadar gerçek olduğunu sorguluyorsunuz. Çünkü mezarlıkları, garip ama huzurlu bir sessizlik ile ilişkilendiriyorsanız burası çok farklı ama bir o kadar daha gerçekçi mezarlık. Kapuçin Mahzen Mezarları’nda tüm cenazeler toprak ve beton ile gizlenmeden, mermer ve özel dikilmiş çiçekler ile süslenmeden şeffaf bir şekilde karşınızda duruyor. Koridor ile mezar odalarını ayıran gözle görünmeyen gizli bir sınır çizgisi ise sizin ve onların boyutlar arasında sıçramasını engellemeye çalışan kara delik gibi önünüzde uzuyor.

Tüm bunları düşünürken, son odanın tavanında uzanan iskelet halindeki mezarın önünde, biz nükleer tesisin fotoğraflarını gizlice çekmeye çalışan ajanın ruh halinde iken, tam arkamızda gürültü ile kapanan pencere, karanlıkta seyredilen gerilim filminde buzdolabının arkasından çıkan katilden daha fazla korku yarattı hepimizde. Sonrasında da fotoğraf makinemizi usulca kaldırma gereği hissettik.

[oqeygallery id=16]

Açık: Cuma – Çarşamba 09:00-12:00, 15:00-18:00

Giriş:Bağış

Adres: Via Veneto 27, Roma
[google-map-v3 width=”400″ height=”350″ zoom=”12″ maptype=”roadmap” mapalign=”center” directionhint=”false” language=”default” poweredby=”false” maptypecontrol=”true” pancontrol=”true” zoomcontrol=”true” scalecontrol=”true” streetviewcontrol=”true” scrollwheelcontrol=”true” draggable=”true” tiltfourtyfive=”false” addmarkermashupbubble=”false” addmarkermashupbubble=”false” addmarkerlist=”41.904904,12.488236{}skull.png{}Capuchin Crypt” bubbleautopan=”true” showbike=”false” showtraffic=”false” showpanoramio=”false”]

Roma’da ilginizi çekebilecek diğer yerler:

[slideshow gallery_id=”12″]…

Kategoriler
saventravel.com

Roma Gezi Rehberi


Roma, tarih kitaplarından Batı Roma ve Doğu Roma isimleri ile aşina olduğumuz, Ben-Hur’dan Gladyatör’e, onlarca filmde sürekli karşımıza çıkan, gitmeden gördüğümüz, İtalya’nın başkenti ve bugüne kadar içimizin en ısındığı şehir…  Eğer siz de, binlerce yıldır ayakta kalmayı başaran, sonsuz şehir Roma’ya gitmeye karar verdiyseniz Roma turumuzdan aklımızda kalan; Roma’da gezilmesi gereken yerleri, Roma’da mutlaka görülmesi gereken müzeleri, Roma’da nasıl daha ekonomik gezebileceğinizi, Roma’da ulaşımın kolay yollarını, Roma’nın en güzel yemeklerini Roma gezi rehberimizde bulabilirsiniz.

Roma’nın En Güzel Yerleri 

Roma İmparatorluğu’nun kalıntıları üzerinde dolaşma fırsatı yakalayacağınız Roma Forumu, mühendislik harikası Güneş Tapınağı Pantheon, birbirlerinin ikizi gibi duran katedraller meydanı Piazza del Popolo, Gladyatör Russell Crowe’u gözlerinizin aradığı Kolezyum, Romalılar’ın devasa beyaz bir düğün pastasına benzediği için eleştirdiği II. Victor Emmanuel Anıtı ile Roma’nın gezilecek en güzel yerleri[…]

Roma’nın Gizli Köşeleri

Roma’da görülmesi gereken her yer ironik bir şekilde o kadar da görünür ve bilinir değil.  Roma’nın gezilecek çok bilinmeyen yerlerini saklambaç oynayan bir ebe edası ile bulmanız gerekiyor. Önlerinden her sene, boyunlarında fotoğraf makinesi ile geçen, Roma’yı ziyaret eden altı milyon turiste karşı, kaya balığı gibi geliştirdikleri kamuflaj yeteneği ile hala bu köşeler mutlak olmasa da sakinliklerini koruyabiliyorlar. Roma’da geçirecek bir günden fazla vaktiniz varsa cenazelerin tabutlara konulup toprağın altına gizlenmediği tam tersine iskelet ve kuru kafaların toprağın üzerinde bekletildiği mezarlığı, devasa tavanın bir parçası olmasa en özel müzelerde saklanacak tablolara ev sahipliği yapan sarayı[…]

Roma’nın En Güzel Müzeleri

Bizce Roma’nın sokakları bile başlı başına Dünya Kültür Mirası ise de Roma’da görülmesi gereken bazı müzeler var ki benzerini daha önce görmeniz neredeyse imkansız. Çok satan Melekler ve Şeytanlar romanının finaline ev sahipliği yapan, Roma’da gri gökyüzünü delen aynalı camlı gökdelenler barınamadığı için terasından Roma’yı yükseklerden uçan bir kuş gibi görmenizi sağlayacak Saint Angelo Kalesi, Louvre Müzesi her şey dahil bir otelse, kalabalıktan uzak butik otel tadında Müzesi[…]

Roma’da Gezmenin Ekonomik Yolları

Her turist canlısı Avrupa kentinde olduğu gibi Roma’da da Roma Pass adeta bir bellboy edası ile müzelerin, otobüslerin ve metroların kapılarını sahiplerine ardına kadar açıyor. Roma Pass, Roma şehir haritası, tüm taşıtlar için bilet ve detaylı kullanım kılavuzu ile Roma’nın hakkını verecek herkesin ilk yardım kiti gibi yanında bulundurması gereken bir kart[…]

Roma’nın En Güzel Lezzetleri

Eğer maç seyrederken veya ofiste çalışırken sipariş ettiğiniz pizzaları, pizzadan sayıyorsanız Roma’da yiyeceğiniz pizza karşısında hayrete düşeceksiniz ve bundan sonra beş duyunuz onu arayacak. Beş duyu diyorum çünkü sadece tat, koku ve görüntüsü ile özel değildi, yanında servis ettikleri kurutulmuş biberin acısından dolayı bir arkadaşımızdan gelen “vaov” çığlığı hala kulaklarımızda ve döktüğü terler hala onun zihninde… Elimizdeki harita ile kısa bir çabanın sonucunda ara sokaklarda bulduğumuz Pizzeria Baffetto’da, ilk şoku kapısındaki kuyruğu gördüğümüzde yaşadık. Kapının önünde beklerken fark etmesek de kasabın vitrinine bakan kedilerdeki azim vardı hepimizde; sıranın uzunluğu beklentimizi de aynı oranda arttırmıştı ve başka yere gitme fikri aklımızdan çıkıp[…]

Roma’da Ulaşım

Ulaşım kavramı Roma’dan önce ve sonrası olarak ikiye bölünmeli. Romalılar’ın tercih ettiği arabaları gördükten sonra bir arabaya dört kapının fazla, bir arabadaki dört …

Kategoriler
Floransa rehberi

Firenze Card


Floransa’ya gittiğinizde öncelikle yapmanız gereken bu Rönesans şehrinin ücretsiz gezilebilecek en güzel yerlerini görmek olacaktır. Bundan sonra hala vaktiniz kaldıysa Floransa’nın müzelerini görmek de eşsiz bir deneyim kazandıracaktır. Ama bunu yapmadan önce birçok turistik yerde olduğu gibi çeşitli avantajlar sunan Floransa şehir kartı hakkında bilgi sahibi olmanız tatilinizde tasarruf etmenizi sağlayacaktır.

[widgets_on_pages id=4]

Firenze Card olarak bilinen Floransa Kart’ı şehirde bir günden fazla kalacaklar ve müzeleri gezmeyi sevenler için olmazsa olmaz bir seyahat önerisi. Aktif hale getirildikten sonra 72 saat boyunca faydalanabileceğiniz Firenze Card Floransa’nın belli başlı müzelerine, sanat galerine, bahçelerine, saraylarına sıra beklemeden ücretsiz girmenizi, tramvay ve otobüslerden sınırsız yararlanmanızı sağlıyor. 50 € karşılığında alacağınız bu kart ile 50’den fazla müze ve galeriyi gezebilirsiniz.

Floransa Kart ile ücretsiz giriş yapabileceğiniz müzeler, ve sarayların tam listesi: Museo di Palazzo Vecchio, Museo Stefano Bardini, Palazzo Medici Riccardi, Palazzo Strozzi, Museo Horne, Museo Marino Marini, Museo Nazionale Alinari della Fotografia, Museo Stibbert, Museo di Santa Maria Novella, Cappella Brancacci, Fondazione Salvatore Romano, Cappelle Medicee, Galleria degli Uffizi, Galleria dell’Accademia, Galleria Palatina e Appartamenti Monumentali, Galleria d’arte moderna, Museo Giardino di Boboli, Museo degli Argenti, Museo delle Porcellane, Galleria del Costume, Museo Archeologico Nazionale, Museo dell’Opificio delle Pietre Dure, Museo di Palazzo Davanzati, Museo di San Marco, Museo Nazionale del Bargello, Cenacolo Andrea del Sarto, Cenacolo del Ghirlandaio, Cenacolo del Fuligno, Cenacolo di Sant’Apollonia, Chiostro dello Scalzo, Complesso Monumentale Orsanmichele, Villa Medicea di Cerreto Guidi e Museo storico della caccia e del territorio, Villa Medicea della Petraia, Giardino della Villa Medicea di Castello, Museo di Casa Martelli, Collezione Contini Bonacossi, Villa Medicea di Poggio a Caiano, Villa Corsini a Castello, Sinagoga e Museo Ebraico, Museo e Istituto Fiorentino di Preistoria Paolo Graziosi, Museo del Bigallo, Museo di Storia Naturale, Sezione di Mineralogia e Litologia, Museo Galileo, Museo Bandini di Fiesole, Area e Museo Civico Archeologico di Fiesole, Museo di Storia Naturale, Sezione di Antropologia ed Etnologia, Museo di Storia Naturale, Sezione di Geologia e Paleontologia, Museo di Storia Naturale, Sezione di Zoologia La Specola, Museo di Storia Naturale, Orto Botanico, Fondazione Scienza e Tecnica.

[widgets_on_pages id=4]

Floransa’daki bu müzeleri ziyaret etmek istiyorsanız linkteki haritanın çıktısını almanız faydalı olacaktır. Floransa’da bol gezmeler 🙂…

Kategoriler
Floransa rehberi

Floransa’da Gezilecek Yerler


Floransa’nın sokakları adeta zaman makinesi gibi, tarihi Floransa’yı gezerken kendinizi yüzyıllar öncesinde hissediyorsunuz. Bu kadar küçük bir şehrin nasıl bu kadar tarihi içine sığdırdığı ve bunu hala koruyabiliyor oldukça şaşırtıcı geliyor. Floransa’da gezilecek yerler çok küçük bir alana sıkıştığı için etrafınızda sürekli tarihi hissetmeniz mümkün. Bunun en iyi yanı, şehirde görülmesi gereken her yeri yürüyerek gezilebilir demek. Bu da ulaşım konusunda tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Yaklaşık bir günde tamamlayabileceğiniz Floransa yürüyüş turunun bir diğer güzel yanı ise görülmesi gereken birçok yerin ücretsiz giriş imkanı da sunmasıdır. Bütçe kısıtınız var ise önceliği buralara vermek faydalı olacaktır.

[widgets_on_pages id=4]


Kendi Floransa gezimizden ve fotoğraflarımızdan derlediğimiz Floransa’da ücretsiz gezilebilecek en önemli 9 yer:

Floransa Katedrali, Duomo

Floransa rehberimizin ilk durağı Floransa’nın kalbindeki Santa Maria del Fiore yani İtalya’nın ve hatta Rönesans’ın en meşhur kiliselerinden Floransa Katedrali, Duomo. 1436 yılında, yaklaşık 150 yılda tamamlanan, dev kubbesi ile Brunelleschi’nin Duomo’su bugün bile Floransa’nın en yüksek yapısı olma özelliğini korumaktadır. Roma’daki, 43 metre genişliğinde kubbesi olan Pantheon’dan esinlenilen ve saygıyla bir metre daha küçük yapılan Duomo aslında o kadar büyüktür ki modern ekipmanların bulunduğu yakın zamana kadar benzeri inşa edilememiştir. Duomo’nun turistler için güzel yanı ise girişinin ücretsiz olmasıdır.


Vaftizhane

Duomo’dan sonra hemen yanındaki Vaftizhane, uğranılması gereken ikinci önemli duraktır. Vaftizhane’nin en önemli kısmı ise yapılan Floransa’nın vebadan kurtuluşunu kutlamak adına düzenlenen yarışmada Donatello ve Brunelleschi’yi geçen Ghiberti’nin, Cennetin Kapısı olarak bilinen kapılarıdır. Kapılardan birisi Hz. Yusuf’un, diğeri ise Hz. İsa’nın hayatını tasvir etmektedir. Orijinalleri için Duomo’nun hemen doğusundaki Museo dell’Opera del Duomo’ya gitmek gerekir.


Piazza della Signoria

Floransa’da mutlaka görülmesi gereken bir diğer yer ise Piazza della Signoria. Açık hava müzesini andıran   bu meydan birçok müze ile yarışabilecek kapasitede. Düşmanlarının gözünü korkutmak için I. Cosimo tarafından yaptırılan yılan başlı Medusa’yı ellerinde tutan Perseus heykelinden, tek bir mermerin oyulması ile yapılan Sabin Kadınlarının Kaçırılması heykeline, Grandük I. Cosimo heykelinden, deniz tanrısı Neptün Çeşmesi heykeline kadar birçok sanat eseri bu meydanda sergilenmektedir. Bazılarının orijinalleri için müzelere gitmek gerekse de Floransa’da ücretsiz gezebileceğiniz en önemli duraklardan birisidir. Buraya kadar gelmişken vaktiniz varsa Floransa’nın belki de en güzel müzesi Uffizi Gallery de görülmeye değer.


Palazzo Vecchio

Ayrıca bu meydan bugün Belediye Sarayı olarak kullanılan Palazzo Vecchio’ya da ev sahipliği yapmaktadır. Gecenin karanlığına doğru uzanan çan kulesi ile Palazzo Vecchio görülmesi gereken yerler listesinde kendisine haklı bir yer edinmiştir. Palazzo Vecchio’nun girişinde fiziksel gücün temsilcisi yarı tanrı Hercules ve Cacus heykeli ile Michelangelo’nun Davud heykeli, içeride ise Michelangelo’nun Zafer heykeli yer almaktadır. Sarayın bazı kısımları ücretsiz gezilebilmektedir.


Santa Croce Kilisesi

Floransa rehberinde sıra Gotik tarzın etkili bir örneği olan ve aynı zamanda Michelangelo, Machiavelli ve Galileo gibi Floransalı ünlülerin de mezarının yer aldığı Santa Croce Kilisesi’nde. Tarihi Floransa’ya girdiğimizde bizi ilk karşılayan Santa Croce Kilisesi daha Duomo’yu görmediğimiz için bizi büyülemişti. Büyüklüğü karşısında gerçekten şaşırmış ve yüksekliğinin fotoğraflarda anlaşılabilmesi için kendimizi ölçek olarak kullanmıştık; sadece kapıya göre bile minicik kalıyoruz.


Ponte Vecchio

Floransa’da mutlaka görülmesi bir diğer yer ise Ponte Vecchio olarak bilinen Eski Köprü. II. Dünya Savaşı’ndan arda

Kategoriler
Floransa rehberi

Piazzale Michelangelo ve Floransa manzarası


Floransa’ya gidip de kuş bakışı bu şehrin güzelliğine şahit olmamak olmaz. Bunun için en doğru adres tüm Floransa’yı ayaklarınızın altına seren 1869 yılında inşa edilen Piazzale Michelangelo. Michelangelo’nun çeşitli eserlerinin bulunduğu ve bir zamanlar buraya Michelangelo’ya özel müze yapılması planlandığı için bu adı alan meydan Floransa’nın görülmesi gereken yerlerinden birisi…

[widgets_on_pages id=4]

Floransa gezi rehberlerinde şehrin ilk durağı olarak gösterilebilecek bu meydandan, tarihi Floransa’nın tamamı görülebiliyor. Öyle ki bir yerlerde Floransa manzarası fotoğrafı veya Floransa kartı gördüyseniz muhtemelen buradan çekilmiştir. Buradan tek bir fotoğraf karesine sığdırabileceğiniz Floransa’nın görülmesi gereken en önemli yerleri olan Arno Nehri, onun üzerinden geçen dünyaca ünlü Ponte Vecchio, Palazzo Vecchio, Floransa Katedrali Duomo ve Basilica di Santa Croce sanki manzaranızın yıldızı olabilmek için sakin bir şekilde gizli gizli birbirleri ile yarışıyorlar gibi görünüyorlar.

Bu kadar güzel bir manzarayı görmek için bedel ödemeyecek olmanız da gezinin en ekonomik yanı…

[oqeygallery id=6]

[slideshow gallery_id=”8″]…

Kategoriler
Floransa rehberi

Floransa’da gezilecek en güzel müzeler


Floransa’da ücretsiz gezilecek en güzel 9 yeri gördükten sonra, hala vaktiniz kaldıysa birkaç güzel yer önerimiz daha olacak. Floransa gezi rehberindeki ilk durağımız Ponte Vecchio’ya yürüme mesafesindeki 1550 yılından kalan ve yaklaşık 500 yaşındaki Boboli Bahçeleri. Burayı bahçe diye adlandırmak biraz yanlış olur çünkü tamamını gezmek isterseniz birkaç saatinizi ayırmanız gerekiyor.

[widgets_on_pages id=4]

Palazzo Pitti’nin içindeki Boboli Bahçeleri, Rönesans döneminin bahçe düzenlemesini yansıtmakla beraber, daha sonra birçok Avrupa bahçesine ilham kaynağı olması ile de Floransa’ya gelindiği zaman görülmeyi hak ediyor. Parkın içindeki birçok heykel, havuz ve çeşme ise fotoğraf çekmek için güzel bir sahne oluşturuyor. Unutmadan söylemekte fayda var, fotoğraflarda göreceğiniz üzere yokuşları çıkmak biraz idman gerektiriyor. Floransa’ya birlikte gittiğimiz arkadaşlarımızın durumu Boboli Bahçeleri’nin yokuşlarını çıkarken pek de parlak değildi 🙂

[oqeygallery id=4]

Boboli Bahçeleri’ne kadar gelmişken ilginç geçmişi ile Palazzo Pitti de görülmeli. İsminden de anlaşılacağı üzere Palazzo Pitti’nin ilk sahipleri Medici Ailesi’nin rakibi Floransalı banker Pitti Ailesi. Mediciler’den daha zengin olduklarını göstermek için yaptırdıkları bu sarayın maliyeti servetlerinin sonu olmuş ve Mediciler sarayı daha inşa edilirken onlardan satın almışlar. Sarayın içinde görülmeye değer birçok küçük müze var; Kraliyet Daireleri’nde sarayın 18. ve 19. yüzyıldaki ihtişamlı dekorasyonuna, Araba Müzesi’nde dönemin görkemli at arabalarına, Gümüş Müzesi ve Porselen Müzesi’nde sarayın gündelik hayatına, Kostüm Müzesi’nde ise 1700’lerden günümüze değişen modaya şahit olabilirsiniz.

[widgets_on_pages id=4]

Palazzo Pitti‘yi gezmenin en ekonomik yönü ise; tek bir bilet ile hem Boboli Bahçeleri, hem de sarayın içindeki Kostüm Müzesi, Porselen Müzesi, Gümüş Müzesi ve Bardini Bahçeleri gezilebiliyor. Toplam 7 €…

[oqeygallery id=14]

Floransa gezi rehberinin bir sonraki durağı ise eski bir Floransa evi Palazzo Davanzati. Eğer yüzyıllar öncesinin Floransalılar’ı nasıl bir hayat sürüyor merak ediyorsanız, Palazzo Davanzati, Floransa’da gezilmesi gereken yerlerden birisi. Ara sokaklardan Via Porta Rossa’nın üzerinde Floransa’nın diğer tarihi binalarının arasına saklanmış bu binayı, adresini (Via Porta Rossa, 13) bilmiyorsanız fark etmeniz çok kolay olmayacaktır. Palazzo Davanzati, eski Floransalılar’ın savunma sistemlerini gösteren girişte istenmeyen konuklara ok atmak için açılan delikleri, su dağıtımı için kurulan makara sistemi, şömineleri, banyoları ile tipik Floransalı zenginlerin nasıl bir hayat sürdüğünü görmeniz için güzel bir örnek…

[oqeygallery id=15]


Floransa ile ilgili diğer yazılarımıza Floransa rehberi sayfasından ulaşabilirsiniz. Şimdiden iyi tatiller 🙂…

Kategoriler
Floransa rehberi

Dünyaca ünlü Pisa Kulesi


İtalya’da Pisa kulesini gezmek yapılabilecek en uygun bütçeli aktivitelerden birisi. Biz de İtalya turumuzda Floransa’ya gelir gelmez Pisa’ya nasıl gidebileceğimizi düşünmeye başladık. Bizim tur rehberimiz yarın nasıl olsa oraya ekstra turumuz olacak birlikte gideriz düşüncesinden dolayı Floransa’dan Pisa’ya nasıl gidebileceğimiz konusunda ser verip sır vermiyordu. Ama şansımıza Floransa kanunlarına göre turların yanında mutlaka yerli  İtalyan bir rehber bulundurma zorunluluğu olması bizim işimizi epey kolaylaştırdı. Hemen İtalyan tur rehberine yaklaşıp Floransa’dan Pisa’ya nasıl gideceğimizi sorduk ve bir güzel ve ekonomik yol tarifi aldık; tabi bunun üzerine bizim rehberimizden bir fırça yedi Floransalı rehberimiz ve hatta küsüp grubumuzdan ayrıldı.

[widgets_on_pages id=4]

Biz de bu esnada Santa Maria Novella tren istasyonuna hızlı adımlarla gittik ve 20 dakika bir kalkan Floransa – Pisa trenine binip bir buçuk saatlik yolumuza çıktık. Üstelik sadece 8 $’a…

Pisa’ya vardığımızda elbette ki ilk hedefimiz dünyaca meşhur Pisa kulesi idi. Tren istasyonu ile Pisa Kulesi arasındaki yaklaşık 15 dakikalık yürüyüş bu küçük şehrin bin yaşındaki sempatik sokaklarında dolaşmak ve Arno Nehri kenarındaki binaları görmek için güzel bir şans oldu bizim için.

Pisa Kulesi’ni gördüğümüzde ise fotoğraflardaki halinden daha eğik ve ihtişamlı bir yapı olduğunun farkına vardık ve nasıl olup da bunca sene ayakta kalabildiğine şaşırdık. Ayrıca Pisa’nın sadece meşhur eğik çan kulesinden ibaret olmadığını da anladık; yüzlerce yıl boyunca ona Mucizeler Alanı’nda (Piazza dei Miracoli) 1063 yılında inşası başlayan Duomo, 1152 – 1284 yılları arasında inşa edilen Vaftizhane ve 1278 yılından bugüne ayakta kalmayı başaran Campo Santo mezarlığı komşuluk etmiş.

Pisa’da çektiğimiz fotoğraflara aşağıdaki galeriden ulaşabilirsiniz.

[oqeygallery id=2]

Bu arada merak edenler için Pisa Kulesi daha yapım aşamasındayken eğilmeye başlamış. 1274 yılından, 1990’lara kadar 5.5 metre kadar eğilen kule restorasyon çalışmaları sonucunda bugün olması gerekenden 3.9 metre eğik durumda getirilebilmiş…

[widgets_on_pages id=4]

Kategoriler
Floransa rehberi

İtalya’da ulaşım


İtalya’da şehirler arasında ulaşımın en kolay ve uygun fiyatlı yolu tren yolculuğu. Bu sayede tek seferde birçok şehri gezmeniz mümkün. İtalya’ya kendiniz de gitseniz, tur ile de gitseniz tren yolculukları ekonomik gezmenin ve ulaşımın sırrı…

[widgets_on_pages id=4]

Örneğin Floransa’ya giden turlar aynı zamanda Pisa’ya ekstra tur da düzenliyorlar ve bunun için 70 € – 90 € gibi fiyatlar talep ediyorlar. Bu fiyata sunulan da genellikle Pisa ve Siena’ya sadece ulaşım. Oysa ki Floransa’dan Pisa’ya gitmenin en kolay ve uygun fiyatlı yolu, tren yolculuğu. Duomo’ya yaklaşık 10 dakika yürüme mesafesindeki Santa Maria Novella istasyonundan Pisa’ya yarım saatte bir seferler mevcut ve tek kişi gidiş – dönüş sadece 16 $ . Bir buçuk saat süren yolculuğun sonunda meşhur Pisa’ya varmış oluyorsunuz.

Sadece Floransa değil İtalya’nın birçok yerinden Pisa’ya direkt tren seferi var. Roma’dan Pisa’ya hızlı tren ile yaklaşık 60 $’a üç saatten daha kısa sürede, daha az para harcayım zaten bol vaktim var diyorsanız normal tren ile Floransa’dan aktarmalı bir şekilde 28 $’a yaklaşık 4 buçuk saatte gidebilirsiniz.

Sadece Pisa için değil klasik bir İtalya turunun olmazsa olmazları Roma, Floransa ve Venedik arasında da tren ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Roma’dan Floransa’ya 56 $’a hızlı tren ile 1,5 saatte veya normal tren ile 3 saatte ama 40 $’a gidebilirsiniz. Tabi ki aynı şekilde Floransa’dan Roma’ya da tren ile gidebilirsiniz.

Floransa’dan Venedik’e de tren ile gidilebilir. Hızlı tren ile 2 saatten daha kısa sürede 59 $’a Floransa’dan Venedik’e ulaşım mümkün ve tur otobüsünden çok daha hızlı ve konforlu.

[widgets_on_pages id=4]

Kısaca tüm İtalya için kendi turunuzu düzenleyebilirsiniz diyebilirim.

İtalya’daki tüm tren seferleri hakkında detaylı bilgi için tıklayın

[slideshow gallery_id=”6″]

Anahtar kelimeler: Floransa’da Pisa’ya nasıl gidilir? Roma’dan Floransa’ya nasıl gidilir? Floransa’dan Venedik’e nasıl gidilir? Floransa’dan Siena’ya nasıl gidilir?…