Roma Gezilecek Yerler: Ücretsiz Gezeceğiniz En Güzel 10 Yer

[sg_popup id=13376]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Roma Gezilecek Yerler: Sonunda Roma’ya gidiyorduk. Ama Roma’ya giderken kafamızda bir sürü soru işareti vardı. Roma gezilecek yerler nereler, Roma’da nereler mutlaka gezilmeli, Roma’da ücretsiz gezilecek yerler var mı, üç günde Roma’da hangi yerleri gezebiliriz diye… Roma’da o kadar çok gezilecek yer bulduk ki bu sefer de birine gitsek diğerini görmeden dönmemiz gerekecek diye hayıflanmaya başladık. Biz de zamanımız da kısıtlı olduğu için kendimizce bir sıralama yaptık. Önceliğimiz tabii tasarruf da edebilmek olduğundan ücretsiz Roma’da gezilecek yerleri listeledik. İyi ki de öyle demişiz çünkü seçtiğimiz yerler ücretsiz olmalarına rağmen o kadar etkileyici, o kadar akılda kalıcıydı ki Roma’dan döndüğümüzde biz bile şaşırdık. İşte karşınızda Roma gezilecek yerler listenizde olması gereken en güzel, en unutulmaz, üstelik ücretsiz, Roma’da gezilecek 10 yer.
Yazımız her zamanki gibi soru-cevap, istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz 🙂 Hadi o zaman buon viaggio…

Roma gezilecek yerler listemizi hazırlıyoruz. Ücretsiz, Roma’da gezilecek yerler nereler?

Filmlerde gördüğümüz Aşk Çeşmesi’nden midir, hızlı hızlı konuşulan dilinden midir, fırsat olsa da söylesek diye can attığımız Arrivederci’den, Buongiorno’dan mıdır, sokaklarında vızır vızır dolaşan Vespalardan mıdır, sıcak Akdeniz ruhundan mıdır, dünyalara hükmeden Sezar’dan mıdır yoksa ona bile ihanet eden Brütüs’ten midir bilinmez ama daha gitmeden Roma’nın bizde ayrı bir yeri vardı. Bu yüzden de Roma’da her yeri görmek istiyorduk. Ama Roma adeta bir açık hava müzesi gibiydi. O kadar çok gezilecek yer vardı ki. O yüzden biz de öncelikle ücretsiz yerleri gezmekte fayda var diye bir gezilecek yerler listesi hazırladık. Hem böylece tasarruf da etmiş olacaktık. Vaktimiz kalırsa diğer yerleri nasıl olsa gezeriz diye düşünmüştük.

Siz de bizim gibi düşünüyorsanız diye de listemizi paylaşalım dedik. Buyrun listemizin bir numarası…

1. ROMA’DA GEZİLECEK İLK YERLERDEN BİRİ DÜĞÜN PASTASI DİYE ALAY EDİLEN II. VICTOR EMMANUEL ANITI:

İlk olarak tüm tur şirketlerinin sanki yazılı olmayan bir kural varmışçasına Roma’ya girer gitmez uğradıkları, II. Victor Emmanuel Anıtı ile Roma turunuza başlayabilirsiniz. Romalıların düğün pastası diye dalga geçtikleri bembeyaz mermerden devasa anıt hemen Kolezyum’un yanı başında. Bu kadar abidesine düğün pastası lakabı takılan II. Victor Emmanuel’in kim olduğunu söylemekte de fayda var; kendisi yüzyıllar boyunca bölünmüş durumdaki ülkeyi birleştirmeyi başaran İtalya Kralı imiş (adres: Piazza Venezia, giriş: ücretsiz).

Roma gezilecek yerler turumuzun ilk durağı Düğün Pastası yani II. Victor Emmanuel Anıtı

2. ROMA TURUNUN OLMAZSA OLMAZI BİR MEYDANA GİDİP ÜÇ ŞAHANE ÇEŞME GÖRECEĞİNİZ PIAZZA NAVONA:

Roma gezilecek yerler sıralamasındaki bir sonraki durağımız Piazza Navona. Doğrusunu söylemek gerekirse, bizim Roma’da en çok beğendiğimiz meydan burasıydı. Piazza Navona’nın her yerinde birer sanat eseri sayılabilecek şaheserlikte çeşmeler olmasıydı, belki de bu kadar beğenmemizin sebebi.

Meydanın bir tarafında ahtapot ile savaşan Neptün Çeşmesi, diğer tarafında ise dört Triton tarafından çevrelenen ve bir yunus ile boğuşan, muhtemelen Neptün’ün canlandırıldığı Afrikalı Çeşmesi yer alıyor. Meydanın tam ortasında ise gizli simgelerle dolu, Dört Nehir Çeşmesi arz-ı endam ediyor. Roma’ya gitmeden önce keşke anlamını araştırsaydık dediğimiz çeşmenin hikayesini kısaca size anlatalım ki etrafınızdakilere gezmek dışındaki diğer hobinizin de sanat tarihi olduğunu söyleyebilin 🙂

Sol alt, müze zannedip kapısını bulmak için uğraştığımız kocaman bina meğerse Brezilya Büyükelçiliği imiş, düşünün yani Roma’daki binaların zarafetini, şiirselliğini 🙂

Dört Nehir Çeşmesi’nde, önünde poz verdiğimiz diyelim anlaşılsın hangisi olduğu 🙂 dört kıtadan ayrı nehirler sembollerle gösterilmeye çalışılmış. Heykellerden birinin elindeki kürek Ganj’ın ulaşılabilirliğini, diğer heykelin gizlediği yüzü ise Nil’in kaynağının bilinmezliğini anlatıyormuş. Çeşmedeki Papalık arması ise Tuna’nın Roma’ya yakınlığını simgeliyormuş. Daha bitmedi… Üstlerine şöyle bir uzanıyormuş gibi görünen yerdeki altınlar da Amerika’daki Rio de la Plata’nın sunacağı zenginlikleri gösteriyormuş (adres: Piazza Navona, giriş: ücretsiz).

Sol, Neptün Çeşmesi; sağ üst, Dört Nehir Çeşmesi; sağ alt, Afrikalı Çeşmesi

Sanat tarihi dersimiz bittiğine göre artık Piazza Navona’dan ayrılabiliriz.

3. AYASOFYA’YA İLHAM KAYNAĞI OLAN YERİ GÖRMEK İSTEYENLER İÇİN ROMA’DA GEZİLECEK YER PANTHEON:

Roma’da görülmesi gereken sıradaki yer tarihin, eksilerden artıya dönmeye başladığı zamanlarda, M.S. 126 yılında inşa edilen Pantheon. Kendisinden sonra yapılan dünyanın farklı yerlerindeki göz alıcı eserlere ilham kaynağı olmuş bir yer burası. Floransa Katedrali’ne (Basilica di Santa Maria del Fiore), Ayasofya’nın kubbelerine, Londra’daki Saint Paul Katedrali’ne ve Berlin’deki Reichstag’a selam gönderen 43,30 metre genişliğindeki kubbesi ile Pantheon, tanrılara adanan bir tapınakmış aslında. Bugün ise Vittorio Emanuele II ve Rafael’in anıt mezarlarına ev sahipliği yapıyor.

Bardaktan boşalırcasına yağmurlu bir günde Roma’yı gezerken, yeterince ıslandıktan sonra hafif de olsa kurumak umudu ile sığındığımız Pantheon’un pek de öyle yağmurdan korumak için yapılmadığını fark ediyoruz. Pantheon’un kubbesinin tam ortası, düşündüğümüzün aksine içeriyi suyla doldurabilecek kadar açık bırakılmış. Efsaneye göre kapısı olmadan inşa edilen ve duvarlardaki son deliğin de kapanmasıyla dışarıdaki insanlar ile tüm ilişkisi kesilen Pantheon’un tek ışık kaynağı kubbesindeki açıklıkmış. İnsanların ulaşamayacağı tavandaki bu açıklık da tanrıların kapısıymış (adres: Piazza della Rotonda, giriş: ücretsiz).

Sol alt, Pantheon’un açık kubbesi; sağ alt, Rafael’in adının da okunabildiği ebedi istirahatgahı 🙁

Rafael’in mezar yazıtında ne yazdığını merak ediyorsanız onu da söyleyelim (Ille hic est Raffael, timuit quo sospite vinci, rerum magna parens et moriente mori) yani “Burada tabiat ananın yaşarken ona yenilmekten korktuğu, öldüğünde ise kendisinin de onunla ölmesinden korktuğu meşhur Rafael yatmaktadır”.

4. ROMA’YA TEKRAR GELMEK İSTEYENLER İÇİN ROMA’DA GEZİLECEK YER AŞK ÇEŞMESİ:

Roma’da gezilmesi gereken sıradaki yer, Pantheon’a on dakika yürüyüş mesafesindeki dünyanın en meşhur çeşmesi Trevi Fountain, nam-ı diğer Aşk Çeşmesi. Çeşme denilince sakın aklınıza şehirler arası yollarda görmeye alıştığınız hayratlar veya büyükşehir belediyelerinin meydanlara kurduğu havuzlar gelmesin 🙂 Etraf o kadar kalabalık olmasa 26 metrelik yüksekliği ve yaklaşık 50 metrelik genişliğine rağmen her santimetrekaresini dikkatle seyredebileceğiniz bir sanat eserinden bahsediyoruz…
Aşk Çeşmesi’nin hikayesi de görüntüsü kadar etkileyici. Hikayeye göre sefer halinde günlerce susuz bir şekilde ilerleyen askerler artık dayanamaz hale geldikleri sırada karşılarına bir melek çıkmış. Melek onlara yol göstererek bir kuyuya ulaştırmış. Meleğin asasını vurduğu yerden de su çıkmış. İşte bu Aşk Çeşmesi de o anı yeniden canlandırmak için taa 1732 yılında yapılmış.

Çeşmenin ayrıntılarını seyrederken hikaye kafanızda daha da oturmaya başlıyor. Suyun toprağın karanlığından gökyüzünün aydınlığına ulaşmaya çalıştığı yerde deniz atlarını çeken deniz tanrısı Triton’u görebiliyorsunuz. Bu arada atlara biraz dikkat ederseniz birinin sakin diğerinin ise dizginlenemez durduğunu fark edeceksiniz. Meğer sebebi okyanusların önceden tahmin edilemeyen çelişkili ruh hali imiş. Çeşmenin tam merkezindeki tanrı ise atlar tarafından çekilen denizler, göller, nehirler tanrısı Oceanus imiş.

Roma gezilecek yerler listesinin vazgeçilmezi Aşk Çeşmesi

Unutmadan, Roma’ya tekrar gelmek istiyorsanız Aşk Çeşmesi’ne cebinizde şangırdayan bozuk paralardan atmanız gerektiğini hatırlatalım. Roma’ya tekrar dönemeseniz bile en azından her gün havuzun klorlu sularında temizlenen ve fakirlere yardım için kullanılan 3.000 euroda sizin de payınız olmuş olur. Aşk Çeşmesi hakkında son bir bilgi daha gelsin; her gün toplanıp fakirlere bağışlanan bu parada hırsızların da gözü varmış. Hatta d’Artagnan diye birisi yakalanana kadar 34 yıl boyunca balık avlar gibi paraları olta ile avlamış (adres: Piazza di Trevi, giriş: ücretsiz)

5. ROMA’DA DÜNYANIN EN BÜYÜK 7. KATOLİK KİLİSESİNİ GEZMEK İSTEYENLER İÇİN BASILICA DI SANTI MARIA DEGLI ANGELI:

Dilek ağacına çaput bağlarcasına Roma’ya tekrar gelebilmek umudu ile cebimizdeki birkaç euroyla Aşk Çeşmesi’nden dilek diledikten sonra Roma turuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Şimdi gideceğimiz yer olan Basilica di Santi Maria degli Angeli’nin en güzel yanı, her gittiğimiz yerde görmeye alıştığımız turist kafilelerinden biraz uzaklaşacak ve arada derede kalmış Roma sokaklarının bol bol fotoğrafını çekebilecek fırsatı yakalayacak olmamız. Yol boyunca fotoğraf çekerek 15 dakika yürüdükten sonra, yaklaşık yüz yıl süren inşaatı 1679 yılında tamamlanan Saint Mary of the Angels kilisesine varıyoruz. Basilica di Santi Maria degli Angeli’nin en önemli özelliği ise dünyanın en büyük yedinci Katolik kilisesi olması imiş.

Bazilikanın hemen dikkat çeken kapıları

Dünyanın en büyük kiliselerinden biri olmasına rağmen, meleklerin sanki içinden geçmeye çalışırken maddeleşip dondukları izlenimi veren kapısından içeriye adım attığımızda korumayı başardığı iç sadeliği karşısında şaşırıyoruz. Tam da ne kadar sade bir kilise dediğimiz sırada bugüne kadar gördüğümüz muhtemelen en büyük kilise orgu ile karşılaşıyoruz. Org, kilisenin büyüklüğü ile aşık atarcasına duvar boyunca yerden kubbeye kadar uzanıyor. Kilisenin kubbesi de kilise orgundan rol çalmaya çalışırcasına karanlıkta oynadığı ışık oyunları ile altından geçenleri etkilemeye çalışıyor (adres: Piazza della Repubblica, giriş: ücretsiz).

Sol, neredeyse kubbeye kadar yükselen kilise orgu

6. HERKESİN ROMA GEZİLECEK YERLER LİSTESİNDE YER ALAN BEGONVİLLERİN RENKLENDİRDİĞİ İSPANYOL MERDİVENLERİ:

Bu kadar yürüyüşten ve neredeyse tüm gün dolaştıktan sonra sıra biraz dinlenmekte. Dinlenmekten kasıt öyle pahalı bir kafede rahat koltuklara gömülmek değil, merdivenlerde, evet bildiğimiz merdivenlerde oturmak. Roma’da bunun ücretsiz yapılabileceği en güzel yer ise tabii ki İspanyol Merdivenleri. Her ne kadar basamakları bizim gibi turistler tarafından istila edilmiş olsa da kendinize her zaman güzel bir yer bulabileceğiniz dünyanın en meşhur merdivenlerindeyiz artık. Mayıs ayında begonviller ile renklenen merdivenlerin havası o kadar kendine özgü ki zamanında ünlü İngiliz şair John Keats, sağlığına tekrar kavuşabilmek için Roma’ya İspanyol Merdivenleri’nin hemen yanındaki binaya taşınmış.

Sol, İspanyol Merdivenleri’nin başladığı meydan; sağ üst, süper kahramanlar sokakları temizliyor

Bu arada peki Roma’da olmamıza rağmen niye İspanyol Merdivenleri diyorlar diye aklınızdan geçiriyorsanız sebebini hemen söyleyelim. Merdivenlerin hemen yanındaki İspanya elçiliği buranın isim babası imiş (adres: Piazza di Spagna, giriş: ücretsiz). Eh bu sefer çok da derin bir anlam yatmıyormuş altında 🙂

7. ROMA’DA İKİZ GİBİ DURAN KİLİSELERİN OLDUĞU PIAZZA DEL POPOLO:

İspanyol Merdivenleri’nde biraz soluklandıktan sonra artık Roma gezimize kaldığımız yerden devam edebiliriz. Şimdiki Roma’da mutlaka gezilmesi gereken yer, Roma’nın bizce Piazza Navona’dan sonraki en güzel meydanı, Piazza del Popolo. Sadece alacağınız bir çanta ile kredi kartı limitinizi bitirmeye kadir lüks mağazaların vitrinleri arasından geçerek İspanyol Merdivenleri’nden yaklaşık on dakika yürüyüş ile Piazza del Popolo’ya ulaşabilirsiniz. Roma’nın en eski sütunlarından birine ve turistlerin bol bol fotoğraf çektirdiği aslan çeşmelerine ev sahipliği yapan bu meydanın her adımı sanki cetvel ile özenle ölçülüp inşa edilmiş. Meydanın ortasında duran Mısır’dan getirilen Ramses II anıtının bir tarafında Aniene ve Tiber nehirlerinin ortasında duran Roma Tanrıçası, diğer tarafında ise Neptün Tanrısı meydana gelenleri selamlıyor.

Tek bir meydanda Roma mimarisinin tüm örneklerini bulabilirsiniz

Meydandan ona uzanan sokaklara baktığınız zaman tam karşınızda tek yumurta ikizi gibi duran iki kilise de meydana ayrı bir geometrik güzellik katıyor ve simetri hassasiyeti olanları adeta mest ediyor. Sadece ebeveynlerinin ayırt edebildiği ikizler gibi sadece meraklı gözler Santa Maria in Montesanto ve Chiesa di Santa Maria dei Miracoli kiliseleri arasındaki farkı anlayabilir. Onlar yetmezmiş gibi tam karşılarında, meydana da adını veren Basilica di Santa Maria del Popolo salınıyor. Etrafınızı saran kiliselerin farklarını anlayabilmek için kendi etrafınızda dönerken bu üç kilisenin sanki geçmişte aynı kilise olduğunu varsaymaya başlıyorsunuz. Sanki hepsi tek bir kiliseymiş de, sokaklar nehirlerin denize ulaşmak istemesi gibi meydana kavuşabilmek için kiliselerin içlerini adeta delip geçmiş.

Bu kadar yoğun tarihi ile Piazza del Popolo, Roma mimarisinin buluşma noktası gibi. Tek bir meydan kiliseleri, çeşmeleri, anıtları, tanrı heykellerini ve bir kocaman bir kapıyı ağırlıyor (adres: Piazza del Popolo, giriş: ücretsiz)

8. ROMA’NIN ŞİFRELERİNİ ÇÖZMEK İSTEYENLER İÇİN GEZİLECEK YER PIAZZA BARBERINI:

Roma’nın meşhur ailelerinden Barberinilerin ismi ile anılan bu meydan Roma’da gezerken biraz soluklanabileceğiniz duraklardan birisi. Bu meydanın da olmazsa olmazı tabii ki çeşmeler. Bu seferkiler ise 17. yüzyılda Bernini tarafından tasarlanmış. Meydanda bizi ilk karşılayan çeşme, Triton Çeşmesi. Her ne kadar çeşmedeki yarı insan yarı balık adam, deniz kızlarına alışmış bizleri biraz şaşırtmış olsa da sonradan öğreniyoruz ki Yunan tanrılarından birini temsil ediyormuş. Üstünde durduğu yunuslar ise papalık tacını simgeliyormuş. Bunun da sebebi Barberinilerden birisinin zamanında papalık yapması imiş.

Roma’da gezebileceğiniz Barberini Meydanı’nın Da Vinci romanlarında okumaya alıştığınız simgeleri, şifreleri bu kadarla sınırlı değil. Meydanın diğer köşesinde bir çeşme daha var. Arılar Çeşmesi diye çevirebileceğimiz bu çeşme de Bernini tarafından yapılmış. Üstündeki arılar ise Barberini ailesinin armasını simgeliyormuş (adres: Piazza Barberini, giriş: ücretsiz).

Sol, Triton Çeşmesi; sağ, Arılar Çeşmesi

9. PAPALARIN DOLCE VITA HAYATINI GÖRMEK İSTEYENLERİN ROMA’DA GEZECEĞİ YER VIA VENETO:

Sokaklarda yürümeyi seviyor, hafiften Nişantaşı havası solumak istiyorsanız (tabii ki o kadar canlı ve kalabalık olmadığını önceden söyleyelim) Via Veneto’da bir tur atabilirsiniz. Via Veneto bir zamanlar gerçekten lüksün simgesiymiş, öyle ki tatlı hayat anlamına gelen La Dolce Vita filmi burada çekilmiş. Hatta zamanında krallar, papalar bile burada yaşamış.

Sol üst, The Westin Excelsior Hotel ve Via Veneto

Turist kalabalıklarından uzaklaşıp, Roma sokaklarında güzel bir yürüyüşün keyfini çıkartmak isterseniz turunuza Palazzo Barberini’den başlamanızı tavsiye ederiz. En sonunda da 1900’lerin başında açılan Roma’nın en şatafatlı otellerinden The Westin Excelsior’da yorgunluk kahvenizi içip turunuzu sonlandırabilirsiniz.

10. ROMA’DAKİ NORMAL BİNALAR BİLE SANAT ESERİ GİBİ DEDİRTECEK YER DÖRT ÇEŞME:

Roma’da vaktiniz kalırsa ve yürümekle ilgili sıkıntınız yoksa, sokakların arasında kalmış öyle çok da fazla kişinin haberinin olmadığı, bizce Roma’nın en güzel gizli kalmış heykellerinden biri olan Dört Çeşme’yi de görmelisiniz. Palazzo Barberini yakınlarında, San Carlino Kilisesi’nin önünde, tam da iki yolun kesiştiği noktada, binaların parçası gibi birbirlerine dönük ama bir o kadar da birbirini umursamıyor gibi duran bu heykeller Roma gezilecek yerler listenizde yer edinebilirler. Her bir heykel aslında ayrı binaların parçası. Heykellerin isimlerini de söyleyelim Tiber Nehri, Arno Nehri, Tanrıça Diana ve Tanrıça Juno. Kendileri 1588-1593 yılları arasında yapılan geç dönem Rönesans’ın etkileyici örneklerinden olup bunca yüzyıl sonra bile çok şey görüp yaşadığını sanan biz fanileri hala etkileyebilmesi adına ayrıca takdire şayandır…

Roma’da her yerde tarih var; her biri ayrı apartmanın altındaki Dört Çeşme

BONUS 11. DAHA DA ROMA’DA GEZİLECEK YER ARAYANLAR İÇİN PIAZZA DELLA REPUBLICA:

Aslında burayı görmek için hiçbir yere gitmeniz gerekmiyor, anlayacağınız bir tür bonus. Daha önce anlattığımız Basilica di Santi Maria degli Angeli’yi görenler burayı da görmüş oluyor. Çünkü kilisenin tam önündeki meydanın adı. Su Perisi Çeşmesi’nin (The Fountain of the Naiads) fışkıran sularıyla raks eden, artık batmaya başlayan güneş ışıkları objektife düşerken Piazza della Repubblica’nın fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ama burada asıl görmeniz gereken yer bu çeşme değil. Hemen yüz metre uzaklıktaki Musa Çeşmesi (Fontana dell’Acqua Felice) çok daha etkileyici, mutlaka görün deriz.

Sağ üst, Musa Çeşmesi; sağ alt, Su Perisi Çeşmesi

Roma gezilecek yerler listemiz epey uzunmuş. Peki buraları kaç günde gezeriz?

Bu saydığımız yerleri, dinlenmeksizin yürüyerek gezmeniz iki saatten biraz daha az sürüyor. Şaşırdınız değil mi 🙂 Tabii bol bol fotoğraf çekmek, gözler kapalı çıktı diye bir daha poz vermek, magnet almak için hediyelik eşya dükkanlarını gezmek, üç tane alırsak kaç euro olur diye pazarlık etmek, şurada bir pizza mı yesek demek, üstüne de bir kahve mi içsek demek söz konusu olduğunda en az bir gün sürecektir 🙂

Keşke yürümek için bir rotamız olsaydı, daha kolay olurdu. Roma gezilecek yerler listesini bir harita üstünde gösterir misiniz?

Çok doğru söylüyorsunuz. Roma gezilecek yerler tur haritanızı sizin için hazırladık. Artık kendi kendinizin rehberi olabilir, bütün bir gün hiçbir yere ücret ödemeden Roma’nın gezilmesi gereken yerlerini dolaşabilirsiniz.

Roma gezilecek yerler sıralamasında Vatikan’ı, Kolezyum’u, Roma Forumu’nu bulamadık. Onlar hakkında da bilgi alabilir miyiz?

Haklısınız, Roma gezilecek yerler listemizde sadece ücretsiz gezilebilecek yerleri eklemiştik. Artık hiç para harcamadan en güzel yapıları gezdiğinize ve tasarruf ettiğinize göre bütçeniz Roma müzelerine, Vatikan’a ve Sistine Şapeli’ne gidebilirsiniz. Roma’da görmeniz gereken diğer yerlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

Roma gezilecek yerler yazımızı beğendiğinizi tahmin ediyoruz. Roma gezilecek yerler listesi artık hazır, peki ama ya konaklama? Nerede kalacağınıza karar verdiniz mi? Roma’da kalacağınız otele hala karar veremediyseniz otel tavsiyelerimiz de aşağıda…

Kapanışı önemli bir bilgiyle yapalım; eğer Roma’yı severseniz, geri dönmek için Aşk Çeşmesi’ne para atıp dilek dilemeyi sakın unutmayın.