Kategoriler
Ana Sayfa Roma Gezilecek Yer Tavsiyeleri

Roma Görülecek Yerler: En Etkileyici, En Ürkütücü ve En Gizli 8 Yer

Roma seyahatinizde rutinin dışına çıkmak istiyorsanız Roma görülecek yerler listenizde yer alması gereken herkesin bilmediği karanlık, ürkütücü, yeraltındaki en etkileyici 9 gizli yeri öğrenmelisiniz.

[sg_popup id=12911]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Roma görülecek yerler: Roma’ya seyahate edecekseniz ve herkesin gittiği, bütün rehberlerde bulabileceğiniz, turistlerin hıncahınç doldurduğu, meşhur yerler dışında gizli kalmış yerleri merak ediyorsanız Roma görülecek yerler listemizdeki çok fazla bilinmeyen dokuz yeri önerebiliriz. Roma gezi rehberlerinde pek de ön plana çıkmayı başaramamış, bütün ilgiyi üzerlerinde toplayan Roma Forumu’nun, Pantheon’un gölgesinde kalmış, belki Roma’da değil de dünyanın daha az ünlü başka bir şehrinde olsalardı fark edilecek gizli yerler buralar. Bazıları karanlık ve ürkütücü, bazıları ise içindeki eserlerinden gözlerinizi alamayacağınız kadar etkileyici yerler… Bazıları gezi rehberlerine uyup gitseniz sadece üstünde dolaşacağınız, bazıları ise gündüz gidip bütün şovları kaçıracağınız yerler… Hadi o zaman Roma’nın yeraltına inelim ve Roma turlarında pek şans tanınmayan Roma’da görülecek gizli yerleri anlatalım.




1. KURU KAFADAN KORKMUYORSANIZ ROMA’DA GÖRÜLECEK İLK YER KAPUÇİN MAHZEN MEZARLARI:

Burayı okumasaydınız Roma’nın sokaklarında gezerken belki Kapuçin Mahzen Mezarları’nın önünden geçecek ve hiç fark etmeyecektiniz bile içeride neler olduğunu. Roma’nın en ürkütücü yerlerinden birisi Kapuçin Mahzen Mezarları. Biz de Roma’da böyle bir yerin varlığını öğrenince Roma turumuzda küçük bir değişiklik yaptık ve burayı da ekledik Roma’da görülmesi gereken yerler listemize.

Nasıl korku tünelleri lunaparklarda atlı karınca ile pamuk şekercinin arasında sessizce müşterilerini bekliyorsa, Kapuçin Mezarları da Roma’daki tatlı hayatın içinde saklı bir şekilde varlığını sürdürüyor. Roma’nın gizli kalmış yerlerinden Kapuçin Mezarları’nı bulabilmek için Via Veneto’da, Piazza Barberini’den isimlerinden de anlaşılacağı üzere dolce vita hayatın temsilcisi Cafe de Paris ve Gran Caffe Roma’ya doğru binaların numaralarını takip ederek yürümemiz gerekiyor. Mahzen mezarlarına yakışır bir şekilde kapısındaki latince mezarlık anlamındaki Coemeterium tabelası farkında olmadan önünden geçen herkesi sessizce selamlıyor.
Turuncu tuğla duvarın yanından içeri girdiğimizde, Kapuçin Mahzen Mezarları’nda kapıda oturan, çalıştığı yerin ürkütücülüğünü suratında en ufak bir mimikle bile yansıtmayan ve hatta sizinle çat pat Türkçe konuşan İtalyan kadın görevliye, cüzi bağışımızı yaptıktan sonra artık geriye dönüş yok. İçeri ilk girdiğimizde, yan yana dizili, üç yanı duvar ile çevrili mezar odalarına bakan upuzun ve dar bir koridorda, mağaza vitrinlerine bakar gibi gezen insanları görüyoruz. İlk toplu mezar odasını önünde durduğumuzda ise arkadaşlarımız ile birlikte bunun ne kadar gerçek olduğunu sorguluyoruz. Çünkü mezarlıkları, garip ama huzurlu bir sessizlik ile ilişkilendiriyorsanız burası çok farklı ama bir o kadar daha gerçekçi mezarlık. Kapuçin Mahzen Mezarları’nda tüm cenazeler toprak ve beton ile gizlenmeden, mermer ve özel dikilmiş çiçekler ile süslenmeden şeffaf bir şekilde karşınızda duruyor. Koridor ile mezar odalarını ayıran gözle görünmeyen gizli bir sınır çizgisi ise bizim ve onların boyutlar arasında sıçramasını engellemeye çalışan kara delik gibi önümüzde uzuyor.

Roma gezilecek yerler

İçerisi “korkmam n’olcak canım yaaa” diyen bizleri epey ürkütmüştü 🙂

İçeride fotoğraf çekmek yasak ama burayı da belgelememiz lazım. Son odanın tavanında uzanan iskeletleşmiş mezarın önünde, makinemizi gizlice çıkardığımızda nükleer tesisin fotoğraflarını çekmeye çalışan ajan gibi hissediyoruz kendimizi. Bu sırada tam arkamızda gürültü ile kapanan pencere, karanlıkta seyredilen gerilim filminde aynada beliren katilden daha fazla korku yaratıyor hepimizde ve sıçrıyoruz. Sonrasında da fotoğraf makinemizi usulca kaldırma gereği hissediyoruz (giriş, bağış; adres, Via Veneto 27).




2. TAVANI KAPLAYAN MUHTEŞEM RESME BAKARKEN BOYNUNUZUN TUTULACAĞI BARBERİNİ MÜZESİ:

Yeterince korkuttuysak Kapuçin Mahzen Mezarları’nda, artık çok fazla bilinmeyen ama bizce Roma’nın en güzel eserlerinden birinin saklayan Barberini Müzesi’ne götürebiliriz sizi. Roma’da görülmesi gereken yerlerden biri olan Barberini Müzesi aslında onu gezmeye gelecek kişilere kendisi hakkında bilgileri daha onlar gelmeden gizli gizli vermeye çalışıyor. Roma’yı gezerken, Roma haritasını karıştırırken Barberini Meydanı’nı gördüğümüzde, metroda giderken Barberini Sarayı durağı tabelasını okuduğumuzda, Piazza Barberini’de yürürken Bernini tarafından tasarlanan çeşmeler dikkatimizi çektiğinde Barberini Ailesi’nin ne kadar varlıklı olduğunu daha Barberini Müzesi’ne ulaşmadan anlıyoruz.
Barberini Sarayı’ndan içeriye girdiğimizde ise etkileyici Ulusal Antik Sanat Galerisi (National Gallery of Ancient Art of Barberini Palace) ile karşılaşıyoruz. Altmış yıl süren yenileme çalışmalarından sonra eklenen yeni odalar ile Roma’nın en büyük ama bir o kadar da bilinmeyen müzelerinden biri olan Barberini Müzesi, farklı çağlardan, yerlerden ve tarzlardan eserlere, birbirleri ile buluşabilecekleri ortak bir nokta sunuyor. Bu kadar farklılığı barındırıyor olmasına rağmen eserleri Toskana, Romalılar, Veneto, Lombardiya, Napoliten; çikolata olan değil 🙂 geç gotik, erken Rönesans, on sekizinci yüzyıl diye farklı odalarda sergilediği için bir o kadar da düzenli ve gezmesi kolay. Barberini Müzesi’nin odalarında dolaşırken kendimizi zaman makinesinde İtalya’yı gezer gibi hissediyoruz.

Barberini Sarayı’nı bu kadar etkileyici bir yer yapan ise bunların hiçbiri değil. Onu Roma’da gezilmesi gereken yerler listesine ekleyen özelliği odalarından birinde karşılaştığımız boynumuzun tutulmasına neden olacak kadar kendine hayran bırakan tavanı. Dünyanın sonunu görebileceğiniz izlenimini uyandıran gökyüzünün masmavi olduğu bir günde, nasıl ufuk çizgisinin nerede başladığı, denizin nerede bittiği belli olmuyorsa Barberini Sarayı’nın barok tavanında da freskin nerede bittiği, tavandaki süslemelerin nerede başladığı anlaşılamıyor.

Prestijli bir otelin lobisinden daha büyük ama o lobiye hiç yakışmayacak kadar az sayıda, sadece bir koltuğun olduğu Palazzo Barberini’nin kabul salonunda tavana bakmaktan boynumuz ağrıyor. Ve o zaman, o tek ama büyük koltuğun ne işe yaradığını anlıyoruz; sırt üstü uzanıp tavanı seyretmeye… Tavanın üzerinde süzülüyor gibi duran figürler, sanki aşağıdaki biz ziyaretçiler birer sanat eseriymişiz gibi odada gezenleri yukarıdan izliyorlar. 21. yüzyılın üç boyutlu televizyonlarından daha üç boyutlu duran bu tavan, 17. yüzyıl illüzyonu ile boyut algınızla oynuyor. Bu gerçekten bomboş odanın, görevini çok iyi yapan güvenlik görevlisi ise, her çektirmediği fotoğraftan yüklü miktarda prim alırcasına, soğukkanlı bir şekilde gözlerini sizden ayırmadan, altı yılda tamamlanan barok tavanı bir 1/400 saniyede fotoğraf makinenizin deklanşörüne basarak kopyalamadığınızdan emin oluyor.

Roma Gezilecek Yerler

Fark edebilecek misiniz bilmiyoruz ama resmin yani tavanın köşeleri aslında heykel.

Roma’nın çok bilinmeyen yerlerinden birisi olan Barberini Sarayı’nın odalarının sade ama bir o kadar sanat dolu dekoru, gezenleri yüzyıllar öncesine götürüyor. Köy evlerindeki odaların duvarlarında asılı olan kilimler gibi rengarenk, ama yere paralel uzanan bu eserleri boynunuz sırtına değerken anlamaya çalıştığınızda sanki sanatçılarının tavana uzanırken çektikleri çileye ortak oluyorsunuz. Sarayın sadece tavanı değil, dekorasyonu da olağandışı. Odalardan birisinde tek başına bekleyen heykelin sanki yalnızlığını gidermek için size seslenmesi gibi, koridorların duvarlarında yankılanan su sesini takip ettiğinizde bomboş odada bir çeşme ile karşılaşabiliyorsunuz. Kısaca Roma’nın merkezinden uzaklaşmadan, farklı, onlarca turistin bilmediği, görülmesi gereken bir yer arıyorsanız Barberini Sarayı’nı mutlaka gezi listenize eklemelisiniz (giriş, 7 euro, Roma Pass ile ücretsiz; adres, Via delle Quattro Fontane, 13).

Roma gezilecek yerler 26

Sanki yazlık yer gibi 🙂





3. MELEKLER VE ŞEYTANLAR FİLMİNDEN HATIRLAYACAĞINIZ SANT’ANGELO KÖPRÜSÜ:

Roma’da mutlaka göreceğiniz bir yer var Vatikan. Ama ona birkaç yüz metre uzaklıktaki Sant’Angelo Köprüsü’nün Roma’da görülecek yerler listenize normalde gireceğinden pek emin değiliz. Belki yazımızı okuduktan sonra Roma’nın ortasından usulca dolanarak geçen Tiber Nehri’nin ayırdığı Sant’Angelo Kalesi ile Roma’nın diğer yakasını birbirine bağlayan bu köprüyü manzarası için görmek isteyebilirsiniz. Sant’Angelo Kalesi’ne bilet alıp girmek istemiyorsanız burası, cebinizde kalan eurolarınız ile kaleyi doya doya seyredeceğiniz en güzel yer. Köprünün üstünde her birkaç adımda bir karşılaşacağınız melek heykelleri ise cabası.

Roma gezilecek yerler

Alışılmış kaleler dört kenar olmayan Sant’Angelo Kalesi


4. HERKESTEN FARKLI OLARAK KOLEZYUM’UN ALTINI GÖRMEK İSTEYENLER İÇİN KOLEZYUM YERALTI TURU:

Roma’ya giden herkes Kolezyum’u görülecek yerler sırasında ilk beşe yerleştiriyor. Sonra da ya dışarıdan birkaç fotoğrafını çekip sıradaki yere doğru yola koyuluyor ya da kapısında uzanan sıranın sonuna eklenip keşke bir yolu olsaydı içeriye hızlıca girmenin diye iç geçiriyor. İçeri girince de yüzlerce harddisk dolduracak kadar fotoğraflanan yerlerin görüntülerinin aynısını kendi dijital hafızalarına ekliyor. Siz de onlardan birisi olmak istiyorsanız bir sonraki yere geçebilirsiniz.

Ama yok biz Kolezyum’un yeraltı dünyasına girmek istiyoruz, arenaya çıkmak, o hayatta kalma içgüdüsünün verdiği adrenalini hissetmek istiyoruz diyorsanız Kolezyum Yeraltı Turu’na mutlaka katılmalısınız. Zırhları ve kılıçları ile kendilerine sıra gelmesini heyecanla belki de endişe ile bekleyen gladyatörlerin, birkaç yüz metre sonra karşılaşacakları ziyafeti beklerken iyice acıkan vahşi hayvanların alanına hoş geldiniz. Bu koridorlardan geçtikten sonra da bir zamanlar gladyatörlerin deri ayakkabıları ile koştukları arenaya ayak basabiliyorsunuz.

Roma gezilecek yerler

Meğersem Kolezyum altında koridorlar, aslanlar için yapılmış asansörler varmış.

Tura katılırsanız diğer ziyaretçilere kapalı bir yere daha girmeye hak kazanıyorsunuz. Kolezyumun üstlerindeki üçüncü kuşağa rehberiniz ile birlikte tırmanırken bol bol Roma’nın ve Kolezyum’un fotoğrafını çekebilirsiniz. Bu turun en güzel yanı da sadece kısıtlı sayıda kişinin halka kapalı bu yerleri görebilecek olması. Yani turistler kalabalıklar halinde Kolezyum’un içinde dolaşırken sizleri uzaktan gördüklerinde önce oraya nasıl gittiğinizi çözmeye çalışacak ama sonra nafile bir çaba içine girdiklerini anlayacaklar, aynı bizim gibi 🙂 Maalesef biz de aynısını yaşamış, yeraltı turu bileti almadığımızdan birkaç kişinin arenaya nasıl ulaştığını anlamaya çalış, herhalde yanlış kapıdan girdik diye boşuna hayıflanmıştık (tur bedeli, 9 euro, rezervasyon gerekli). İsterseniz ve korkmazsanız “Kolezyum’da Gece” turuna da katılabilirsiniz.
Bu arada madem Roma’da görülecek gizli yerleri anlatıyoruz o zaman çok kimsenin bilmediği bilgiler de verelim. Kolezyum adı sanılanın aksine bu arenadan gelmemekte imiş ve aslında dev anlamına gelen Colossus kelimesinden türemiş. İmparator Nero’nun yaptırdığı 30 metre boyundaki Colossus Neronis (Dev Nero) heykelinin buraya fillerle taşınmasından sonra kolezyum ismi doğmuş. Hatta bu heykel için bundan yıllar önce şöyle deniliyormuş; “Colossus kaldıkça Roma kalır, Colossus düşerse Roma düşer, Roma düşerse dünya düşer”. Dev kelimesinin ne kadar hakkını verdiğini öğrenmek isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.




5. ROMA’YI BİNLERCE YIL ÖNCEKİ HALİ İLE GÖRMEK İSTEYENLERE SEZAR VE AUGUSTUS FORUMU GÖSTERİLERİ:

Roma’da nereleri gezelim dediğinizde herkes Roma Forumu’na gitmenizi önerecektir. Ama herkesin bilmediği asıl gösteri güneş, Roma’nın binalarının arkasına saklanıp batmaya başladığında, hemen karşıdaki İmparatorluk Forası’nda seyircilerini topluyor oluyor. Sezar ve Augustus Forumu’ndaki nefes kesici şovlar, gündüz kalıntılarını gördüğünüz yerlerin aslında bundan binlerce yıl önce nasıl olduğunu gözler önüne seriyor. Böylece Roma’nın ihtişamını antik kalıntılar arasında gezerken hayal etmeye çalışmıyor, özel efektler ile süslenmiş bu ışık ve ses gösterisinde tam önünüzde kendi gözleriniz ile görüyorsunuz. O devasa heykellerin tam karşınızda binlerce yıl önce olduğu gibi olması gerektikleri yerde belirmeleri Roma’nın ihtişamını bir kez daha anlamanızı sağlıyor.

Roma İmparatorluğu’nun zenginliğini anlamak için gösteriyi kaçırmayın.

Sezar ve Augustus Forumu’nda birbirlerine benzemekle birlikte iki ayrı şov var. Augustus Forumu’ndaki 40 dakika, Sezar Forumu’ndaki ise 20 dakika sürüyor. Fiyatları aynı olduğundan hangisine gitmeniz gerektiğini biliyorsunuz diye tahmin ediyoruz. Bu şovlara bilet alırsanız yeraltı tünellerinden geçerek İmparatorluk Forası’nı da görebiliyorsunuz (giriş, 15 euro; iki şov 25 euro). Biletlerinizi turizm danışma noktalarından alırsanız kişi başı bir euro rezervasyon ücretinden de tasarruf edebilirsiniz 🙂




6. ÜRPERMEK İÇİN ARAF RUHLARI MÜZESİ:

Adından da korkulacağı üzere bu müze Roma’ya gelen turistleri ürpertmek için yapılmış. Kilisenin içindeki mini sergide üzerinde el izleri olan kitaplar, kıyafetler arafta kalanların kanıtları olarak gösteriliyor. Ama önceden söyleyelim beklentinizi çok yüksek tutmayın, müze dediğimiz yer kilisenin içindeki bir camekanda sergilenen parçalardan oluşuyor. Biz epey büyük bir beklenti ile gitmiş, birkaç dakikada gezip çıkmıştık. Sant’Angelo Kalesi’ne yürüyerek yaklaşık 10 dakika uzaklıkta olduğu düşünüldüğünde bir şans verilebilir (giriş, ücretsiz; adres, Lungotevere Prati, 12).


7. ORTA DÜNYADAN GELMİŞ GİBİ DURAN PALAZZO ZUCCARI:

Roma’ya giden herkes bilir Roma’nın görülecek yerlerinden İspanyol Merdivenleri’nde oturup iş güç stresi olmadan boş boş kalabalıkların seyredilmesi gerektiğini. Ama hemen yanı başındaki Palazzo Zuccari’ye uğramak neredeyse kimsenin aklına gelmez. Palazzo Zuccari, elimizde patlamış mısır; şekerli olanlardan olursa daha güzel olur, karanlık bir sinema salonunda seyrettiğimiz fantastik filmlerde görsek şaşırmayacağımız ama Roma’nın orta yerinde karşılaştığımızda biraz ürkütücü gelecek surat şeklinde kapısı, pencereleri olan bir bina. İspanyol Merdivenleri’ne gidiyorsanız günümüzde kütüphane olan bu yapıyı iki dakika daha fazla yürüyerek dışarıdan görebilirsiniz (adres, Via Gregoriana, 28).



8. BİNLERCE YILLIK ZAMANI YÜRÜYEREK GEÇECEĞİNİZ SAN CLEMENTE BAZİLİKASI:

Roma’yı gezerken fark edeceksiniz ki antik Roma ve modern Roma neredeyse iç içeler. Gladyatörlerin arenası Kolezyum’un hemen yanı başında modern dünyanın simgesi metro istasyonu, İspanyol Merdivenleri’nin az ilerisinde dünyanın en lüks moda mağazaları yer alır. Roma’da gizli kalmış ama görmeniz gereken San Clemente ise bunu bir adım daha öteye taşımaktadır. Roma’nın bütün tarihi aynı yerdedir. Doğru okudunuz, aynı toprak parçasında katman katman, üst üste yer almaktadırlar. Dışarıdan baktığınızda yerin üstünde sade bir kilise görürsünüz, ama içerisi bir arkeologun rüyası gibidir; kilisenin altında başka bir kilise, o kilisenin altında antik bir Roma evi ve tapınak vardır. Ve siz bir turist olarak bunları gezebilirsiniz. Bu arada buraya gitmemeniz için hiç bahane yok, muhtemelen Roma’da görülecek yerler sıralamanızdaki birinci veya ikinci yer olan Kolezyum’a yaklaşık üç dakika uzaklıkta (giriş, 10 euro; adres, Via di S. Giovanni in Laterano).


Umarız yazımız Roma görülecek yerler listenize kimi yeraltında gizli kalmış kimi ürkütücü kimi diğerleri yüzünden hak ettiği ilgiyi yakalayamamış; sonuçta rakipleri Aşk Çeşmesi 🙂 yeni yerler eklemenizi sağlamıştır. Şunu da belirtelim bunlar sadece bizim bulduklarımız. Eğer sizlerin de bildiği, tavsiye edeceği Roma’da görülecek başka gizli yerler varsa yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.

İyi güzelmiş ama bizim Roma’da vaktimiz dar ürkütücü yerlerle işimiz olmaz; korktuk demeyeceğinize göre 🙂 Roma’nın en meşhur en çok gezilmesi gereken yerleri nereler diyorsanız aşağıda diğer Roma yazılarımızı bulabilirsiniz. Bu arada eğer hala Roma’da kalacağınız oteli bulamadıysanız Roma otel önerilerimiz de aşağıda. Roma’da güzel ama biraz da rutinin dışına çıkmış tüyler ürpertici bir tatil dileriz 🙂



Roma otel tavsiyelerimiz:

Diğer Roma yazılarımız:


Daha fazla gezilecek yer için takip edin:

“Roma Görülecek Yerler: En Etkileyici, En Ürkütücü ve En Gizli 8 Yer” için 6 yanıt

bayağı uzun zamandır bir siteye yorum bırakmamıştım. Ancak bu güzel araştırma yazısını tebrik etmek için özellikle yorum bırakmak istedim. Çünkü bunu fazlasıyla hak ediyor. Roma’ya yaklaşık dört beş kez gittim ancak neredeyse bir iki madde dışında hiç duymadıklarım oldu ve yeniden gittiğimde mutlaka uğrayacağım. Teşekkür ederim sevgiler

Çok teşekkür ederiz nazik yorumlarınız için. Bir sonraki için şimdiden keyifli bir Roma seyahati dileriz…

Sitenizi oldukça faydalı buldum. Özellikle sıradışı yerleri yansıtmanız sizi diğer sitelere göre bir kere daha farklı yapmış. Resimler ve yazılarınızı da çok beğendim.Teşekkürler…

Çok teşekkür ederiz nazik yorumunuz için 🙂

merhaba,
yorumlarınız, bilgilendirmeleriniz tek kelimeyle harika 🙂 listeme harika notlar aldım. Umarım hepsini gerçekleştirme şansımız olur.
emeğinize sağlık
sevgiler
nihan

Çooook sevindik işe yaramasına, süper bir tatil diliyoruz 🙂 O kadar yazdıktan sonra biz de tekrar gidiyoruz Roma’ya 🙂

Yorumlar kapatıldı.