[sg_popup id=12911]
[widgets_on_pages id=“Adsense Auto Ads”]
Roma’nın olmazsa olmazı, gitmişken Roma’da mutlaka görülmesi gereken yerleri nereler?
Roma’da Gezilecek Yerler: Üç vakte kadar uzun bir yolunuz var ve çok güzel bir tatil sizi bekliyor. Nereden mi biliyoruz? Pek faldan anlamayız ama buralarda olduğunuza göre kuvvetle muhtemel Roma’ya gitmeyi planlıyorsunuz demektir 🙂 Eğer tutturduysak bir tahminde daha bulunalım o zaman. Roma’ya gitmişken nereleri gezmeli diye de merak ediyorsunuz. Tabii, Roma’da o kadar çok gezilmesi gereken yer var ki gitmişken en meşhurlarını görmeden dönmek de olmaz. Hani filmlerden, kitaplardan bildiğiniz gladyatörlerin savaş arenası Kolezyum’u, papaların kaçabilmesi için Vatikan’a tüneller ile bağlanan San Angelo Kalesi’ni görmeden dönerseniz ne derler sonra 🙂 Madem hiçbirini kaçırmak istemiyorsanız o zaman doğru yerdesiniz. Görmeden gelseniz pişman olacağınız Roma müzelerini bu yazımızda bir araya getirdik. İşte soru-cevap Roma’da gezilecek en ilgi çekici 8 yer…
Bu arada önceden söyleyelim Vatikan veya Aşk Çeşmesi niye yok bu yazıda derseniz diye, onları da, ücretsiz gezebileceğiniz Roma’nın en güzel yerleri ve Vatikan gezisi gibi başka yazılarımıza sakladık. Roma’da gezilecek bu kadar çok yer olunca tek bir yazı ile geçiştirmek istemedik 🙂 Diğer tüm Roma yazılarımızı aşağıda bulabilirsiniz.
1. ROMA’DA GEZİLECEK İLK YER HER ROMA İMPARATORLUĞU FİLMİNDE GÖRDÜĞÜNÜZ KOLEZYUM:
Her Gladyatör filminin seyredişinizde karşınıza çıkan Kolezyum ile Roma turunuza başlayabilirsiniz. Kolezyum, bundan yaklaşık iki bin yıl önce binlerce vahşi hayvanın katliamı ile açılmış ve o zamanki paradigmaya göre spor sayılabilecek en kanlı müsabakalara ev sahipliği yapmış. Sadece yüz gün süren dövüşler de yapılmıyormuş Kolezyum’da. İmparator burayı daha popülist bir amaçla kullanıyor, halkı eğlendirmeye çalışıyormuş. Bunun için nasıl belediyeler şimdi konserler düzenliyorsa 🙂 o zaman da dövüşler olmadığında, savaşların yeniden canlandırılması, idam gösterileri burada yapılıyormuş. Ta ki Hristiyanlık egemen olup da artık bu gösteriler yöneten sınıfın hoşuna gitmeyene kadar bu şekilde devam etmiş. Sonrasında da Kolezyum Frangipane ailesinin kalesi olarak kullanılmaya başlanmış.
Arena o kadar etkileyici ki bu kadar kanın aktığı 50.000 kişilik amfi tiyatroda dolaşırken neredeyse çığlık çığlığa bağıran seyircilerin sesleri duyuluyor, yer altındaki koridorlarda volta atan, biraz sonra kölelerin hareket ettirdiği asansörlerle yukarıya çıkartılacak sinirli vahşi hayvanların kükremeleri hissediliyor.
Sol üst, vahşi hayvanların arenaya asansörler ile çıkartılma modeli; üst orta, biz de gördüğümüzde şaşırmıştık, meğersem arenanın altında koridolar varmış.
Bilmediğinizi tahmin ettiğimiz bir bilgi daha verelim Kolezyum ile ilgili. Kolezyum günümüzde hala aktif olarak kullanılıyormuş. Papa her yıl Kolezyum’da Paskalya öncesindeki Cuma günleri (Good Friday) binlerce insanı topluyor ve çarmıha gerilmeyi anıyormuş. Bu sırada bir tür fener alayına da öncülük ediyormuş. Merak ediyorsanız fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.
Bu arada gittiğinizde mutlaka dikkatinizi çekecek bir detay var, Kolezyum’u saran dış duvarlardaki kocaman delikler. Kolezyum yapılırken duvarların daha da sağlam olabilmesi için içlerine kurşundan çubuklar konmuş, işe bu çubuklar zamanla çalınmış ve duvarlardaki delik deşik bir görüntüye sebep olmuş (giriş, 12 €; dahil olan yerler, Kolezyum, Palatine Hill ve Roma Forumu; 17 yaşından küçüklere, Roma Pass ve Arkeoloji Kartı sahiplerine ücretsiz; adres, Piazza del Colosseo).
Bir not daha eklemeden bitirmeyelim, Kolezyum’un kendisi kadar meşhur olduğu bir yanı daha var, o da kapının önünde uzayıp giden sıraları. İki şekilde bu sıralardan kurtulabilirsiniz. Birincisi Roma Pass alarak. Eğer Roma’da çok sayıda müze gezmeyi planlamıyor ve boşuna Roma Pass almak istemiyorsanız online bilet ile +2 euro karşılığında rezervasyon yapabiliyorsanız. Online biletlerinizi resmi siteden alabilirsiniz.
Sırası da ona kalsın, biletleri de, Kolezyum’a girmek için o kadar euro vermeye gerek yok diyenlerdenseniz, bal gibi de dışarıdan seyredip ihtişamını görebilirsiniz. Hem de cebinizdeki bozukluklarla bir gladyatör ile fotoğraf bile çektirebilirsiniz 🙂
Dışarıdan da Kolezyum yeterince ihtişamlı ve üstelik içeride göremeyeceğiniz gladyatörler dışarıda sizinle fotoğraf çektirmeyi bekliyor
2. YÜZYILLARDIR AYAKTA KALMAYI BAŞARMIŞ ROMA FORUMU:
Kolezyum’a kadar gelmişken ulaşım için vakit, girmek için euro harcamanız gerekmeyen, Kolezyum’un hemen yanındaki ve Kolezyum biletlerine dahil Roma Forumu’nu da mutlaka görmelisiniz. Roma Forumu’nda binlerce yıllık geçmişlerine rağmen inatla ayakta kalmayı başaran Roma İmparatorluğu’nun devlet dairelerini, tapınaklarını ve anıtlarını yakından görebileceksiniz.
Milattan önce nasıl ayağa kaldırıldığını anlamaya çalışacağınız metrelerce yükseklikteki sütunlar, bunda yıldır nasıl ayakta kaldığına şaşıracağınız kemerler ve metrelerce toprak altında saklanmayı başardığına inanamayacağınız taş binalar arasında yürümek gerçekten heyecan verici bir deneyim. Kısaca söylemek gerekirse Roma’da mutlaka gitmeniz gereken yerlerden birisi Roma Forumu (giriş, Kolezyum biletlerine dahil; RomaPass ve Arkeoloji Kartı ile ücretsiz).
3. ROMA’NIN ANTİK KÖKLERİNİ GEZMEK İSTEYENLER İÇİN PALATİNO TEPESİ:
Roma’nın antik köklerini görmek istiyorsanız gitmeniz gereken yer Palatino Tepesi. Kolezyum ve Roma Forumu’nun hemen yanındaki Palatino Tepesi’ne ulaşmak için de üstelik çok vakit harcamanız gerekmiyor.
Bundan yaklaşık üç bin yıl önce Romalıların yaşamaya başladığı Palatino Tepesi daha sonra Augustus, Vespasian gibi Roma imparatorlarının saraylarına ev sahipliği yapmış. Roma’da gezilecek yerlerden birisi olan Palatino Tepesi’nde Domus Flavia, Domus Augustus, Domus Septimius Severus gibi yapıların kalıntılarını görebilirsiniz. Domus’un anlamını da söyleyelim ki bizim gibi oraya gittiğinizde n’olacak canım olsa olsa “domus” ev demektir diye çıkarım yapmayın. Ev kalıntılarıdır ne de olsa diye düşünüp hiçbirini görmeye tenezzül etmemiştik, bol özgüven ve olmayan Latince bilgimiz yüzünden 🙂 Şimdi yazı için araştırma yaptığımızda anladık neler kaçırdığımızı.
Aslında bunun sebebi biraz da Palatino Tepesi içinde yürürken karşımıza çıkan çok sayıdaki biri doğuyu gösterirken diğer tam tersi istikameti gösteren tabelalar. Zamanımız kısıtlı olduğundan ve Palatino Tepesi de yürüyerek kolay kolay bitmeyecek diye gözümüzde büyüdüğünden sürekli tercihler yapmamız gerekmişti. Böylece Roma gezilecek yerler listemizdeki bir sonraki yere vaktinde gidebilecektik. Sanırız bazı yanlış tercihlerde bulunmuşuz 🙂 Siz de aynısını yaşamayın diye Palatino Tepesi’nin haritasını da paylaşmış olalım.
Olsun her ne kadar sarayları es geçmiş olsak da Palatino Müzesi’ne gitmeyi akıl edebilmişiz. Böylece mozaikler ile birlikte Palatino Tepesi’nin Demir Çağı dönemindeki maketlerini görebildik 🙂
Palatino Tepesi’nde dikkatimizi çeken ve bir türlü anlam veremediğimiz bir başka yer de stadyum idi. Tabii stadyum denince bizim aklımıza direkt spor sahası geldiğinden anlamlandıramamış da olabiliriz. Stadyum aynı zamanda bahçe anlamına da gelebiliyormuş. Gerçi bahçe olduğundan da emin değillermiş uzmanlar, koşu pisti de olabilirmiş. E, haklı değil miyiz anlamamakta 🙂 Bu arada söyleyelim Palatino Tepesi’nin yamaçlarında Circus Maximus’u da uzaktan görebilirsiniz. Her ne kadar eski ihtişamlı günlerinden eser kalmamış olsa da hani şu meşhur filmlerde gördüğümüz at arabaları ile yarışların yapıldığı Romalıların ayakta tezahüratlarda bulunduğu, imparatorların yarışları seyrettiği büyük hipodrommuş burası.
Palatino Tepesi ile ilgili bir de not; eğer antik kalıntılar çok size göre değil ise ve zamanınız kısıtlı ise tercihinizi Roma Forumu’nda yana kullanın deriz. Roma Forumu’ndaki yapılar daha bütün ve daha az hasar görmüş durumdalar. Her ne kadar günümüze kadar ayakta kalamamış olsalar da Palatino Tepesi, Roma Forumu ve Kolezyum’un binlerce yıl önce ne kadar ihtişamlı göründüğünü bu çizim ile anlayabilirsiniz (giriş, Kolezyum biletlerine dahil, RomaPass ve Arkeoloji Kartı ile ücretsiz).
Sol üst, Palatino Tepesi’ndeki stadyum; sağ, Palatino Tepesi’nin Demir Çağı dönemindeki halini gösteren maketler
4. DAHA FAZLA TARİHİ YER GÖRMEK İSTEYENLER İÇİN ROMA’DA GEZİLECEK YER İMPARATORLUK FORASI:
Roma’da gezilecek yerler denildiği listenizde ekleyebileceğiniz bir yer var sırada, İmparatorluk Forası. Roma Forumu’ndan çıkar çıkmaz karşınızda kalan bu yer için çok da uzağa gitmeniz gerekmiyor üstelik. İmpatorluk Forası’nı anlatmaya geçmeden önce forumun ne demek olduğunu söyleyelim bilmeyenler için. Halkın toplandığı yer anlamına geliyormuş ve imparatorlar kendi isimleri ile anılan bugünün meydanlarından yaptırıyorlarmış yüzyıllar önce. İmparatorluk Forası denilen yer de farklı imparatorların yaptırdığı forumların yan yana geldiği yerin adı imiş.
Roma gezilecek yerler listesindeki İmparatorluk Forası devasa beş kompleksten oluşuyormuş. Bunlar yapılış sırası ile; Caesar Forumu ki kendisi Jül Sezar’ın olur, Augustus Forumu ki o da Sezar’dan sonra gelen meşhur Augustus’un olur. Barış Tapınağı kendi ismini vermeye gerek duymayan İmparator Vespasian’ın yaptırdığı yermiş. Nerva Forumu ve Trajan Forumu başka imparatorların yaptırdığı forumlarmış. İmparatorluk Forası son olarak en büyük forum olan Trajan Forumu’nun devamı çok katlı tuğla binalardan oluşan Trajan Pazarları’nın eklenmesi ile de tamamlanmış.
Roma’da İmparatorluk Forası’nı gezmek isterseniz maalesef her ne kadar hepsi yan yana olsa da tek bir yerden girip tamamını gezemeyeceğinizi söyleyelim. Trajan Forumu’na Victor Emmanuel II anıtının ki devasa büyük bembeyaz mermer anıtı görmemeniz imkansız 🙂 önünden geçen Via IV Novembre’den girebilirsiniz. Trajan Pazarları ile arasında geçiş de var üstelik. Gelmişken İmparatorluk Forası Müzesini de gezmeyi unutmayın (giriş 14 euro, Roma Pass ile ücretsiz). Diğerine ise Roma Forumu’nun karşısından, Via dei Fori Imperiali’den giriş yapabilirsiniz.
İmparatorluk Forası ile ilgili iki de tüyo verelim. Birincisi eğer Roma Forumu ve Kolezyum’u gezdim, bana bu kadar yeter derseniz İmparatorluk Forası’nı ücret ödemeden caddeden de seyredip yol boyunca yürürken açık hava müzesinin tadını dışarıdan çıkartabilirsiniz. Yok eğer Roma’da gezilecek yerler listeme çoktan ekledim, mutlaka girmeliyim diyorsanız da içeriye müzenin en üst katındaki terasa antik Roma manzarası için çıkmalısınız. Biraz önce gezdiğiniz Roma Forumu’nu, İmparatorluk Forası’nı yukarıdan görmek iki bin yıl öncesinde Roma’nın ne kadar etkileyici bir yer olduğunu anlamanıza biraz daha yardımcı oluyor.
5. KİTAPLARA, FİLMLERE KONU OLAN SANT’ANGELO KALESİ:
Manzara demişken Roma’da gezilecek yerler sıralamamızdaki Sant’Angelo Kalesi’nden söz etmemek ayıp olur. Normalde alışık olduğumuz kare şeklindeki kalelere hiç benzemeyen silindir şeklindeki bu yapı aslında İmparator Hadrianus’un ebediyen istirahat edeceği bir anıt olarak planlanmış. Ama daha sonra kaleye, suçlular için zindana, Vatikan’a tüneller ile bağlanmış gizli bir sığınağa ve bir de papalık şatosuna dönüşmüş.
Sol, silindir yukarıya döne döne yükselen Sant’Angelo Kalesi; sağ, kaleye adını da veren Mikail’in heykeli
E böyle olunca da Roma’yı gezmeye gelenler için içeride görecek çok şey birikmiş. Freskler ile dolu odalar, bronz heykeller, silahlar, zırhlar Sant’Angelo Kalesi’ni Roma’da gezilecek yerler arasına almak için iyi birer bahane olabilirler.
Sağ üst, kaleyi savunmakta kullanılan mancınık ve devasa toplar
Ama asıl bahane kalenin surlarından göreceğiniz manzarada saklı. Öyle ki kendinizi bizim gibi kalenin duvarlarının üzerinde gezerken önünüzden geçen turist kafilesinden makineyi sarsmadan fotoğrafınızı çekecek kişiyi ararken bulabilirsiniz (giriş 10.50 euro, Roma Pass ile ücretsiz).
Sol üst, uzaklardaki Victor Emmanuel II anıtı; alt, panoramik Tiber Nehri ve Vatikan manzarası
Bir de tüyo verelim Sant’Angelo Kalesi’ni gezmeye giderseniz diye. Her ayın ilk Pazar günü giriş ücretsiz 🙂
6. SANAT SEVERLER İÇİN ROMA’DA GEZİLECEK YER GALLERIA BORGHESE:
17. yüzyılın Kardinal Borghese’nin villası, 21. yüzyılın en güzel küçük müzelerinden biri olan Galleria Borghese, Roma’da gezilecek yerler listemizdeki sıradaki durağımız. Müzenin bu kadar meşhur olmasına neden ise Kardinal Borghese’nin zamanında Bernini ve Caravaggio’ya hamilik yapması imiş. Böylece Bernini’nin heykelleri ile Caravaggio’nun resimleri tek bir müzede bir araya gelebilmiş. Yani Galleria Borghese’de meşhur Goliath’a karşı dövüşen Davud heykelini de Goliath’ın kafasını tutan Davud resmini de görebilirsiniz. Resim ile ilgili bir de ilgi çekici bilgi paylaşalım. Caravaggio eserinde Goliath’ın kesik kafası olarak kendisini portresini resmetmiş. Sebebi de cinayet ile suçlandığı için Roma’da kaçmış ve Papa’nın kendisini affetmesi için bu eseri yapıp bağış olarak ona göndermiş. Her ne kadar amacına ulaşıp cezası affedilmiş olsa da haber kendisine ulaşamadan kaçak diyarlarda ölmüş.
Borghese Müzesi’nde görmeniz gereken eserlerden birisi de yine Bernini’nin Apollon ve Daphne heykelidir. Bernini heykelinde defne ağacına dönüşmeye başlayan Daphne’ye ulaşmaya çalışan Apollo’yu sonsuzlaştırmıştır (giriş, 11 euro; RomaPass ile ücretsiz).
Borghese Müzesi ile ilgili önemli bir de not paylaşalım ki oralara kadar gidip güzelim eserleri göremeden dönmeyin. Ziyaret edebilmek için rezervasyon mutlaka gerekiyor. İsterseniz rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.
Galleria Borghese’nin bahçeleri kendisi kadar güzel
7. PAPALARIN ESERLERİNİ GÖRMEK İSTEYENLER İÇİN ROMA’DA GEZİLECEK YER CAPITOLINI MÜZESİ:
Roma’nın simgelerini görmek istiyorsanız Capitolini Müzesi’ni Roma’da gezilecek yerler notlarınıza eklemeniz gerekir. Capitolino Tepesi’nde Michelangelo’nun yaptığı binalarda ziyaretçilerini bekleyen Capitolini Müzesi taa bundan 500 yıl önceki papanın koleksiyonundaki sanat eserlerini Roma halkına bağışlaması ile oluşmaya başlamış. Sonunda da paha biçilemez eserlerin bir araya geldiği bugünkü halini almış. İyi güzel de bu kadar çok eser bir müzede olunca, müze de üç tane ayrı binadan oluşunca ziyaretçilerin baş yapıtları kaçırması söz konusu olabiliyor. O yüzden giderseniz hiçbir baş yapıtı kaçırmayın diye elimizden geldiğince görmeniz gereken yerleri anlatmaya çalışalım.
Birinci görmeniz gereken yer meydana çıktığınızda sağınızda kalan Palazzo dei Conservatori binasındaki at üstündeki Marcus Aurelius heykeli. Yine giriş katındaki Bernini’den Medusa heykeli ve Roma’nın en eski simgesi Remus ve Romulus’u emziren Dişi Kurt heykeli de görülmesi gereken yerler arasında. Bu efsanenin hikayesini de anlatalım yeri gelmişken. İkizler doğduktan sonra amcaları tarafından Tiber Nehri’ne atılmışlar ve onları dişi bir kurt bulup büyütmüş. Sonrasında ise kardeşler arasında çıkan kavgada Romulus, Remus’u öldürmüş. Sonra da şehir Roma adını almış.
Remus ve Romulus’u seyrettikten sonra müzenin ikinci katına çıkarsanız Caravaggio’nun Çingene Falcı resmini görebilirsiniz. Binadan çıkmadan gitmeniz gereken bir yer daha var, binanın arkasındaki kafe. Bu da nereden çıktı demeyin, güzel bir Roma manzarası eşliğinde terasta müze müze gezen ayaklarınızı biraz dinlendirebilirsiniz.
Şimdi gitmeniz gereken yer binanın -1. katı. Buradaki tüneller ile karşıda meydanın solunda kalan binaya geçebilirsiniz. Palazzo Nuovo’da ise uzamış sakalları ile uzanan nehir tanrısı Marforio, acı içinde uzanan Ölen Köle ve tek başına bir odada kalacak kadar ayrıcalıklı Capitolino Venüsü heykellerini görebilirsiniz. Capitolini Müzesi’nden ayrılmadan gidilmesi gereken son yer de ünlü hükümdarların portrelerini bir arada görebileceğiniz İmparatorlar Salonu.
Gitmeden buradan Capitolini Müzesi haritasının çıktısını alırsanız eserlerin hiçbirini kaçırmazsınız (giriş, 15 euro; RomaPass ile ücretsiz).
8. MÜZELER KOMPLEKSİNDE KAYBOLMAM DİYENLER İÇİN GEZİLECEK YER NAZIONALE ROMANO MÜZESİ:
Roma tarihini yakından öğrenmek istiyorsanız Roma Ulusal Müzesi koleksiyonunu görmenizi tavsiye ederiz. Roma Ulusal Müzesi’ni Roma müzeler listenize eklerken dikkat etmeniz gereken bir konu var ancak. O da adından tek bir yer olduğu sanılan müzenin aslında birkaç farklı semtteki saraylardan oluşması ve koleksiyonun bölünmüş olması. Koleksiyonun tamamını görebilmeniz için Palazzo Massimo, Palazzo Altemps ve Diocletian Hamamları’nı ziyaret etmeniz gerekiyor. Tüm bu müzeleri görecek kadar çok vaktiniz olmadığını varsayıp kısaca koleksiyonları anlatalım ki hangisine gitmek istediğinize göre seçim yapabilin 🙂
Roma Ulusal Müzesi’nin en ünlü eserleri Palazzo Massimo’da yer alıyormuş. Öyle ki müzenin ikinci katında yer alan mozaikleri görmek için biletleri birkaç gün önce almak gerekiyormuş. Sadece mozaikler değil freskler de var, Palazzo Massimo’da. Bunlardan bir tanesi de Triclinium Freskleri. Livia’nın Evi diye de bilinen çıkartıldığı kazı alanından taa buralara kadar taşınan, milattan önce 20li yıllardan günümüze ulaşmayı başarmış freskler bunlar. Zamanında freskler İmparator Augustus’un karısı Livia’nın evinin yemek odasını süslüyormuş. Yemek odasını bu kadar meşhur yapan özelliği ise duvarlarının sanki bahçe gibi ağaçlar ve çiçekler ile boyanmış olması imiş. İçerideymişsiniz ama dışarıdaymışsınız gibi. Bugündeymişsiniz ama 2000 yıl öncesindeymiş gibi.
Hala vaktiniz varsa Roma Ulusal Müzesi’nin diğer koleksiyonunu Termini istasyonuna yakın Palazzo Altemps’e de uğrayabilirsiniz. Burada da lahitler, rölyefler, freskler, büstler, granit heykeller ne ararsanız mevcut. Oraya kadar gitmişken de birkaç dakikalık yürüyüş mesafesinde olan Roma Ulusal Müzesi’nin son bölümü Diocletian Hamamları’na da bir şans verebilirsiniz. Sadece 21. yüzyıl plaza çalışanlarının akşamları spor salonuna gittiğini (veya sadece yıllık üye olup suçluluk/pişmanlık duyduğunu) düşünen bizim gibi bünyeler için yaklaşık iki bin yıl öncesinden 3000 kişilik bir spor salonu, spa, sauna, kütüphane kompleksi ile karşılaşmak şaşırtıcı olabiliyor 🙂 Şunu da söylemeden geçmeyelim burada da bol bol antik heykeller mevcut (giriş, 7 euro; hepsi için tek bilet yeterli).
Düşündüğümüzden daha çok Roma’da gezilecek yer varmış, bu kadar müzeyi, kaleyi ne kadar zamanda gezeriz diyorsanız söyleyelim Eğer listedeki her yeri gezmek isterseniz iki gün ayırmanız gerekecektir. Çünkü Roma’da gezilecek yerler epey bir fazla. Bir de bu kadar yere turistlerin oluşturduğu sıralar eklenince zaman nasıl geçiyor anlamıyorsunuz doğrusu.
Umarız Roma müzeleri ve ile ilgili yazımızı beğenmişsinizdir. Roma’da gezilecek başka yerleri merak ediyorsanız, mesela Aşk Çeşmesi’ni 🙂 diğer yazılarımıza aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. Ayrıca eğer hala Roma’da ideal otelinizi bulamadıysanız da Roma otel tavsiyelerimiz işinize yarayabilir.
Roma otel tavsiyelerimiz:
Diğer Roma yazılarımız:
Daha fazla gezilecek yer için takip edin:
