[sg_popup id=13229]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]
Disneyland Paris’te gezilecek yerler o kadar fazla ki eğer bir günlüğüne gelmeyi planlıyorsanız, biraz egzersiz yapmış olmanız faydalı olacaktır. Çünkü kısa zamanda daha çok yer gezebilmek ve eğlencenin tamamını deneyimlemek için roller coasterlardan Disneyland Paris’in görülmesi gereken şovlarına koşturmanız gerekiyor. Kısıtlı zamanınız olacağı düşünüldüğünde, en güzel aktivitelerin girişinde “S” şeklindeki uzun mu uzun sıraları gördüğünüzde Disneyland Paris’i en kalabalık gününde ziyaret ettiğinizi düşünebilirsiniz. Aslına bakarsanız günde ortalama 30 binden fazla ziyaretçi geldiği düşünüldüğünde zaten Disneyland Paris’i pek de tenha görme şansınız yok. Böyle olunca Disneyland Paris’te nereleri gezeceğinizi, onlarca eğlenceden hangilerini seçeceğinizi önceden iyi planlamak gerekiyor. Planlama gerçekten önemli olabiliyor çünkü bazı şovlar günde bir veya iki kez ve sadece belirli saatlerde başlıyor.
Madem Disneyland Paris’te hem gezilecek çok yer var hem de zaman kısıtlı öyleyse hemen konuya girelim. Disneyland Paris dendiğinde insanın aklına sadece bir park geliyor. En azından biz gitmeden önce öyle zannediyorduk :). Ama aslında Disneyland Paris, iki farklı park, bol bol restoranın olduğu Disney Village ve serpiştirilmiş Disney otellerinden oluşan büyük bir alan. Parklardan birincisi çizgi filmlerin etkisinin bol bol hissedildiği yani daha çocuksu Disneyland Park, ikincisi ise dublör şovları, korku kuleleri ile bizim gibi daha büyük çocuklara yönelik Walt Disney Studios Park. İki park arasında bir geçiş olmadığından ikisi için de ayrı park bileti almak gerekiyor.
Kaynak: iTunes
Bu kısa özetten sonra parkları anlatmaya geçebiliriz. Önce Walt Disney Studios Park’ı anlatmaya çalışalım, oradan da Disneyland Park’a geçer, onu da ayrı bir sayfada anlatırız J.
Walt Disney Studios Park
Walt Disney Studios Park’ta güne başlamak için en akıllıca tercih, bizim gittiğimizde de parkın en yoğun eğlencesi olan, en korkutucu ve Disneyland Paris’in mutlaka görülmesi gereken Korku Kulesi (The Twilight Zone Tower of Terror) olabilir. Bulması da oldukça kolay, kulenin üzerinde The Hollywood Tower Hotel yazıyor zaten. Aslında otelin isminden ziyade dışarıdan The Walking Dead filminden çıkmış gibi görünen bir bina desek daha kolay bulabilirsiniz J.
The Twilight Zone Tower of Terror
Sıra demişken aklınıza öyle varlığı yokluğu belli olmayan, üç beş kişinin sizin önünüzde salındığı, etrafı seyrederken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir kuyruk gelmesin. Ucu bucağı olmayan, sıra beklerken Korku Kulesi’nin her köşesini döndüğünüzde daha da mı var dedirten bir sıraya maruz kalıyorsunuz. Sıra o kadar uzun ki sırf sırada beklerken insanlar daha da sıkılmasınlar diye nasıl daha eğlenceli hale getirebiliriz diye düşünmüşler. Spoiler! The Hollywood Tower Hotel’e gidecekler sıranın uzun olduğu anafikrini edinip bir sonraki paragraftan devam edebilirler J. Otelin etrafındaki sıkıcı sırada zik zak çizerek ilerledikten sonra sıra, otelin içine doğru uzanıyor. Zombiler tarafından saldırıya uğramış ve insanların valizlerini bile toplayamadan kaçtığı izlenimi veren örümcek ağlarının kapladığı, tozların gün ışığının ortasında dans ettiği lobiye giriyoruz sonra ve sıra hala devam ediyor L. Bellboylar ile karşılaşıp kazan dairesine gittiğimizde ise eğlencenin artık başlayacağını sanıyoruz ama nafile, sıra hala devam ediyor. Kazan dairesinin altını üstüne getiren sıra, bizi asansörlere kadar götürüyor. Sonunda eğlence başlıyor galiba J. Asansörün kapısı açılıyor, bellboy …