[sg_popup id=13284]
[widgets_on_pages id=”Adsense Auto Ads”]
Amsterdam’a geldiyseniz, Hollanda’nın meşhur yel değirmenlerini yakından göreceğiniz Zaanse Schans’a uğramadan geri dönmek olmaz. Zaten bir saatten daha kısa sürede Dam Meydanı’ndan sadece bir vasıta ile Zaanse Schans’a gelebileceğiniz düşünüldüğünde bu fırsatı kaçırmak istemeyeceksinizdir. Zaanse Schans, yazlık tatil yollarında görmeye alıştığımız bilim kurgu filmlerinden çıkmış gibi duran devasa rüzgar türbinleri ile dolu tarlaların, onlarca yıl önceki hali gibi adeta. Tek fark Zaanse Schans’taki yel değirmenlerinin amacı elektrik üretmek değil. Onlar aslında Hollanda topraklarının, bir an bile olsun boş bırakılmaya gelmeyecek deniz ile olan savaşındaki masum görünümlü silahları 🙂 Biz de doğrusu Zaanse Schans’taki yel değirmenlerinin bu kadar da ulvi bir amaç ile kullanıldıklarını bilmiyorduk. O yüzden Zaanse Schans’ı ve meşhur yel değirmenlerini en başından anlatmaya çalışalım. Öncelik yel değirmenlerinde 🙂
Eğer siz de sadece, Cervantes’in kahramanları Don Kişot ve Sancho Panza’nın ezeli düşmanı olarak tanıyorsanız yel değirmenlerini Hollanda’nın niçin yel değirmenleri ile özdeşleştiğine anlam verememişsinizdir. Doğru ya, niçin bu kadar çoklar Hollanda’da? Çoklar çünkü malum Hollanda’nın dörtte biri su seviyesinin altında. Hollanda topraklarının sadece yarısı da su seviyesinin bir metre üstünde. Yel değirmenleri de hem su seviyesinin altındaki yerlerden suyun dışarı pompalanmasında kullanılıyormuş hem de göletlerin kurutulup verimli tarlalara çevrilmesine yardımcı oluyormuş. Bu arada güzel bir oyun bulduk Hollanda’nın deniz ile olan ve haritalarda var oldukları sürece devam edecek amansız mücadelesini konu alan. Buradan bir göz atabilirsiniz 🙂 Seyahat blogunda konu nerelere vardı ya 🙂 Ne güzel Zaanse Schans’ı anlatacağız, fotoğrafları ekleyeceğiz diye oturmuştuk bilgisayar başına 🙂 Hepsi gecenin bir yarısı enerji içeceği içmekten oluyor 🙂
Battı balık diyerek, araya küçük bir hipotez de atalım doktora tez günlerinden yadigar 🙂 Hollanda’nın toprakları düz olduğundan bisiklet kullanımı yaygındır. Yokuş çıkmadıkları için bisiklete rahat binebilmektedirler. Sanki İstanbul yedi tepe üstüne kurulu olmasaydı her yere bisiklet ile gidecektik ya neyse 🙂
Biz konumuza yani Zaanse Schans’a geri dönelim. Hava durumundan bahsedelim biraz da. Normalde pek hava durumuna değinmeyiz ama burası için bir istisna yapalım. Çünkü bilmiyoruz bizim şansımıza mıydı yoksa yel değirmenlerinin doğası gereği rüzgarlı yere kurulması gerektiğinden mi, Temmuz ayında gitmiş olmamıza rağmen dışarısı 15 derece idi ve rüzgarlıydı. Bu arada söyleyelim, Zaanse Schans’tayken rüzgar ve yel değirmeni eşleşmesini bir türlü yapamamış, niçin bu kadar rüzgarlı burası diyip durmuştuk 🙂
Zaanse Schans’taki her yel değirmeni sadece suların başka yerlere pompalanmasında kullanılmıyor. Bazıları bıçkı tezgahı olarak, bazıları da yağhane olarak kullanılıyor. Zaanse Schans’ın en güzel yanlarından birisi de ufak bir ücret karşılığı bu yel değirmenlerinin içlerine girebiliyor olmanız. Aşağıdaki bıçkı tezgahı görevi üstlenen bir değirmen mesela.
Zaanse Schans’ta başka yapılacak neler var?
Hollanda mimarisinin keyfini çıkartabilirsiniz.
Güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz kazlar eşliğinde veya onlar birilerinin peşine takılabilir, siz de gülümseme ile onları seyredersiniz 🙂
Minik peynir fabrikalarını gezebilir, enfes peynirler alabilirsiniz kendinize. Tamam tamam, bir Ezine değil 🙂
Bir de bot turu yapabilirsiniz. Fotoğraf temsilidir 🙂
Emin olamadık, Amsterdam’dan kalkıp o kadar yol gideceğiz şimdi. Biraz daha görseydik keşke??
Bunu dilediniz mi gerçekten!?! Öyleyse keşke başka bir şey isteseymişsiniz çünkü bu isteğiniz kabul oldu 🙂 Buradaki webcamlerden canlı olarak Zaanse Schans’ı seyredebilirsiniz 🙂
Zaanse Schans Card gibi …